Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 5508 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 4963 - Esas Yıl 2013





Taraflar arasındaki itirazın kaldırılması ve iflas davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı temsilcisi tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.Davacı vekili, müvekkili şirketçe temlik alınan ve 27.05.2009 tarihli protokole konu edilen 35.000,00 TL alacağın tahsili amacıyla davalı hakkında genel iflas yoluyla takip yapıldığını, davalı tarafından süresinde itiraz edildiğini, protokol gereği müvekkili şirket lehine düzenlenmiş veya müvekkili şirkete ciro edilmiş bir bono olmadığı gibi bono bedelinin ödenmesinin de söz konusu olmadığını ileri sürerek, davalı şirketin itirazlarının kaldırılarak depo kararı çıkarılmasına, depo kararına rağmen borcun ödenmemesi durumunda davalı şirketin iflasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, kambiyo senedine bağlanan bir alacağın kambiyo senedi ibraz edilmeksizin istenemeyeceğini, bonoda mündemiç olan hakkın senetten ayrı olarakdermeyan edilemeyeceğini, davalının protokolde belirtilen 200.000,00 TL'yi ödediğini ve davacıya protokol gereği bono keşide ederek verdiğini, davacının da buna bağlı olarak icra dosyasından feragat ettiğini, bononun düzenlendiğini ve gününde elden ödendiğini savunarak, davanın reddini ve %40 kötüniyet tazminatının tahsilini istemiştir.Mahkemece, iddia, savunma, dosya kapsamı ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; taraflar arasında ihtilaflı olmayan 27.05.2009 tarihli protokol hükümleri uyarınca davalının davacıya 235.000,00 TL borçlu olduğunun, borcun 200.000,00 TL'sinin nakden, kalan kısmın 2009 vade tarihli bono düzenlenmek suretiyle ödeneceğinin kararlaştırıldığı, davalının davacı hesabına 200.000,00 TL havale ettiği, davacının ise protokolde adı geçen Antalya İcra Müdürlüğünün 2008/13245 E. sayılı dosyasındaki hacizlerin kaldırılması için talepte bulunduğu, protokolde belirtilen bononun düzenlenip düzenlenmediği ve bono ile ödeme yapılıp yapılmadığı hususunun taraflar arasında ihtilaflı olduğu, davalı tarafça ibraz edilen düzenleme tarihi içermeyen bononun geçerli olmadığı, davacının ise kendisine davalı tarafından verildiğini ve ödenmediğini iddia ettiği, bonoyu ibraz ettiği, taraflar arasındaki protokol hükümleri uyarınca davalının soyut borç ikrarında bulunduğu, 35.000,00 TL için senet düzenlemek ve teslim etmek yükümlülüğü altına girdiği, bu durumda, senedin ödendiği olgusunun senet borçlusu tarafından yazılı delil ile ispatlanması gerektiği, ancak dosyaya davalı tarafça senedin ödendiğine dair yazılı bir belgenin sunulmadığı, davalı tarafça yasal defterlerin bilirkişi incelemesi için ibraz edilmediği, davacının incelemeye ibraz edilen ticari defterlerinin kapanış tasdiklerinin yasal süresinde yaptırıldığı, bu nedenle davacı lehine delil olma niteliğini haiz olduğu, davacının yasal defterlerine göre davalıdan senet bedellerinden dolayı 35.000,00 TL alacaklı gözüktüğü, söz konusu senet bedelinin ödendiğine dair davacı defterlerinde herhangi bir kaydın bulunmadığı, dolayısıyla protokolde belirtilen 35.000,00 TL'nin ödendiğinin davalı tarafça ispatlanamadığı, 53.155,87 TL borcun ödenmesi hususunda davalı şirkete depo emri kararı usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş olup, davalı şirket tarafından verilen süre içerisinde depo emrine esas alacak davacıya ödenmediği gibi mahkeme veznesine de depo edilmediği gerekçesiyle, davanın kabulü ile davalı şirketin iflasına karar verilmiştir.Kararı, davalı temsilcisi temyiz etmiştir.1) Dava, İİK'nın 154. vd. maddeleri uyarınca başlatılan iflâs takibine vaki itirazın kaldırılması ve iflas istemine ilişkindir.Dosyanın incelenmesinden, davalıya, 15.11.2012 tarihli oturumda alınan ara kararı uyarınca çıkarılmış olan depo emrinin tebliğinden sonraki ilk oturuma gelen davacının, davalı ile anlaşmak üzere mehil istediği, mahkemece 07.02.2013 tarihli oturumda davacıya bir sonraki duruşma gününe kadar mehil verildiği, mahkemece, bir sonraki 07.05.2013 tarihli duruşmada davalının iflasına karar verildiği anlaşılmıştır.Doktrinde (Prof. Dr. Baki Kuru, İcra İflas Hukuku El Kitabı, 2. Baskı, 2013, Ankara, sh 1118) ve Yargıtay 19 HD'nin 05.10.2006 tarih ve 8094 E, 9184 K sayılı ilamında açıklandığı üzere;Depo kararı ile borçluya borcunu ödeyerek iflâs etmekten kurtulabilmesi için son bir imkân tanınmaktadır. Ticaret mahkemesi, depo kararını verirken, borçlunun borçlu olduğuna kesin kanaat getirmiş ve borçlunun itirazının kesin olarak kaldırılmasına karar vermiş, bununla borçlunun iflâsına karar vermek gerektiği sonucuna varmıştır. Ancak mahkeme, depo kararı ile, iflâs kararını yedi gün daha ertelemektedir. Bu yedi gün içinde borç (faiz ve icra giderleri ile birlikte) depo edilmez veya ödenmezse, mahkeme borçlunun iflâsına karar vermek zorundadır. Depo kararından sonraki ilkoturumda alacaklı borçluya borcu ödemesi için mehil verirse, mahkeme, bu mehile göre başka bir oturum günü belirler ve iflâs kararı verilmesini o oturuma erteler. Bu halde, mahkemenin, o günkü duruma göre yeni bir depo kararı vermesi ve bunu yeni oturum günü ile birlikte borçluya veya vekiline tefhim veya tebliğ etmesi gerekir.Bu durumda mahkemece, taraflara verilen sürenin bitim tarihi olan07.05.2013 tarihli duruşmada, depo emrinin verildiği güne kadar alacağın esası ve eklentileri hesaplattırılıp, bulunacak miktar üzerinden yeniden depo emri kararı verilerek, depo emrinin tebliği ve verilecek süre içerisinde ödeme yapılmaması halinde davalının iflasına karar verilmesi gerekirken, 15.11.2012 tarihli oturumda verilen depo emri ara kararı uyarınca çıkarılmış olan depo emri üzerine yazılı şekilde iflasa karar verilmesi doğru olmamıştır,2) Bozma nedenine göre, davalı temsilcisinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.Sonuç: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı temsilcisinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün (BOZULMASINA), (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 10 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 18.09.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.