MAHKEMESİ : Kırklareli 1. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 02/04/2013NUMARASI : 2012/475-2013/143Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasının bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. -K A R A R-Davacı vekili, müvekkili ile davalı arasında imzalanan 08.06.2009 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi gereğince müvekkilinin adına kayıtlı taşınmazların davalı yüklenici adına tapuda kayıt ve tescil edildiğini, ancak davalının kendi üzerine düşen edimini yerine getirmeyerek arsa sahibinin arsasına isabet eden kısımdan bodrum üstü üçüncü kattaki dairenin müvekkili adına tescili için tapuda ferağa yanaşmadığını ileri sürerek, tapu kaydının iptali ile müvekkili adına tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, tarafların 26.03.2009 tarihli ek sözleşmeyi imzaladıklarını, buna göre müvekkilinin sözleşmeden kaynaklanan edimlerini yerine getirdiğini, başka bir borcu kalmadığını savunarak, davanın reddini talep etmiştir.Mahkemece, davanın kabulüne dair verilen kararın davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; Dairemizin 27.09.2012 tarih ve 3558 E., 5539 K. sayılı ilamıyla; davalının aralarında imzalanan 26.03.2009 tarihli ek sözleşme ile 4 no'lu dairenin satışının gerçekleştirilip, parasının davacıya verildiğini, bu nedenle üzerine düşen edimini yerine getirdiğini savunduğu, ancak bu savunmasını somut delillerle kanıtlayamadığı, davalının, cevap dilekçesinde delilleri arasında yemin deliline de dayandığı hususu gözönüne alınarak, mahkemece bu husus davalıya hatırlatılmadan eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle bozulmuş, mahkemece, bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonunda dosya kapsamına göre, davacının yemini eda ettiği, bu durumda dava konusu bağımsız bölümün davacıya isabet ettiği ve davacıya devrinin gerektiği, davacı tarafça açılan davanın sübut bulduğu gerekçesiyle, davanın kabulü ile 7 no'lu bağımsız bölümün tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.1-Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı doğrultusunda inceleme yapılıp hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, bozmanın kapsamı dışında kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazları incelenemeyeceğine göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.2-Dava, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine dayalı tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir.Dairemizin bozma kararından sonra, davalı vekili 19.03.2013 tarihli duruşmada davacı tarafa yemin teklifinde bulunduklarını beyan etmiş, 02.04.2013 tarihli dilekçesiyle yemin metnini sunmuştur.6100 sayılı HMK'nın yeminin şeklini düzenleyen 233. maddesinin ilk dört fıkrasında "Yemin, mahkeme huzurunda eda olunur.Hâkim, yeminin icrasından önce yemin edecek kimseye, hangi konuda yemin edeceğini açıklar, yeminin anlam ve önemini anlatır ve yalan yere yemin etmesi hâlinde cezalandırılacağı hususunda dikkatini çeker. Yemin edecek kimse, yemin konusunun yeterli açıklıkta olmadığını ileri sürerse; hâkim, karşı tarafın görüşünü aldıktan sonra derhâl bu konuda kararını verir.Sonra "Size sorulan sorular hakkında, gerçeğe uygun cevap vereceğinize ve hiçbir şey saklamayacağınıza namusunuz, şerefiniz ve kutsal saydığınız bütün inanç ve değerler üzerine yemin eder misiniz?" diye sorar. O kimse de "Bana sorulan sorular hakkında gerçeğe uygun cevap vereceğime ve hiçbir şey saklamayacağıma namusum, şerefim ve kutsal saydığım bütün inanç ve değerlerim üzerine yemin ediyorum." demekle yemin eda edilmiş sayılır." hükmüne; yine aynı Yasa'nın yemin tutanağının düzenlenmesine ilişkin 238. maddesinde "Hâkim, yemin eden kimsenin beyanını dinleyip tutanağa geçirir ve yazılanları yüksek sesle huzurunda okur; beyanında ısrar edip etmediğini sorar ve verilen cevabı tutanağa kaydeder." hükmüne yer verilmiştir.Mahkemece, 02.04.2013 tarihli duruşmada yemin eda etmeyi kabul eden asıla HMK'nın 233/4. maddesinin ilk cümlesi hükmüne uygun yemin edip etmeyeceği sorulmasına rağmen, aynı maddenin son cümlesi uyarınca davacıya yemin ettirilerek yemininin tutanağa yazılması ve bu şekilde yemin ettirilmesinden sonra yemin konusu hususlara ilişkin alınan beyanının tutanağa geçirilmesi gerekirken, yemin ettirilmeden önce doğrudan beyanının tutanağa geçirilmesi ve bu beyanı yüksek sesle huzurunda okunmadan, beyanında ısrar edip etmediğinin sorulmasına geçilmesi ve anılan hükümlere uygun olarak yemin merasimi tamamlanmadan bu yeminin hükme dayanak yapılması doğru olmamıştır.SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davalı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 10.09.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.