Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 5749 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 1921 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : Çamardı Asliye Hukuk Mahkemesi (Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla)TARİHİ : 29/11/2012NUMARASI : 2011/59-2012/160Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. -K A R A R-Davacı vekili, davalıların ortak murisi olan B.. B.. aleyhine 2004 yılında başlatıkları icra takibi sırasında B.. B..'ın 2008 yılında vefatı üzerine alacağın davalılardan tahsili için başlatılan takibe davalıların TMK'nın 605/2. maddesi uyarınca tereke borca batık olduğundan mirası reddetmiş sayılacaklarının kabul edilmesi gerektiğini belirterek borca itiraz ettiklerini, ancak davalıların mirası ret kararı ibraz etmediklerini ve yasal süresi içerisinde de mirası reddettiklerine dair bir dava açmadıklarını ileri sürerek, itirazın iptali ile % 40 icra inkar tazminatının tahsilini talep ve dava etmiştir.Davalılar vekili, murisin hayatta olduğu dönemde acz içinde olması nedeniyle terekenin borca batık olduğunu, mirasın reddi hükümleri açıkça uygulanacağından ayrıca mirasın reddi davası açılması gerekmediğini savunarak, davanın reddini ve %40 kötüniyet tazminatının tahsilini istemiştir.Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; ölüm tarihinde miras bırakanın ödemeden aczi açıkça belli ise mirasın hükmen reddedilmiş sayılacağı, davalıların murisi olan borçlunun herhangi bir malının bulunmadığı, malvarlığının borca batık olduğunun saptandığı, ancak davanın açılmasında davacının kusuru bulunmaması nedeniyle davacı taraf aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücreti takdirine yer olmadığı gerekçesiyle, davanın reddi ile davacının, davalı yararına %40 tazminat ödemesine, yargılama giderlerinin davalıdan tahsiline karar verilmiştir.Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.1-Davacı vekilinin temyiz itirazları yönünden;a)Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.b)Dava, davalılarının murisinin borcunun tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.İİK'nın 67/2. maddesi " Bu davada borçulunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötüniyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre ret veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden (02.07.2012-6352/11 madde ile değişik)aşağı olmamak üzere uygun bir tazminata mahkum edilir." hükmünü içermektedir. İİK’nın 67/2. madde hükmündeki düzenlemeye göre, borçlunun itirazında haksızlığının belirlenmesi ve alacağın likit olması halinde, istem varsa borçlu aleyhine icra inkar tazminatına; alacak likit olsun veya olmasın, böyle bir alacağa dayalı takibin, haksız ve kötüniyetli olması halinde ise istem varsa, borçlu lehine kötüniyet tazminatına hükmedilmesi gerekmektedir. İşbu tazminata hükmedilmesi için takibin haksız olması tek başına yeterli olmayıp, ayrıca alacaklının takibi başlatmakta kötüniyetli olması da gerekmektedir. Alacaklının kötüniyetli sayılabilmesi için de, takibin haksız olduğunu bildiği ya da bilmesi gerektiği halde icra takibine girişmiş olması gerekir. Bu hususun ispat yükü de, davalı borçludadır. (Bkz. Prof. Baki Kuru, İcra ve İflas Hukukunda Menfi Tespit Davası ve İstirdat Davası, Ankara 2003, sayfa 173 vd.) Dairemiz'in 19.01.2012 tarih ve 2011/2342 E., 2012/239 K; 14.05.2013 tarih ve 1991 E, 3176 K. sayılı ilamları da aynı yöndedir.Somut olayda davacı alacaklı, var olduğunu düşündüğü bir alacağın tahsilini temin için icra takibine başlamış olup, terekenin borca batık olması sebebiyle mirasın reddedilmiş sayılacağı, buna göre takibinde haksız olduğu yargılama sonunda anlaşılmış ise de, takibi başlatmakta kötüniyetli olduğu yönünde dosya kapsamında herhangi bir bilgi belge bulunmadığı halde davacı alacaklının kötüniyetli olduğunun kabulü ile kötüniyet tazminatına hükmedilmesi doğru olmamıştır.2-Davalılar vekilinin temyiz itirazlarına gelince;Mahkemece, davanın reddine karar verildiğine göre, itirazlarında haklı olduğu belirlenen davalılar lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, davacının davanın açılmasında kusurunun bulunmadığı gerekçesiyle vekalet ücreti verilmemesi doğru olmamıştır.SONUÇ :Yukarıda (1-a) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (1-b) numaralı bentte açıklanan nedenle davacı vekilinin, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın taraflar yararına BOZULMASINA, davalıların peşin harçlarının iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 18.09.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.