MAHKEMESİ : İstanbul 17. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 04/04/2013NUMARASI : 2007/356-2013/164Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde asıl ve birleşen davada davacılar vekilleri ile birleşen davada davalı A.. A.. tereke idaresi vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. -K A R A R-Asıl davada davacılar vekilleri, müvekkillerine murislerinden kalan ve tevhitle 480 ada 275 sayılı parseli oluşturan 480 ada ve 60, 58 269, 137, 22, 135 parsel sayılı taşınmazlar üzerinde inşaat yapılması amacıyla davalı yükleniciler İ.. V.. ve M.. V.. ile 1992, 1997 ve 2000 yıllarında arsa payı karşılığı inşaat sözleşmeleri yapıldığını, sözleşmelerde taraf hisseleri %50-%50 olarak belirlenerek, binanın % 50 hisse itibari ile önce eşit gruba ayrılacağı daha sonra ise kur'a ile yerlerin tespit edileceğinin kararlaştırıldığını, davalı yüklenicilerin ise bu düzenlemeye aykırı şekilde kendi istekleri doğrultusunda müvekkillerinin bilgisi dışında kat irtifakı kurarak bağımsız bölümlerden kıymetli olanları kendileri, daha düşük olanları ise müvekkilleri adına tescil ettirdiklerini ileri sürerek, tapu kaydının iptali ile ana taşınmazın kaydının eski hale getirilmesine, sözleşme hükümleri uyarınca müvekkilleri hissesine karşılık gelen bağımsız bölümlerin tespitine ve tapuda adlarına tesciline, bu taleplerin kabul görmemesi durumunda fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 10.000,00 TL tazminatının davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmişler, ıslah dilekçeleriyle davacı Yöntem'ler vekili talebini 195.650,00 TL; davacılar S.. K.. ve M.. K.. vekili ise 88.150,00 TL olarak arttırmıştır.Asıl davada davalılar İ.. V.. ve M.. V.. vekili, paylaşımın sözleşmeye uygun olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.Asıl davada davalı A.. A.. tereke idaresi vekili, ölü kişiye karşı dava açılamayacağını, davacılar ile yüklenici davalılar arasındaki arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerinde A.. A..'un taraf olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.Birleşen davada davacılar vekilleri, müvekkilleri ile yükleniciler İ.. V.. ve M.. V.. arasında imzalanan arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerinde yüklenicilerinin bağımsız bölümlerin paylaşımına ilişkin hükümlere uymadığını ileri sürerek, 180 ada, 275 parsel üzerinde kayıtlı bulunan taşınmaz üzerinde sözleşmeye aykırı olarak tesis edilen hisseler nedeniyle, taşınmazın üzerindeki tüm tapu kayıtlarının iptaline, ana taşınmaz kaydının eski hale getirilmesine, sözleşme hükümleri uyarınca müvekkil hisselerine karşılık gelen bağımsız bölümlerin tespitine ve davacılar adına tesciline, sözleşmenin mahkemece tesciline, bu taleplerin kabul görmemesi halinde 7.500,00 TL maddi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Birleşen davada davalı tereke idaresi vekili, davacılar ile yüklenici davalılar arasındaki arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerinde A.. A..'un taraf olmadığını, tereke idaresinin Kadıköy 2. Sulh Hukuk Mahkemesi, (Tereke Hakimliği'nin 2002/66 tereke sayılı) dosyasından bilirkişiler aracılığı ile sözleşmenin uygulanması ve tereke idaresinin yükleniciden talep edeceği bağımsız bölümlerin belirlenmesi sonrasında idare memurluğuna verdiği yetki ile tapuda yüklenici ile tapu tescil işlemi yapıldığını savunarak, davanın reddini istemiştir.Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; tapunun iptali ile taşınmazın eski malikleri adına tapuya tesciline karar verilmesi yönündeki talebin, kabul edilir hiç bir makul tarafı olmadığı gibi, hak ve nesafet kurallarına da uygun düşmediği, dava konusu taşınmaz üzerinde inşaat yapıldığı ve bir kısım bağımsız bölümlerin paylaşımının yapıldığı, bu aşamadan sonra, tapunun iptaline karar verilmesinin herkesi mağdur edeceği, davacıların haklarının tam olarak verilmediği, bu alacaktan ölen davalı A.. A..'un sorumlu olduğu, diğer davalılar İbrahim ve M.. V..'ın hukuki sorumluluğunun bulunmadığı gerekçesiyle, asıl ve birleşen davanın kısmen kabulü ile asıl davada davalılar İbrahim ve M.. V.. hakkında açılan davaların reddine, davacı tarafın tapu iptali ve tescil talebinin reddine, asıl ve birleşen davada davacılar M.. A.., N.., H..,M..ve C.. Y.. için 195.650,00 TL'nin; asıl ve birleşen davada davacılar Metin ve S.. K.. için ise 88.150,00 TL'nin yasal faizi ile birlikte birleşen davada davalı A.. A..'un terekesinden ya da mirasçılarından müştereken ve müteselsilen alınarak bu davacılara eşit miktarlarda ödenmesine karar verilmiştir.Kararı, asıl ve birleşen davada davacılar vekilleri ile birleşen davada davalı A.. A.. tereke idaresi vekili temyiz etmiştir.1-Asıl ve birleşen dava, yükleniciler İ.. V.. ve M.. V.. ile yapılan arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine dayalı tapu iptal tescil, mümkün olmadığı taktirde tazminat istemine ilişkindir. 6100 sayılı HMK'nın 111/2. maddesi "Mahkeme, davacının asli talebinin esastan reddine karar vermedikçe, fer’î talebini inceleyemez ve hükme bağlayamaz." hükmünü içermektedir. Mahkemece, asıl ve birleşen davada davacıların tapu iptal ve tescil istemi, bu talebin kabul edilir hiç bir makul tarafı olmadığı, hak ve nesafet kurallarına da uygun düşmeyeceği, dava konusu taşınmaz üzerinde inşaat yapıldığı, bir kısım bağımsız bölümlerin paylaşımının yapıldığı, bu aşamadan sonra tapunun iptaline karar vermenin herkesi mağdur etmekten başka hiçbir işe yaramayacağı gerekçeleriyle reddedilmiştir. HMK 297. maddesi (HUMK 388 md. 3. bent) hükmün kapsamını düzenlerken (c) fıkrası ile de hükmün gerekçesine atıfla hükmün tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebeplerin yer alması gerektiği belirtilmiştir. Dava konusu taşınmazda 29.06.2007 tarihinde kat irtifakı kurulduğu, asıl davanın ise 05.10.2007 tarihinde açılmış olduğu gözetildiğinde terditli tapu iptal tescil isteminin reddi yönünden gösterilen gerekçenin hiçbir hukuki dayanağının olmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda mahkemece, asıl ve birleşen davada davacıların davalı yükleniciler İ.. V.. ve M.. V..'ın kendilerine verilen vekaletname ile sözleşmeye aykırı olarak bağımsız bölüm paylaşımlarını yaptıkları iddiasıyla tapu iptal ve tescil istemi ile ilgili olarak, sözleşmeler hükümleri de değerlendirilerek inceleme ve araştırma yapılıp sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır.2- Bozma nedenine göre asıl ve birleşen davada davacılar N.. Y.., M.. Y.. , M.. Y.., H.. Y.., C.. Y.. vekili ile S.. K.., M.. K.. vekili ve birleşen davada davalı A.. A.. tereke idaresi vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.SONUÇ :Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, kararın BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlere asıl ve birleşen davada davacılar ve birleşen davada davalı A.. A.. tereke idaresi vekillerinin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan harçların istek halinde iadelerine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 11.09.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.