Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 5295 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 5521 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı şikayetin kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R -Davacı vekili, müvekkili ile davalı arasında 28.02.2012 tarihinde güvenlik hizmeti alımı konusunda sözleşme imzalandığını ve davalıya hizmet verilmeye başlandığını, 2011 Haziran ayından başlamak üzere, hizmet kapsamında çalıştırılan personelin yıllık izinde geçirdiği süre ücretlerinin davalı kurumca müvekkilinin hak edişlerinden kesildiğini, sözleşmede kesintilerle ilgili bir düzenleme olmadığını, işlemin hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek, hak edişlerden yapılan 316.361,44 TL tutarındaki kesintinin, kesintinin yapıldığı tarihlerden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, davacı tarafın yüklendiği hizmetin, belli sayıda personelin işyerinde bulunmasını gerektirdiğini, hizmet süresince izin hakkı doğan personelin izne ayrılması sebebiyle müvekkili şirkete eksik hizmet sunulduğunu, sunulmayan hizmetin bedelinin ödenmesinin davalı müvekkilinden hukuken beklenemeyeceğini savunarak, davanın reddini istemiştir.Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; taraflar arasında 28.02.2012 tarihinde sözleşme yapılıp davacı tarafından davalıya hizmet verilmeye başlandığı, hem davacı yüklenici alt işverenin, hem de davalı iş sahibi üst işverenin yıllık izin ücretleri konusunda işçiye karşı müteselsilen sorumlu oldukları, davalının, davacının hak edişinden işçilere ait yıllık izin ücreti bedelleri olan toplam 316.361,44 TL'yi davacının hakedişinden keserek ödediğinin anlaşıldığı gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiştir.Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.Dava, tacirler arası hizmet sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir. 6100 sayılı HMK'nın 1. maddesindeki göreve ilişkin kuralların kamu düzenine ilişkin olduğu hükmü ile HUMK'nın 428/2. maddesinin mahkemenin görevli olmamasının mutlak bozma nedeni olduğuna ilişkin hükmü karşısında, görev hususu somut olayda olduğu gibi, açıkça temyiz nedeni olarak ileri sürülmese dahi temyiz mahkemesince re'sen gözetilmelidir. 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı TTK'nın 4. maddesinde, mülga 6762 sayılı TTK'da olduğu gibi her iki tarafın da ticari işletmesi ile ilgili hususlardan doğan hukuk davalarının ticari dava olduğu düzenlendikten sonra, 5/3. maddesinde, asliye ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemesi arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğu hüküm altına alınmıştır. O halde, dava tarihi itibariyle somut uyuşmazlığa uygulanması gereken 6102 sayılı TTK'nın 5. maddesi uyarınca işbu davaya bakma görevi ticaret mahkemesine ait olup, görev hususunun yargılamanın her aşamasında mahkemece resen dikkate alınması gerektiği gözetilerek görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, yazılı şekilde işin esasına girilmiş olması doğru olmamış, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.2- Bozma nedenine göre davalı vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda (1) no'lu bentte açıklanan nedenlerle, hükmün re'sen BOZULMASINA, (2) no'lu bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 06.07.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.