MAHKEMESİ : KDZ. Ereğli 2. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 10/04/2014NUMARASI : 2014/62-2014/133Taraflar arasındaki tazminat davasının bozma ilamına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R -Davacılar vekili, müvekkillerinin murisi olan arsa maliki ile davalı yüklenici arasında imzalanan arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi gereğince müvekkillerine teslimi gereken dairelerin ihtara rağmen süresinde teslim edilmemesi üzerine davalının temerrüde düştüğünü, arsanın eski hale getirilmesi gerektiğini, müvekkillerine ait olan ve sözleşmeye konu arsa üzerinde bulunan meyve ağaçlarının edimin ifası kapsamında sökülmek zorunda kalındığını, yeni bir sözleşme yapılması halinde müvekkillerinin zarara uğrayacağını ileri sürerek, anılan sözleşmenin feshini ve menfi zarar kapsamında 20.000,00 TL tazminatın faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, davanın reddine dair verilen karar, Dairemizin 22.03.2013 tarih ve 477 E., 1809 K. sayılı ilamıyla; davacının fesih talebi hakkında hüküm kurulması gerekirken, sözleşmenin münfesih olduğu sonucuna varan gerekçesi, yeterli inceleme ve değerlendirmeye dayanmadığı gibi, hüküm fıkrasında fesih ile ilgili olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemesinin de doğru olmadığı belirtilerek bozulmuştur. Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda; davanın, akdin feshi talebi yönünden kabulü ile sözleşmenin feshine, tazminat talebi yerinde görülmediğinden reddine karar verilmiştir. Karar, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına göre, davalı yüklenici vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.2-Davacılar vekilinin temyiz itirazları yönünden;Dava, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin feshi ile menfi zararların tazmini istemine ilişkindir.Sözleşmede aksi kararlaştırılmamışsa, sözleşmeden haklı olarak dönen taraf, temerrüde düşmekte kusurlu olan taraftan dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan BK’nın 108. maddesi uyarınca ancak menfi zarar talep edebilir. Gerçekten, BK’nın 108/II. maddesi uyarınca "Borçlu kendisine hiçbir kusur isnat edilemeyeceğini ispat edemezse, alacaklı akdin hükümsüzlüğünden mütevellit zararın tazminini de talep edebilir." Menfi (olumsuz) zarar, genel bir anlatımla hukuken geçerli olmayan bir borç ilişkisinin geçerli olduğuna inanmaktan (güvenmekten) doğan zarardır. Bu zarar, alacaklının sözleşme yaptığı için uğradığı, sözleşme yapmamış olsa idi uğramayacağı zarar olup, sözleşmeye güvenilerek yapılan harcamaların (giderlerin) tamamı, başka bir anlatımla karşı tarafın malvarlığına girmese bile o sözleşme nedeniyle cepten çıkan paradır. Somut uyuşmazlıkta mahkemece; inşaatın süresinde bitirilmediği, %10,28 oranda iken terk etmesi nedeniyle yüklenicinin temerrüde düştüğü saptanmış ve geriye etkili olarak sözleşmenin feshine karar verilmiştir. Bu durumda arsa sahiplerince, BK'nın 108 (TBK'nın 125) . maddesi uyarınca uğradıkları yukarıda açıklanan olumsuz zararın tahsili istenebilir. Davacılar vekilince, taraflar arasında sözleşme yapılması nedeniyle arsalar üzerindeki ağaçların kesilmesi nedeniyle zarara uğranıldığı ileri sürülmüştür. Davacıların taşınmazları üzerindeki ağaçların sözleşme yapılması nedeniyle kesildiğinin saptanması halinde uğrayabilecekleri zararın olumsuz zarar olduğu açıktır. Bunun yanında, dosya kapsamında alınan bilirkişi raporu ile arsa üzerinde mevcut kısmi inşaatın güvenilirlik açısından kali ve kaldırılması gerektiği belirtilmiştir.Bu durumda, gerek kesilen ağaçların bedeli gerekse de kısmi imalatın kaldırılması ile eski hale getirme bedelinin hüküm altına alınması gerekirken; soyut olarak bu taleplerin reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuş bozmayı gerektirmiştir. Her ne kadar mahkemece, imzalanacak yeni bir arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca hak kaybına uğranılmasından ötürü talep edilen tazminat istemi de ret kapsamına sokulmuşsa da davacı yanca henüz somut olarak yeni bir sözleşme yapıldığı ileri sürülerek kanıtlanmadığından, bu istemin ''şimdilik'' kaydıyla kabul edilmemesi yerinde görülmüştür.SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacılar yararına BOZULMASINA, davacılardan peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 10.09.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.