Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 5374 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 5883 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :Ticaret MahkemesiTaraflar arasındaki teminat mektubunun hükümsüzlüğünün tespitine ilişkin asıl davanın, itirazın iptaline ilişkin birleşen davaların yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl davanın kabulüne, birleşen davaların reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde birleşen davalarda davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R -Asıl davada davacı vekili, davalılardan ... 'nin müvekkili bankanın kredili müşterilerinden olduğunu, ...'ta mukim ....'den kullandıkları kredilerin teminatını teşkil etmek üzere herbir şirket için .... emrine 2.000.000,00 TL değerinde bir yıl vadeli kesin teminat mektupları verilmesi talebinde bulunduklarını, her iki şirketin teminat mektubu taleplerinde, teminat mektubu muhatabı .... ile kendi şirketleri arasında sermaye yapısı açısından bir yakınlık ve birliktelik olduğundan söz etmediklerini, her iki talebin banka tarafından uygun görülmesi üzerine... lehine 27.05.l999 tarihli bir yıl vadeli 2608 sayılı ve ... lehine 27.05.l999 tarihli bir yıl vadeli 2607 sayılı teminat mektuplarının tanzim edilerek verildiğini, arkasından teminat mektuplarının tazmini talebinde bulunulduğunu, bunun üzerine durumun araştırıldığını ve davalıların ortak ve yetkilileri arasında organik bağ bulunduğunun tespit edildiğini, lehine teminat mektubu verilen her iki şirketin yönetim kurulu başkanı olan ...'in borca kefil olduğunu, ancak bu şahsın aynı zamanda ...A.Ş'nin büyük hissedarı ve yönetim kurulu başkanı olduğunu, davacı ile kredi ilişkisinde bulunan ve emirleri üzerine yurtdışına teminat mektubu verilen şirketlerin de yönetim kurulu başkanı olan ...'in yurtdışında sahibi olduğu bir banka aracılığıyla teminat mektubu verilmesini sağlayıp, sonra da teminat mektubu bedellerinin haksız olarak tazmin edilmesini istemek suretiyle bankayı zarara uğratmaya çalıştığını, yurtdışındaki ....'nin gerçek ve gizli sahibinin ... olduğunu, lehine teminat verilen şirketlerin ortağının aynı zamanda ....'nin de ana ortağı olduğunu, yurtdışındaki banka ve lehine teminat mektubu verilen şirketler arasında açıkça organik bağ bulunduğunu, teminat mektuplarının düzenlenmesi sırasında davacının hile ile aldatıldığını, bu nedenle garantinin geçerli olmadığını, garanti konusu temel ilişkinin gerçekte mevcut olmadığını, bu nedenle bankanın teminat mektupları nedeniyle borç altına girmesinin kabul edilemeyeceğini, lehine teminat mektubu verilen şirketlerin ....'den herhangi bir kredi almadıklarını, haksız ve kötüniyetli olarak, müvekkili bankayı zarara uğratmak için hileli ve muvazaalı işlemler yapıldığını ileri sürerek, dava konusu iki adet teminat mektubunun hükümsüzlüğünün tespitini talep ve dava etmiştir.Asıl davada davalı ....vekili, davacının, iradesinin hile ile sakatlandığı iddiasının yasal dayanağının bulunmadığını, teminat mektupları düzenlediği tarihte şirketlerin ortaklık yapılarını ve yöneticilerini bildiğini, bankanın her türlü işleminde tedbirli bir tacir gibi davranmak zorunda olduğunu, şirketlerin ortaklık yapılarının saklanmadığını, bu bilgilere kolaylıkla ulaşabileceğini, davacı bankanın mahkemeyi yanıltmaya çalıştığını, banka teminat mektuplarının garanti sözleşmesi niteliğinde olduğunu, taahhütte bulunan borçlunun sorumluluğunun esas akdi ilişkiden tamamen ayrı ve bağımsız bir sorumluluk olduğunu, davacının teminat mektubunun ödenmesinin durdurulması ve hükümsüzlüğüne karar verilmesi talebinde bulunma hak ve yetkisinin bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.Asıl davada davalılar... ve Müflis... vekili, müvekkili şirketlerin finansman ihtiyacı için diğer davalı ... Bankasından kredi kullandırılması için çalıştıklarını, bu çerçevede davacı bankadan teminat mektubu talep edildiğini, banka yetkililerince bu talep uygun görülerek teminat mektuplarının sağlandığını, böylece kredinin kullanıldığını, ancak sonradan şirketlerin ekonomik krizden etkilendiğini, bu nedenle kredi geri ödemelerinin gerçekleştiremediklerini, teminat mektuplarının diğer davalı banka tarafından nakde çevrilmek istenilmesine müvekkili şirketlerin bir diyeceğinin olamayacağını savunarak, davanın reddini istemiştir.Birleşen ...Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2001/ 228 Esas sayılı davada davacı vekili, dava dışı ....'nin kullanmış olduğu gayrinakit krediye davalılar ... ile ...'in müteselsil kefil sıfatı ile imza attıklarını, 2.000.000,00 TL miktarlı teminat mektubu kullandırıldığını, teminat mektubu bedeli depo edilmediği gibi teminat mektubu komisyonlarına ilişkin 180.534,35 TL'nin de ödenmediğini, gönderilen 09.11.2000 tarihli ihtarnamenin de sonuç vermediğini, bu nedenle davalılar ve dava dışı .... ile ... hakkında bir adet teminat mektubu bedeli 2.000.000,00 TL alacağın faiz getirmeyen bir hesaba depo edilmesi, 180.534,35 TL alacağın tahsili istemiyle....İcra Müdürlüğü'nün 2000/23312 Esas sayılı dosyasından icra takibi başlatıldığını, davalıların haksız itirazları ile takibin durduğunu ileri sürerek, itirazın iptali ile %40 icra inkar tazminatının tahsilini talep ve dava etmiştir.Birleşen ...Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2001/ 228 Esas sayılı davada davalılar vekili, sözleşmenin varlığının kredinin kullandırıldığı anlamına gelmediğini, hangi miktarda ne kadar kredi kullandırıldığının ispatlanması gerektiğini, davacının fahiş faiz talebinde bulunduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.Birleşen ... Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2009/138 Esas sayılı davada davacı vekili, müvekkili tarafından asıl borçlu ...'ye genel kredi sözleşmesi gereğince ve diğer davalıların kefaletleri ile 2.000.000,00 TL bedelli teminat mektubu kredisi kullandırıldığını, davalıların edimlerini yerine getirmemesi nedeniyle davalılar ve dava dışı .... haklarında bir adet teminat mektubu bedeli 2.000.000,00 TL alacağın faiz getirmeyen bir hesaba depo edilmesi, 180.534,35 TL alacağın tahsili istemiyle ....İcra Müdürlüğü'nün 2000/23701 Esas sayılı dosyasından icra takibi başlatıldığını, davalıların haksız itirazları ile takibin durduğunu ileri sürerek, itirazın iptali ile % 40 icra inkar tazminatının tahsilini talep ve dava etmiştir.Birleşen ... Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2009/138 Esas sayılı davada davalılar vekilleri ayrı ayrı davanın reddini istemişlerdir.Birleşen ... Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2008/49 Esas sayılı davada davacı vekili,...nin yönetim ve denetimine el konularak 18.01.200l tarih ve 45 sayılı karar ile yeni yönetim ve denetim kurulu üyeleri atandığını, tutulması zorunlu defter ve kayıtlara ulaşılamadığını, bu hususta adresi bilinen eski yönetim kurulu üyelerine ihtarname gönderilmesine rağmen hiçbir cevap alınamadığını, yeni denetim kurulu tarafından yapılan incelemeler sonucunda 14.03.2003 tarihli olağanüstü genel kurulunda alınan kararlar hükümsüz kılanarak şirketin eski yöneticileri hakkında sorumluluk davası açılmasına karar verildiğini, 1998 - 2001 tarihleri arasında görev yapmış olan davalı yönetim kurulu ve denetim kurulu üyelerinin şirketi dava dışı ... emrine Bank Kapital tarafından verilen 2.000.000,00 TL değerindeki teminat mektubu devre komisyonları nedeniyle zarara uğratıklarını ileri sürerek, fazlası saklı 5.000,00 TL'nin zararın meydana geldiği tarihten itibaren faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.Birleşen ... Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2008/49 Esas sayılı davada davalılar vekilleri ayrı ayrı davanın reddini istemiştir.Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; teminat mektuplarının garanti sözleşme niteliğinde olduğu ve kural olarak davacının teminat mektubu bedelini ödemekten kaçınamayacağı, ancak, teminat mektubunu veren bankanın iradesini sakatlayan ve bu nedenle sözleşmenin geçersizliğini gerektiren bir durum varsa, bankanın sözleşmeyi geçersiz kabul ederek, teminat mektubu bedelini ödemekten kaçınabileceğinin kabulü gerektiği, zira somut olayda davacı bankanın iradesinin sakatlandığının kabul edilmesi gerektiği, davacının, teminat mektubu muhatabı bankanın, teminat mektubu kredisini kullanmak isteyen şirketlerle organik bağ içerisinde olduğunu bilmesi durumunda baştan bu teminat mektuplarını vermeyeceğinin açık olduğu, davacının teminat mektubu muhatabı davalı bankanın sermaye ortaklık ve yönetim yapısını baştan incelemesi gererektiğini, kabul etmenin bankacılık uygulamasına uygun düşmeyeceği, somut olayda iradeyi sakatlayan nedenlerin mevcut olduğu, davacının teminat mektubu bedellerini ödemekten kaçınma hakkı olduğunun kabulü gerektiğinden iki adet teminat mektubunun hükümsüzlüğüne karar verildiği, asıl davaya konu iki adet teminat mektubunun hükümsüzlüğüne karar verildiğinden bu davadan sonra açılan ve bu teminat mektupları bedellerinin deposu, teminat mektubu komisyonlarının tahsili, şirket yöneticilerinin sorumluluğu gibi hususlardan kaynaklanan birleşen davaların da reddine karar verilmesi gerektiği belirtilerek, asıl davanın kabulü ile davalılar .... 'nin talebi ile diğer davalı ... Ltd. Firmasına davacı tarafından verilmiş bulunan 27.05.l999 tarihli 2607 ve 2608 sayılı , herbiri eski para ile 2.000.000.000.000 TL değerindeki iki adet teminat mektubunun hükümsüz olduğunun tespitine, birleşen ...Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2009/138 Esas, birleşen ...Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2008/49 Esas ve birleşen 9.Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2001/228 Esas sayılı davaların reddine karar verilmiştir.Kararı, birleşen davalarda davacı vekili temyiz etmiştir.1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle özünde iki ayrı meblağın tahsili için başlatılan ve kayıt kabul davasına dönüşen iki ayrı istemden biri olan teminat mektubu bedeli yönünden davacı aleyhine maktu vekalet ücretine hükmedilmesinde bir usulsüzlük bulunmamasına göre, birleşen davalarda davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.2- Birleşen ...Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2001/ 228 Esas sayılı ve birleşen ... Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2009/138 Esas sayılı davaları başlangıçta itirazın iptali istemiyle açılmış olsalar da, davalıların iflası üzerine kayıt kabul davasına dönüşmüş olup, kayıt kabul davaları alacağın iflas masasına kaydı istemine ilişkin olduğundan, belirli bir miktarın tahsiline yönelik bulunmadığından, alacağın iflas masasına kaydına karar vermekle yetinilir. Alacağın ödenmesi ancak tasfiye sonunda masa mevcudunun sıra cetveline uygun biçimde dağıtımı aşamasında gerçekleşir ve alacakların tam olarak ödenip ödenmeyeceği ancak bu aşamada anlaşılabilir. Bu nedenlerle, bu davalarda maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekir. Bu nedenle mahkemece, nakdi alacak talebi yönünden nispi vekalet ücretine hükmedilmesi doğru olmamış ise de, hüküm fıkrasında yapılan yanlışlığın düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, HUMK'nın 438/7. maddesi uyarınca hükmün aşağıda yazılı olduğu şekilde düzeltilerek onanması gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, birleşen davalarda davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, ''HÜKÜM'' fıkrasının 8 ve 9. bendindeki, " 15.282,06 TL" ibaresi ile "16.482,06 TL" ibaresi çıkarılarak, yerlerine sırasıyla "1.200,00 TL" ve "2.400,00 TL" ibarelerinin yazılması suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 10 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 09.07.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.