MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki tazminat davasının bozma ilamına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. -K A R A R-Davacı vekili, müvekkilinin de aralarında olduğu arsa sahipleri ile davalı arasında arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi imzalandığını, tesis edilen kat irtifakı ile davacı adına tapusu düzenlenen 4 nolu dairenin bir üstteki bağımsız bölüm ile aynı büyüklükte olacağına dair davalının taahhüdünün bulunduğunu, oysa teslim edilen dairenin bir üstteki daireden küçük olduğunu, doğan zararın tazmini gerektiğini ileri sürerek, şimdilik 10.000,00 TL’nin temerrüt faiziyle tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, düzenlenen taahhütnamede müvekkilinin herhangi bir cezai şart ve sorumluluk üstlenmediğini, taahhütnameyi inşaatın yapımına devam edilebilmesi ve ruhsatının alınıp sözleşme gereği inşaatın yapımının bitirilmesi için imzalandığını, taahhütname gereği yapılan kaçak yerin belediyece yıkıldığını, müvekkilinin projeye uygun olarak inşaatı tamamladığını savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece, davanın reddine dair verilen karar, davacı vekilinin temyizi üzerine Dairemizin 19.09.2013 tarih ve 3840 E., 5530 K. sayılı ilamıyla, taraflar arasında 26.06.2008 tarihinde imzalanan arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinden sonra, 15.10.2009 tarihli taahhütname ile davalı yüklenicinin davacıya verilmesi kararlaştırılan 4 numaralı daire ile bir üstündeki dairenin aynı büyüklükte olacağını kabul ve taahhüt ettiği hususunun uyuşmazlık dışı olduğu, yüklenicinin taahhütnameyi imzalarken iradesini sakatlayan hata, hile, ikrah, müzayaka hallerinden birinin bulunduğunu savunmadığı, davalının savunmasındaki, davacının inşaatın devamı için gerekli belgeleri imzalamaması halinin, iradeyi sakatlayan hallerden olmayıp, davalının önce ihtar, olmazsa dava yolu ile inşaatın devamı için gerekli belgelerin tamamlanmasını davacıdan istemesinin mümkün olduğu gözönüne alınarak, uyuşmazlığın esası incelenip, onaylı proje, taahhütname, alınan bilirkişi rapor ve ek raporları değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde yanılgılı gerekçeyle hüküm kurulmasının doğru olmadığı gerekçesiyle bozulmuştur.Mahkemece, bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonucunda iddia, savunma, dosya kapsamı ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; taraflar arasında 26.06.2008 tarihinde imzalanan arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinden sonra, 15.10.2009 tarihli taahhütname ile davalı yüklenicinin davacıya verilmesi kararlaştırılan 4 numaralı daire ile bir üstündeki dairenin aynı büyüklükte olacağını kabul ve taahhüt ettiği ihtilafsız olup, yüklenicinintaahhütnameyi imzalarken iradesini sakatlayan hata, hile, ikrah, müzayaka hallerinden birinin bulunduğunun savunulmadığı, bu durumda davalının düzenlediği taahhütname uyarınca 4 nolu dairenin bir üstteki bağımsız bölümle aynı büyüklükte olacağına dair taahhüdünden sorumlu olduğu, davacının 4 nolu dairesinin değerinin 240.000,00 TL olduğu, 4 nolu dairenin üst kattaki daire ile aynı büyüklükte olması halinde değeri 280.000,00 TL olacağından davacının zararının 40.000,00 TL olduğu, davacının talebini 10.000,00 TL ile sınırladığı gerekçesiyle, davanın kabulü ile 10.000,00 TL'nin dava tarihi olan 17.05.2010 tarihinden itibaren yasal faiziyle davalıdan tahsiline, davacının 30.000,00 TL ile ilgili fazlaya ilişkin talebin saklı tutulmasına karar verilmiştir.Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı doğrultusunda inceleme yapılıp hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, bozmanın kapsamı dışında kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazları incelenemeyeceğine göre, davalı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 08.07.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.