Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 5670 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 9819 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : İstanbul 4. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ : 08/05/2014NUMARASI : 2014/106-2014/397Taraflar arasındaki sıra cetveline şikayetin bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı şikayetin reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde şikayetçi vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. -K A R A R-Şikayetçi vekili, müvekkilinin borçlu K Yapı Mimarlık İnşaat Taahhüt San. ve Tic. Ltd. Şti'den olan alacağının tahsili için İstanbul 7. İcra Müdürlüğü'nün 2012/3644 Esas sayılı dosyasından takip başlattıklarını, borçlunun 3. kişi Kambur İnşaat Ltd. Şti'den olan alacakları üzerine ihbarname ile haciz konulduğunu, borçludan yana olan 3. kişinin borçulunun alacakları üzerine haciz koyarken hukuka aykırı davrandığını, 3 kişinin haciz ihbarnamesine verdiği cevapta alacağın üstünde İstanbul 30. İcra Müdürlüğü'nün haczinin olduğunu, bu dosyaya ödeme yapıldığında borçlunun şirketlerinden hiçbir alacağı kalmayacağını bildirerek itiraz ettiğini, bunun üzerine 30. İcra Müdürlüğü'nün ilgili dosyasına müzekkere yazılarak haciz ihbarnamesi hakkında bilgi istendiğini, ilgili icra müdürlüğü tarafından verilen cevapta, 3. kişiye 21.10.2011 tarihinde haciz ihbarnamesi gönderildiği ancak, herhangi bir cevap ve ödeme olmadığı gibi tebliğ tarihinin de olmadığının bildirildiğini, bu cevaptan da anlaşıldığı gibi 3. kişi tarafından İstanbul 30. İcra Müdürlüğü'ne herhangi bir cevap verilmediğini, ancak her nasılsa daha önceden dosyada olmadığı halde 3. kişinin haciz ihbarnamesi cevabının 27.10.2011 havale tarihi ile dosyanın içine konulduğunu, dosyada yapılan usulsüz işlemlere rağmen düzenlenen sıra cetvelinde paranın ilk haczin şikayet olunanın dosyasına ait olduğu gerekçesiyle müvekkilinin icra dosyasına ödeme yapılmadığını ileri sürerek, sıra cetvelinin iptalini ve 30. İcra Müdürlüğü'nün hukuka aykırı usulsüz işlemlerinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir.Şikayet olunan vekili, 3. kişi K. İnşaat Ltd. Şti'ne çıkarılan haciz ihbarnamesinin anılan şirketin faaliyet gösterdiği adreste çalışan Av. S. Ö.'e 24.10.2011 tarihinde elden tebliğ edildiğini, tebliğ alındığına dair ihbar fotokopisinin ''aslı gibidir '' ibaresiyle onaylanarak, bir gün sonra icra dosyasına konulduğunu, aslının kendilerinde olduğunu, 3. kişi K İnşaat Ltd. Şti'nin vekili aracılığıyla haciz ihbarına ilişkin olarak 27.10.2011 tarihinde cevap verdiğini, bu belgelerin daha önce dosyada bulunmasına rağmen her nasılsa daha sonra kaybolduğunu, daha sonra ilgili eksikliklerin taraflarınca tamamlandığını, ilk haczin kendilerine ait olduğunu, haciz ihbarnamesi gönderilmesi taleplerinin şikayetçinin talebinden çok önce olduğunu savunarak, şikayetin reddini istemiştir.Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; İstanbul 30. İcra Müdürlüğü dosyasında 3. şahsa haciz ihbarnamesinin tebliğe çıkarılmadığı, usulüne uygun tebligat yapılmadığı, alacaklı şikayet olunan vekilinin sunduğu tebliğ belgesinin suret belge olup, işlemlere dayanak edilemeyeceği, keza 3. şahsın itirazına ilişkin tarihsiz ve yapılan araştırmada tarayıcıdan geçmeyen 27.10.2011 havale tarihli gözüken haciz ihbarnamesi cevabının da suret belge olup işlemlere dayanak edilemeyeceği, 30. İcra Müdürlüğü'nce aslı olmayan belgelere dayanılarak düzenlenen sıra cetvelinin usulsüz olduğu, 30. İcra Müdürlüğü dosyasında 3. şahsa usulüne uygun haciz ihbarnamesi tebliğ edildiğinin ve borçlu alacağı üzerine haciz konulduğunun kabul edilemeyeceği gerekçesiyle, şikayetin kabulü ile sıra cetvelinin iptaline dair verilen karar şikayet olunan vekili temyiz itirazı üzerine yapılan inceleme sonucu, Dairemizce 27.10.2011 tarihli 3. kişi cevabının mevcudiyeti karşısında mahkemece bu yazıya itibar edilmemesi ve haciz ihbarnamesinin tebliğinin usulsüz olup olmadığının tartışılması ve icra dosyasındaki 27.10.2011 tarihli belge asıl olmasına rağmen suret olduğunun kabulü ile şikayet olunanın haciz ihbarnamesi tarihinin daha önce olduğu gözönünde bulundurularak, şikayetin reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı gerekçe ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmadığı gerekçesi ile bozulmuş, mahkemece bozma ilamı ve tüm dosya kapsamına göre şikayetin reddine karar verilmiştir.Kararı, şikayetçi vekili temyiz etmiştir.Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına göre, şikayetçi vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, şikayetçi vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, kararın tebliğinden itibaren 10 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 07.09.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.