MAHKEMESİ : Alaplı Asliye Hukuk Mahkemesi (Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla)TARİHİ : 19/03/2013NUMARASI : 2012/175-2013/114Davacının açmış olduğu iflasın ertelenmesi davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde müdahiller Y.. A.. ile M.. U.. vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup Düşünüldü. -K A R A R-Davacı vekili müvekkilinin fındık kırma işi ile iştigal ettiğini, bir mağazasıyla da mobilya imalat ve satışı yaptığını; fındık üretimindeki azalmanın şirketi olumsuz etkilediğini ve enerji, işçilik ve hammadde maliyetlerinin arttığını, kullanılan kredilerin yüksek finansman giderine yol açtığını; üretimi sürdürmek, maliyetleri düşürmek, pazar payını korumak, ihtiyaç fazlası araç ve demirbaşları satmak, katma değeri yüksek ürünlere yönelmek suretiyle borca batıklıktan kurtulabileceklerini ileri sürerek iflasın bir yıl süreyle ertelenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Mahkemece iddia, müdahil beyanları, bilirkişi raporları ile tüm dosya kapsamına göre, davacı şirketin borca batık durumda bulunduğu, projedeki kâr hedeflerinin ulaşılabilir olduğu ve bu tutarla bir yandan işletme sermayesi ihtiyacını karşılayabileceği ve borçlarını yirmi ay içinde kapatabileceği gerekçesiyle iflasın bir yıl süreyle ertelenmesine karar verilmiştir. Kararı, müdahiller Y.. A.. ile M.. U.. vekilleri temyiz etmiştir. İflasın ertelenmesini isteyen kooperatif ve sermaye şirketlerinin borca batık durumda bulunması (bir diğer ifade ile varlıklarının rayiç değerlerinin borçlarını karşılayamaması), fevkalade mühletten yararlanmamış olması ve sunacakları iyileştirme projesi kapsamında mali durumlarının ıslahının imkân dâhilinde görülmesi gerekir (İİK.m.179). Gerek borca batıklığın ve gerek iyileştirme Projesinin ciddi ve inandırıcı olup olmadığının tespiti özel ve teknik bilgiyi gerektirdiğinden bu değerlendirmelerin yapılması için bilirkişi görüşüne başvurulmalıdır (HMK.m.266). Hâkim de bu raporla o konudaki özel ve teknik bilgi ihtiyacını giderebilmeli ve raporun hukuka uygunluğunu denetlemelidir. Projenin ciddi ve inandırıcılığı öncelikle ve özellikle sermaye ve/veya kârlılığın ne şekilde arttırılacağı ve borca batıklıktan kurtulmanın ne şekilde sağlanacağı somut, belgelere dayalı ve gerçekçi bilgi ve öngörülerden yola çıkılarak tespit edilmeli, diğer proje unsurları için de bilimsel veriler değerlendirilmelidir. Somut olayda davacı şirketin borca batık durumda olduğunda tereddüt bulunmamaktadır. Sunulan iyileştirme projesinin ciddi ve inandırıcı olup olmadığı noktasında kural olarak davacı şirketin sermaye ve/veya kârlılığını ne şekilde arttıracağı ve borçlarını ne şekilde ödeyeceği hususlarının belirtilmesi gerekir. Sadece iflasın ertelenmesine ilişkin olarak İcra ve İflâs Kanunu'nda gösterilen ihtiyati tedbirlerle erteleme kararı verilemez. Somut olayda davacı tarafından sunulan iyileştirme projesinde ortakların 1.250.000,00 TL tutarında sermaye artışı yapacağı belirtilmiş; bu konuda da üç yıllık bir takvim öngörülmüştür. Bilirkişiler tarafından belirlenen borca batıklık tutarı dikkate alındığında sadece sermaye artışının bile borca batıklıktan kurtulmaya yeteceği anlaşılmaktadır. Ne var ki, 2013 yılının Nisan ve Haziran aylarında düzenlenen kayyım raporlarında güncel veriler yerine 31.12.2011 tarihli veriler esas alındığından, sermaye artışına ve borca batıklığına ilişkin açıklamaya rastlanamamıştır. Bu durumda davacı şirket ortaklarının sermaye arttırımı için yasal gerekleri yerine getirip getirmediği ve ödeme yapıp yapmadıkları konusunda inceleme yapılmak gerekirken, bu hususun dosyaya yansıtılmamış olması eksik inceleme niteliğindedir. Diğer taraftan proje unsuru olarak gösterilen ihtiyaç fazlası araç ve demirbaşların satışı da muhasebe ve hukuk ilkelerine uygun iyileştirme uygulaması sayılamaz. Zira borca batıklık esasen varlıkların borçları karşılayamaması anlamında olup, varlık kalemlerinin elden çıkartılması öncelikle alacakların teminatsız kalması anlamına gelmektedir. Bu durumda mahkemece projenin ciddi ve inandırıcı olup olmadığı ve süreç içindeki uygulamaların projede gösterilen iyileştirme unsurlarına uygun bulunup bulunmadığı hususunda somut verilere dayalı, teknik, denetime elverişli ve detaylı bir inceleme için, dosyanın oluşturulacak uzman bir heyete tevdii ile dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılması ve varılacak uygun sonuca göre bir karar verilmek gerekirken, eksik inceleme ve hatalı değerlendirmelerle yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle, hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde müdahil Yapı ve Kredi Bankası A.Ş'ye iadesine, kararın tebliğinden itibaren 10 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 12.09.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.