Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 5279 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 7284 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı şirket vekili Av..... ile davalı vekili Av.... gelmiş olup, duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - KARAR -Davacı vekili, müvekkili ile davalı arasında, 10.12.2010 tarihinde, ihracaata yönelik devlet desteklerine ilişkin danışmanlık hizmeti verilmesi hususunda sözleşme imzalandığını, sözleşme uyarınca davalı şirketin, 2010/6 sayılı Tebliğ ve buna ilişkin Genelge kapsamında, araştırma yapma, gelişmeler hakkında rapor sunma, devlet desteklerine ilişkin plan oluşturup bunlara başvurma, başvuruyu takip etme, gerekli işlemleri yürütme ve bu başvuruları eksiksiz şekilde sonuçlandırma edimlerini üstlendiğini, müvekkilinin sözleşme ile kararlaştırılan 11.446,00 TL'yi 30.12.2010 tarihinde ödediğini, müvekkili adına davalı şirket tarafından marka teşvik başvurusu yapıldığını, bu teşvik için gerekli tüm belgelerin hazırlanarak davalı tarafa teslim edilmesine rağmen, davalı şirketin bu belgeleri gerekli yerlere teslim etmemesi sebebiyle marka teşvik başvurusunun,..... Birliği'nce reddedildiğini, davalının sözleşme gereği vekil gibi sorumlu olduğunu, özen ve sadakat yükümlülüğü bulunduğunu, davalının sözleşmeye aykırı davrandığını, bu nedenle müvekkilince sözleşme nedeniyle ödenen miktarın iadesinin ve reddedilen marka teşvik miktarının tazmininin gerektiğini ileri sürerek, 11.446,00 TL'nin ödeme tarihinden, 53.000,00 TL'nin ise haksız fiil tarihinden itibaren işleyecek reeskont faiziyle tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, taraflar arasındaki sözleşme uyarınca, yapılacak teşvik başvurusunun Tebliğ'in 21. maddesine göre, bizzat davacı şirketçe yapılması gerektiğini, vekâleten başvurunun mümkün olmadığını, ayrıca, davacı şirketin belgelerinin usulüne uygun olmadığı gibi anılan maddede belirtilen sürede üyesi olduğu Birlik'e sunmadığını, taraflar arasındaki sözleşmenin sacede teşvik konusundaki danışmanlık hizmeti değil aynı zamanda yurt dışı ihracaata yönelik danışmanlık hizmetlerini de kapsamakta olduğunu, davacı tarafın bu konuda yanıltıcı iddiada bulunduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre; davacı tarafça, davalıya yapılan peşin ödemenin yalnızca teşvik başvurusuna ilişkin olmadığı, davacının vereceği diğer danışmanlık hizmetlerini de kapsadığı, sözleşme süresinin 1 yıl olduğu, buna göre sözleşmenin süresinin 2011 yılı Aralık ayında sona ereceği, bu süre sonuna kadar davacı tarafça sözleşmenin feshedilmediği, bu nedenle, sözleşme uyarınca davacı tarafça ödenen 11.446,00 TL'nin tahsili isteminin kabulü mümkün olmadığı, davacının teşvik istemine konu faturalarının 2006-2008 yıllarına ilişkin dört adet fatura olduğu, bu faturalar kapsamında taraflar arasında sözleşme tarihi de dikkate alındığında teşvik alınmasının, Tebliğ'in 21. maddesi uyarınca mümkün olamayacağı, buna göre, davalının sözleşme edimlerini gereği gibi ve zamanında yerine getirmemiş olması halinde dahi davalının eylemi ile zarar arasında illiyet bağı kurulamayacağı, bu nedenle, davacının, teşvik talebinin reddedilmesi nedeniyle uğradığını iddia ettiği zararın da davalıdan tahsilinin mümkün olmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.2- Dava, taraflar arasındaki ihracaata yönelik devlet teşviklerine ilişkin danışmanlık sözleşmesine aykırılık nedeniyle ödenen bedelin iadesi ve tazminat istemine ilişkindir. a)Davacı tarafın sözleşme uyarınca ödediği fatura bedeli olan 11.446,00 TL'nin iadesine ilişkin talebi yönünden;Taraflarca imzalanan, geçerlilik süresi 1 yıl olarak belirlenen ve bu süre içinde feshedilmeyen 10.12.2010 tarihli sözleşme uyarınca, davalı tarafın, marka teşvik başvurusu yapma ve bu başvuruya ilişkin işlemleri yürüterek sonuçlandırma hizmetinin yanı sıra ihracaata yönelik devlet desteklerine ilişkin danışmanlık hizmeti de verdiği, söz konusu faturanın, sözleşme uyarınca tüm bu hizmetler karşılığı düzenlendiği anlaşılmıştır. Bu durumda mahkemece, söz konusu fatura bedelinin ne kadarının dava konusu marka teşvik başvurusu hizmetine tekâbül ettiği araştırılıp, bu konuda gerekirse bilirkişi heyetinden ek rapor alınarak, belirlenecek miktarın iadesine karar verilmesi gerekirken, talebin tamamen reddine karar verilmesi doğru olmamıştır. b)Davalının sözleşmeye aykırı davranışı nedeniyle, davacının uğradığı iddia edilen tazminat talebi yönünden ise; Davacı tarafın marka teşvik başvurusuna ilişkin eksik evrakların, İstanbul Tekstil ve Konfeksiyon İhracaatçı Birliği'ne verilmek üzere davalı tarafa teslim edildiği, buna rağmen davalı tarafça, Tebliğ'de öngörülen 3 aylık sürede bu evrakların adı geçen Birlik'e teslim edilmediği, teşvik başvurusunun bu nedenle, Tebliğ'in 24. maddesi uyarınca reddedildiği, mahkemece, davalının cevabi ihtrarnamesi esas alınarak, davalı tarafça evraklar süresinde teslim edilseydi dahi davacının teşvik isteminin kabulünün Tebliğ'in 21. maddesi uyarınca zaten mümkün olmadığı, davalının eylemi ile zarar arasında illiyet bağı bulunmadığı belirtilerek tazminat talebinin reddedildiği anlaşılmıştır. Bu durumda mahkemece, davacının teşvik başvurusuna konu faturalar da eklenmek suretiyle, davalı tarafça, eksik evraklar süresinde Birlik'e teslim edilseydi, davacının bu teşvikten yararlanıp yararlanamayacağının, yararlanabilecek ise teşvik miktarının ne kadar olacağının Birlik'ten sorularak, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, davalı tarafın cevabi ihtarnamesinde belirttiği hususlar ile yetinilerek, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2-a) ve (2-b) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 1.350,00 TL vekâlet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 05.12.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.