Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 547 - Karar Yıl 2017 / Esas No : 1163 - Esas Yıl 2016





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün davalı ... tarafından duruşmalı, davalılar ..., ..., ... vekili ile davalı ... tarafından duruşmasız olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davalı ... ile davacı vekili avukat ...gelmiş olup, diğer taraflardan gelen olmadığından onların yokluğunda duruşmaya başlanarak hazır bulunanların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - KARAR - Davacı vekili, taraflar arasındaki arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi gereğince, davacının inşaatı tamamlayıp, davalılara dairelerini teslim ettiğini ileri sürerek, dava konusu taşınmazların tapusunun iptali ile davacı adına tescilini talep ve dava etmiştir.Davalılar vekili, davacının inşaatı eksik ve ayıplı yaptığını savunarak, davanın reddini istemiştir.Mahkemece, davacının inşaatı yaptığı, geç de olsa yapı ruhsatını aldığı, sözleşmelere göre davalıların baştan tapu devrini yapmaları gerektiği, bu nedenle davalıların eksik işler ve geç teslim nedeniyle savunmalarının dinlenemeyeceği gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiştir.Karar, davalılar ..., ..., ... vekili ile davalılar ... ve ... tarafından temyiz edilmiştir.Davacı yüklenici ile davalı arsa sahipleri arasında düzenlenen 03.03.1997 ve 20.08.1996 günlü arsa payı karşılığı inşaat sözleşmeleri ile sözleşmede yazılı parseller üzerinde inşaat yapılması, 3 ay içinde temel üstü ruhsatı alındıktan sonra inşaatın 35 ay içerisinde tamamlanması projenin belediye tarafından onaylandığında kat irtifakının en geç bir ay içinde tesis edilmesi ve bu suretle anahtar teslimi şeklinde teslimi kararlaştırılmıştır.Davacı yüklenici, inşaatın yapı ruhsatını dava tarihi itibariyle dahi almamış, buna rağmen kaçak suretle işe başlayarak devam ettirmiş, yapı ruhsatını dava tarihinden çok sonra 24.01.2012 tarihinde almış, sözleşmede kararlaştırılmasına rağmen kat irtifakı tesis etmemiş, hala yapı kullanma izni almamıştır. Bu durumda, yüklenici açıkça borçlu temerrüdü içerisinde bulunduğu halde, eldeki davayı açarak, sözleşmede kararlaştırılan tüm edimlerini yerine getirdiğini ileri sürerek, sözleşme tam olarak ifa edilseydi talep edebileceği tüm arsa paylarının adına tescilini talep etmiştir.Bunun yanında, davalı arsa sahipleri inşaatta halen eksik ve ayıplı işler bulunduğunu, yapı kullanma izin belgesinin de alınmadığını savunmuşlar, mahkemece bu konuda inceleme ve değerlendirme yapılmamıştır.Şu halde, mahkemece, öncelikle yargılama sırasında davalılarca imara aykırılık savunması ileri sürüldüğünden, bu hususun denetlenmesi ve imara aykırılık varsa bunların giderilebilir olup olmadığının ve yapı kullanma izni alınıp alınamayacağının tespit edilmesi, bu iznin alınabilecek olması mümkün ise yükleniciye gereken yetki ve sürenin verilerek izni almasının sağlanması, bununla birlikte davalıların eksik ve ayıplı işler yönüden yaptıkları savunma üzerinde inceleme ve değerlendirme yapılması ve tescil hakkında hüküm kurulurken de 6862 sayılı parselin ifraz edildiği nazara alınarak oluşan yeni parseller üzerinde karar verilmesi; keza yapı kullanma izin belgesinin alınmasının mümkün olmaması halinde ise talebin reddine karar verilmesi gerekirken, anılan hususlar değerlendirilmeden yüklenicinin temerrüde düştüğü de dikkate alınmadan hatalı yorum ve eksik inceleme ile hüküm kurulması hatalı olmuştuır.Açıklanan sebeplerle kararın bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalılar ..., ..., ... vekili ile davalılar ... ve ...'ın temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının BOZULMASINA, peşin alınan harçların istek halinde temyiz edenlere iadelerine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 23.02.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.