Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 5235 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 8049 - Esas Yıl 2016
MAHKEMESİ :Ticaret MahkemesiTaraflar arasındaki genel kurul kararının iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın açılmamış sayılmasına yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacılar vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R -Davacılar vekili, müvekkillerinin davalı kooperatifin üyesi olduklarını, kooperatif yönetim kurulunun daha önce haksız yere müvekillerini üç defa üyelikten ihraç ettiğini, ancak açılan davalar sonucunda ihraç kararlarının iptal edildiğini, son olarak yine üyelikten ihraç edildikleri gerekçesiyle 06.06.2015 tarihli genel kurul toplantısına müvekkillerinin alınmadıklarını ileri sürerek, anılan genel kurul toplantısının ve bu toplantıda alınan kararlarının iptalini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, dava dilekçesinde davacılardan ... ve ...'in adreslerinin belirtilmediği, söz konusu eksikliğin tamamlanması için davacılar vekiline kesin süre verilmesine rağmen eksikliğin giderilmediği gerekçesiyle, HMK'nın 119/2. maddesi uyarınca, davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir. Kararı, davacılar vekili temyiz etmiştir. 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı HMK.nın 119/1 maddesinde, dava dilekçesinde bulunması gereken hususlar sayılmış, 119/1. maddesinin (b) bendinde ''davacı ile davalının adı, soyadı ve adresleri''nin bulunması gerektiği belirtilmiş, 119/2 maddesinde ise; 119/1 de sayılan bentlerden a, d, e, f, g bentleri dışında kalan hususlarda eksiklik bulunması halinde hakimin eksikliği tamamlaması için davacı tarafa bir haftalık kesin süre vereceği, bu süre içinde eksiklik tamamlanmadığı taktirde davanın açılmamış sayılacağı belirtilmiştir. Bilindiği üzere, usul hükümleri yargılamayı kolaylaştırmak ve hızlandırmak amacıyla getirilen düzenlemeler olup, zorunluluk olmadıkça usuli eksiklik davanın reddi veya açılmamış sayılmasına gerekçe yapılmamalıdır.Öte yandan, dava dilekçesinde tarafların adresinin yazılması zorunluluğu usulünce ve sağlıklı bir tebligat yapılabilmesi amacına yöneliktir. Ancak, vekille takip edilen davalarda tebligatın vekile yapılması gerektiği Tebligat Kanunu'nun 11. maddesinde düzenlenmiştir.Somut olayda, dava dilekçesinde davacılardan ... ve ...'in adresi yok ise de; dilekçenin ekinde yer alan vekaletnamelerde davacıların açık adresi belirtilmiştir. Bu bakımdan, dava dilekçesinin HMK'nın 119. maddesine uygun olarak düzenlenmediğinden, bir başka ifade ile dava dilekçesinde usuli eksiklik olduğundan sözedilemez.Bu durumda, mahkemece, işin esasının incelenmesi gerekirken, usuli eksikliğin giderilmesi için kesin süre verilmesi ve süreye uyulmadığı gerekçe gösterilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davacılar yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 01.12.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.