Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 5461 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 1238 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : Ankara 24. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 22/10/2013NUMARASI : 2007/395-2013/635Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davalılar vekili ile süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. -K A R A R-Davacı vekili, taraflar arasında imzalanan arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi gereğince yüklenici müvekkiline 2, 4, 5, 10, 11 ve 12 no'lu dairelerin verilmesinin kararlaştırıldığını, verilmesi gereken dairelerden 12 no'lu dairenin müvekkilinin muvafakati olmaksızın, 11 no'lu dairenin ise, satış bedeli ile binadaki eksikliklerin tamamlanacağı ve artan paranın müvekkiline ödeneceği vaadi ile davalılar tarafından üçüncü kişilere satıldığını, ancak satış bedellerinin müvekkiline ödenmediğini, müvekkilinin hesabına sadece 24.220,00 TL yatırıldığını ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, 11 no'lu daire için 10.000,00 TL'nin, 12 no'lu daire için 10.000,00 TL'nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiş, talebini ıslah yoluyla, 11 no'lu daire için 60.000,00 TL'ye, 12 no'lu daire için 64.579,00 TL'ye arttırmıştır.Davalılar vekili, 12 no'lu dairenin davacının muvafakati ile satıldığını ve bedelinin satın alan kişi tarafından davacıya ödendiğini, binadaki eksik ve kusurlu işlerin tamamlanması için gerekli bedelin 11 no'lu dairenin satışından elde edilen gelirden karşılanması ve artan paranın davacıya ödenmesi, eksik imalat tamamlandıktan sonra davacının iskân ruhsatını alması hususunda müvekkilleri ile davacı arasında anlaşmaya varıldığını, bu kapsamda artan para davacıya iade edilmiş olmasına rağmen davacı yüklenicinin binanın iskân ruhsatını henüz almadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre; taraflar arasındaki sözleşmeye göre iskân ruhsatı alma yükümlülüğünün davacı yükleniciye ait olduğu, iskân teminatı için bir dairenin bırakıldığı, en son 11 no'lu dairenin satış gördüğü gözetildiğinde 11 no'lu dairenin iskân teminatına bırakılan bağımsız bölüm olduğunun anlaşıldığı, somut olayda davacı yüklenici tarafından iskân ruhsatının henüz alınmamış olduğu, her ne kadar davalılar vekili 12 no'lu dairenin davacı yüklenicinin muvafakati ile üçüncü kişiye satıldığını ve bedelinin yükleniciye ödendiğini savunmuş ise de bu hususun usulüne uygun deliller ile ispat edilemediği, bu itibarla 12 no'lu dairenin satış bedelinin davacı tarafa ödenmesi gerektiği, tarafların muvafakati ile satılan 11 no'lu dairenin satış bedelinin ise eksik ve kusurlu işlerin tamamlanmasının ve iskân ruhsatının alınmasının ardından davacı yükleniciye ödenmesi gerektiği, ancak iskân ruhsatını almakla yükümlü olan davacı, verilen kesin süreye rağmen bu yükümlülüğü yerine getirmediğinden, bu aşamada her iki daire bedeline ilişkin talepte bulunulmasının mümkün olmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.Kararı, davacı ve katılma yoluyla davalılar vekilleri temyiz etmiştir. 1-Davacı vekilinin temyiz dilekçesi, davalılar vekiline 30.12.2013 günü tebliğ edilmiş olup, hüküm davalılar vekili tarafından HUMK'nın 433. maddesinde öngörülen 10 günlük yasal temyiz süresi geçirildikten sonra, 10.01.2014 günü harcı yatırılıp, katılma yolu ile temyiz edilmiştir.01.06.1990 gün ve 1989/3 Esas, 1990/4 Karar sayılı Yargıtay İçtihatları Birleştirme Kararında, bu gibi hallerde Yargıtay tarafından da bir karar verilebileceği öngörüldüğünden, davalılar vekilinin katılma yolu ile temyiz isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.2-Davacı vekilinin temyiz itirazlarına gelince;Dava, taraflar arasındaki arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca davacı yükleniciye isabet eden 11 ve 12 no'lu dairelerin satış bedellerinin tahsili istemine ilişkindir.Taraflar arasındaki 23.06.2000 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin 15. maddesinde iskân ruhsatının yüklenici tarafından alınacağı, 25. maddesinde de dairelerin yükleniciye kademeli olarak devredileceği, bina bitince son bir dairenin satış yetkisinin verileceği kararlaştırılmıştır. Bu kapsamda mahkemenin de kabulünde olduğu üzere 11 no'lu dairenin binanın bitmesi ve iskân izninin alınmasını müteakip yükleniciye devri öngörülen son daire olduğu, ayrıca binadaki eksik ve kusurlu işlerin tamamlanması için gerekli giderlerin bu dairenin satışından elde edilecek paradan karşılanması yönünde tarafların anlaşmaya vardıkları hususunda ihtilaf bulunmamaktadır. Mahkemece, iskân ruhsatının alınması için gerekli masrafların tespiti için bir kısım kurum ve kuruluşlarla yazışmalar yapılmış ise de bu iş için ne kadar masraf gerektiği net bir biçimde tespit edilmemiştir. Bu durumda, iskân ruhsatının alınması için ne kadar masraf yapılması gerektiğinin tespiti amacıyla gerekirse ilgili kurum ve kuruluşlarla yeniden yazışmalar yapılıp, masraf belirlendikten sonra, varsa diğer eksik ve kusurlu işler için gerekli masraflar da gözetilerek, 11 no'lu dairenin satış bedelinden davacı yükleniciye iadesi gereken tutar bulunup bulunmadığı tespit edilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, verilen kesin sürede yüklenicinin iskân ruhsatını almadığı gerekçesiyle 11 no'lu daireye yönelik istemin reddine karar verilmesi doğru olmamıştır. Öte yandan, 6100 sayılı HMK'nın 297/1-c maddesinde hükmün gerekçe bölümünün, 2. fıkrada ise hükmün sonuç bölümünün kapsayacağı hususlar düzenlenmiştir. Anılan 297/1-c maddesinde, hükmün, iki tarafın iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri de kapsaması gerektiği, 297/2. maddesinde ise, hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden herbiri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesinin zorunlu olduğu öngörülmüştür. Kararın hüküm fıkrası ile gerekçesi birbirine sıkı sıkıya bağlı olup, arasında çelişki bulunmaması gerekmektedir. Mahkeme kararının gerekçe bölümü ile hüküm sonucunun çelişkili olması, mahkeme kararlarının tereddüt doğurmayacak şekilde açık olması kuralına aykırılık oluşturur. Davacı tarafça 12 no'lu dairenin muvafakati olmaksızın davalı arsa sahiplerince üçüncü kişiye satıldığı ileri sürülerek, bedelinin tahsili istenilmiş olup, mahkemece, hükmün gerekçe kısmında hem iskâna bırakılan dairenin 11 no'lu daire olduğunun belirlenmesine, hem de "Davaya konu 12 numaralı dairenin davacı yükleniciye isabet ettiği, ancak 3. kişiye devredildiği görülmüştür. Davalı arsa sahipleri yüklenicinin rızası ile devir yapıldığını, bedelini ise davacının aldığını öne sürmüşlerse de bunu usulüne uygun delillerle ispat edememişlerdir. Bu bedeli davacıya ifa ile yükümlüdürler." ifadelerine yer verilmesine rağmen davacı yüklenicinin iskân ruhsatını almadığından bu dairenin satış bedelini de isteyemeyeceğinin kabulü suretiyle gerekçenin içeriğinde ve gerekçe ile hüküm fıkrası arasında çelişki oluşturacak şekilde 12 no'lu parsel yönünden de davanın reddine şeklinde hüküm kurulması doğru olmamıştır. 3)Bozma nedenine ve yukarıdaki 1 no'lu bende ilişkin Dairemiz kararının henüz kesinleşmemesine göre, davacı vekilinin 12 no'lu daireye yönelik diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.4-Kabule göre; Mahkemece, 12 no'lu dairenin satış bedelini davacıya ödediklerini davalıların kanıtlayamadığı sonucuna varıldığına göre, 11 no'lu dairenin satış bedelinin yeterli olması halinde 12 no'lu dairenin satış bedelinin tamamının; yetersiz kalması halinde yetersiz kalan kısmın 12 no'lu dairenin satış bedelinden karşılanması gerektiğinden bakiyesinin, davacıya (talep miktarı da dikkate alınarak) ödenmesine karar verilmesi gerekirken, 12 nolu daire bakımından yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır. SONUÇ: Yukarıda (1) no'lu bentte açıklanan nedenle, davalılar vekilinin katılma yolu ile temyiz isteminin süre yönünden REDDİNE, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davacı yararına BOZULMASINA, (3) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin 12 no'lu daireye yönelik diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harçların istek halinde iadelerine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 10.09.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.