MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi(Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla)Davacıların açmış olduğu iflasın ertelenmesi davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı ve müdahil .... vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R -Davacı vekili, müvekkili şirketin inşaat sektöründe faaliyet gösterdiğini, şirketin öz kaynaklarının eksi değer verdiğini, borca batık olduğunu, sunulan iyileştirme projesine göre elde edilecek gelirler ile bu mali krizin üstesinden gelmelerinin mümkün olduğunu, alacaklıların cebri icra baskısından kurtulmaları ve borçların bir süre ertelenmesi halinde tüm borçlarını ödeyebileceklerini ileri sürerek, iflasın bir yıl ertelenmesini talep etmiştir.Mahkemece, iddia ve dosya kapsamına göre; davacı ve diğer grup şirketler için iflasın ertelenmesinin talep edildiği, yapılan yargılamalar sonucunda davacı dışında diğer şirketler hakkında verilen kararların kesinleştiği, talep üzerine davacı .... yönünden aynı esas numarası ile işbu yargılamanın yapıldığı, davacı şirketle ilgili olarak mahkemece 11.02.2010 tarihinde verilen bir yıl süre uzatılması kararının kesinleştiği ve yeniden erteleme süresinin uzatılması talebinin değerlendirilebileceği, davacının rayiç değer bilançosuna göre özvarlığının (-) 6.584.498,42 TL tutarında olduğu, borca batıklığının devam ettiği, Profesyonel Yönetici ve Kayyım heyetinden rapor alındığı, davacının mahkemeye ilk başvuru tarihi ile hakkında verilen "iflasın ertelenmesi kararları" karşısında müdahillerin veya alacaklıların durumları, geçen süre gözetildiğinde davacı şirketin iyileşme imkanı bulunmadığı gerekçesiyle, ertelemenin uzatılması talebinin reddi ile şirketin iflasına karar verilmiştir.Karar, davacı ve müdahil .... vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle temyiz eden müdahil .... vekilinin temyiz nedenlerinin daha önce verilen 30.03.2012 tarihli kesinleşmiş karara yönelik olmasına göre, temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.2- Dava, iflas ertelemenin uzatılması istemine ilişkindir.İflasın ertelenmesi, borca batık durumda bulunan şirket tarafından sunulan; somut öngörüler içeren, ciddi ve inandırıcı bir iyileştirme projesi çerçevesinde bu durumdan kurtulması kuvvetle muhtemel bulunan kooperatiflerle sermaye şirketleri için öngörülmüş bir hukuki korunma yoludur (İİK'nın m.179). İflasın ertelenebilmesi için şirketin borca batık durumda olması, sunulacak ciddi ve inandırıcı bir iyileştirme projesi kapsamında şirketin mali durumunu düzeltebileceğine dair somut veriler ileri sürmesi ve fevkalade mühletten yararlanmamış olması gerekir ( 6102 sayılı TTK'nın m. 377, İİK'nın m.179 vd.). Mahkeme, İİK'nın 166/2. maddesine uygun ilan yapmalı, borca batıklık, 6102 sayılı TTK’nın 377. maddesinde gösterilen şekilde varlıkların rayiç değerine ve İİK’nın 178/1. madde ve fıkrasında belirtilen alacaklılar listesinde gösterilenler ile gerçek anlamda tesbit edilebilecek diğer borçların tutarına göre belirlemelidir. Bunun için borçlu şirket tarafından mahkemeye ibraz edilen bilanço ile mali durumun iyileştirilebilmesi amacıyla şirket tarafından bildirilen proje üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak, rayiç değerler ve yapılan araştırma ve inceleme sonucu elde edilen gerçekçi verilere göre bilirkişilerce yeniden oluşturulacak şirket bilançosu (borca batıklık bilançosu) da dikkate alınıp bir sonuca gidilmelidir. İflasın ertelenmesinin amacı, borca batık sermaye şirketinin mali durumunu düzelterek borca batıklıktan kurtulmasının sağlanmasıdır. Borca batıklıktan kurtulma ise tüm borçların ödenmesi anlamına gelmeyip, aktifin pasiften fazla olmasını ifade eder. Gerek borca batıklık ve gerek iyileştirme projesinin ciddi ve inandırıcı olup olmadığı hususunda (muhasebe ve işletme ekonomisi bilgisi özel ve teknik bilgi niteliğinde bulunduğundan ve hakimin bunları genel ve mesleki bilgisiyle çözmesi beklenemeyeceğinden) HMK’nın 266. maddesinde gösterildiği şekilde bilirkişinin oy ve görüşüne müracaat edilmeli ve bu raporun da hukuka uygunluğunun hakim tarafından denetlenmesi gerekir. Bir sermaye şirketinin borca batıklık bildiriminde bulunarak iflasını istemesi halinde, bu durumun mahkemece re’sen tesbiti gerekir. Bu tesbitin yapılmasında, davacının sunduğu delillere ek olarak, mahkemece gerekli görülen diğer delillerin toplanması, bu kapsamda ilgisi görülen kamu kurumlarından alınacak bilgiler, yapılacak keşif ve mahkemece atanacak bilirkişilerce düzenlenecek raporlar da değerlendirilmelidir.Borca batıklığın tespitinde sadece davacının kayıtlarına değil, varlıklarının rayiç değerlerine de özellikle bakılmalı, bu noktada, konusunda uzman bilirkişilerin görüşüne başvurulmalıdır. Dava teorisindeki genel ilkenin bir istisnası olarak, borca batıklık sadece dava tarihi itibariyle değil, yargılama safhasındaki olumlu veya olumsuz gelişmeler de dikkate alınarak belirlenmelidir.İflas erteleme davalarında, erteleme isteyen davacı şirketin mali durumunun mahkemece, yargılama sonuna kadar incelenmesi ve iyileştirme projesinin uygulanabilir olup olmadığının denetlenmesi gerekir. İflas ertelemenin uzatılması istemli somut dosyada; kayyım raporlarında iyileştirme projesinin samimiyeti ve borca batıklık yönünden görüş bildirilmiş ise de; borca batıklığın devam edip etmediğinin ve iyileştirme projesinin uygulanmasının denetlenebilmesi için bilirkişi raporu alınması ve bu raporda mevcut dönem ile birlikte, iyileşmenin değerlendirilebilmesi bakımından önceki dönemlerin de analiz edilmesi gerekir. Iflasın ertelenmesi talebine ilişkin önceki yargılamada, o tarih itibariyle mevcut veriler üzerinde durularak hazırlanmış bilirkişi raporları, uzatma kararlarına dayanak teşkil edemez. Bu durumda mahkemece, davacı şirketin mevcut kayıtları; mahkemece ulaşılabilecek tapu, trafik, sanayi ve ticaret odaları, ticaret sicil kayıtları gibi hakkında bilgi alınabilecek belgeler, varlık kalemlerinin rayiç değerlerine ilişkin uzman (teknik) bilirkişi görüşleri ve somut olay bakımından özellik arz edebilecek diğer verilerin toplanmasından sonra, konusunda uzman bir bilirkişi heyetinden alınacak teknik, detaylı ve denetime elverişli rapor sonucuna göre borca batıklığın yukarıda gösterilen ilkeler çerçevesinde tespiti ile varılacak uygun sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde eksik incelemeye dayalı olarak karar verilmesi doğru olmamıştır.SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, müdahil .... vekilinin temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davacı yararına BOZULMASINA, aşağıda yazılı harcın temyiz eden müdahilden alınmasına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 10 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 03.07.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.