MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Vek. Av. ... Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. -K A R A R-Davacı vekili, davalı kooperatif tarafından müvekkili hakkında başlatılan icra takibine dayanak teşkil eden bir kısım senetlerde müvekkilinin kefil sıfatı ile imzasının bulunmadığını, imzası bulunan senede ilişkin kefaletin hangi alacak için geçerli olduğunun anlaşılamadığını, senetlerde kefalet miktarının belli olmadığını, senetlerin yasal şartları taşımadığını ileri sürerek, anılan takip nedeniyle borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre; anılan icra dosyasındaki borç senetlerine esas teşkil eden genel kredi sözleşmesinde kefilin sorumlu olacağı miktar belirtilmediği için kefalet aktinin geçersiz olduğu, bu sebeple davacının söz konusu borçtan sorumluluğu bulunmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.1-Dava, icra takibine konu senetlerden dolayı borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.Dava tarihinde yürürlükte olan HUMK'nun 17. maddesi (01.10.2011 tarihinden sonra açılan davalar bakımından geçerli olan 6100 sayılı HMK'nın 14. maddesi) uyarınca kooperatif ile üyesi arasındaki davanın kooperatifin muamele merkezinin bulunduğu yer mahkemesinde görülmesi gerekir. Bu yetki kuralı kamu düzenine ilişkin kesin yetki kuralı olup, davanın her aşamasında ileri sürülebileceği gibi mahkemece re'sen dikkate alınması gerekir. 4721 Sayılı TMK'nın 51. maddesine göre hükmi şahsın ikametgahı, anasözleşmede aksine hüküm bulunmadıkça muamelelerinin yürütüldüğü yerdir. Bu durumda mahkemece, davalı kooperatifin merkezinde değişiklik olup olmadığı da gözetilerek, dava tarihi itibariyle kooperatif muamelelerinin yürütüldüğü merkezin bulunduğu yer, tereddüde mahal bırakmayacak şekilde belirlenip sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, bu husus gözardı edilerek yazılı şekilde uyuşmazlığın esası ile ilgili hüküm kurulması doğru olmamıştır.2-Bozma nedenine göre, davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir..../...S.2SONUÇ:Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davalı yararına BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere 05.10.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.