MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün bir kısım davalılar vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davalılar vekili Av. ... ile davacı vekili Av. ...'ın gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - KARAR -Davacı vekili, müvekkili ile davalılar arasında 30.04.1998 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi bulunduğunu, sözleşmeye konu 392 parsel sayılı taşınmazın İmar Kanunu'nun 18. maddesi uygulaması ile yeni parseller oluştuğunu, sözleşmeye göre doğan parsellerin davacı kooperatife ait olacağının kararlaştırıldığını ileri sürerek, 10025 ada 2 parsel sayılı taşınmazın davalılar adına olan tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalılar vekili, davacının edimini yerine getirmediğini savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre, davalıların dava dışı vekilleri ...'e arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi yapma ve taşınmazı satma yetkisi verdikleri, taraflar arasındaki sözleşmeyle 392 parsel sayılı taşınmazdan İmar Kanunu'nun 18. maddesinin uygulanması ile doğan parsellerin davacıya ait olacağının kararlaştırıldığı gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiştir. Kararı, davalılar vekili temyiz etmiştir. 1)Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalılar vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde değildir.2) Dava, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescili istemine ilişkindir.818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 355. vd. ( 6098 sayılı TBK'nun 470. vd) maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinin bir türü olan “arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi” iş sahibinin bir arsanın muayyen bir payının bedel olarak devri veya devri taahhüdü karşılığında, yüklenicinin bir inşa (yapı) eseri meydana getirmeyi taahhüt ettiği, tam olarak iki tarafa borç yükleyen, ivazlı, çift tipli bir karma sözleşmedir. Sözleşme tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 818 sayılı BK'nın 81. maddesine göre, karşılıklı borç yükleyen bir sözleşmenin ifasını talep eden kimse, sözleşmede aksine bir hüküm bulunmadıkça kendi borcunu ifa etmedikçe karşı taraftan edimin ifasını isteyemez. Somut olayda, davalılar vekili davacı yüklenicinin edimini yerine getirmediğini savunduğuna göre, bu savunma üzerinde durulmalıdır. Bu durumda, mahkemece, davacının tüm edimlerini yerine getirip getirmediği hususu üzerinde durularak, davacının tüm edimlerini yerine getirdiğinin saptanması halinde şimdiki gibi davanın kabulüne, tüm edimlerini yerine getirmemesi halinde ise davanın reddine karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır. SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalılar vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davalılar yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 1.100,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara ödenmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 04.02.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.