MAHKEMESİ :İcra Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki asıl ve birleşen sıra cetveline şikayetin bozma ilamına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl ve birleşen şikayetin reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde birleşen dosyada şikayetçi vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. -K A R A R-Asıl dosyada şikayetçi vekili, ... İcra Müdürlüğü'nün 2009/115 E. sayılı dosyasından düzenlenen sıra cetvelinin hukuka uygun olmadığını, satışı yapılan taşınmaza müvekkilinin dosyasından 11.11.2008 tarihinde haciz konulduğunu, müvekkilinin haczi önceki tarihli olduğu halde sıra cetvelinde dahi belirtilmediğini, haciz sırasına bakılmadan 1. sıraya işçi alacaklarının konulduğunu, bu alacakların ilamdan kaynaklanmadığını ileri sürerek, sıra cetvelinin iptalini talep etmiştir.Asıl dosyada şikayet olunan vekili, şikayetin reddine karar verilmesini istemiştir.Birleşen dosyada şikayetçi vekili, müvekkili Vergi Dairesi'ne kayıtlı ...Tarım Satış Kooperatifleri Birliği Genel Müdürlüğü'nün destekleme ve fiyat istikrar fonundan kaynaklanan kredi borcundan dolayı anılan birlik adına kayıtlı bulunan bedeli paylaşıma konu taşınmaza 28.07.2005 ve 28.09.2007 tarihlerinde haciz koyduklarını, sıra cetvelinde iş sözleşmesinden doğan kıdem ve ihbar alacağı olan alacaklılara 1. sırada ödeme yapılıp dosyada para kalmadığından diğer alacaklılara ödeme yapılmasına yer olmadığının belirtildiğini, gerek müvekkilinin haczinin kamu haczi olması, gerekse hacizlerinin önce olması nedeniyle ilk sırada yer alması gerekirken sıra cetvelinde belirtilmediğini ileri sürerek, sıra cetvelinin iptalini talep etmiştir.Birleşen dosyada şikayet olunanlar vekilleri şikayetin reddine karar verilmesini istemiştir.Mahkemece, asıl ve birleşen dosyada şikayetin reddine dair verilen karar, birleşen dosyada şikayetçi vekilinin temyizi üzerine Dairemizin 16.09.2013 tarih ve 4296 E., 5439 K. sayılı ilamıyla, mahkemece, İİK'nın 100 ve 206. madde hükümlerine göre uyuşmazlığın çözümlendiği, İİK'nın 206. maddesinin iflas tasfiyesi sırasında düzenlenecek sıra cetvelindeki imtiyazları düzenlediği, hacze iştirak hali dışında haciz yolu ile takiplerde uygulanamayacağı, haciz yolu ile takiplerde düzenlenen sıra cetvellerinde dikkate alınması gereken ilkenin, ilk haciz sahibi alacaklının belirlenmesi ve buna iştirak edebilecek diğer hacizlerin tespiti ile oluşacak hacze iştirak derecelerinin satış bedelinden tatmini olduğu, İİK'nın 100. maddesinin, aynı Kanun'un 268/I. maddesindeki istisna dışında, ancak bu kanuna göre yapılan icra takipleri bakımından uygulanabildiği, diğer ifade ile anılan düzenleme ile kamu alacaklarının takip ve tahsili için 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre konulan hacizlere iştirakin, kural olarak mümkün olmadığı, 6183 sayılı Kanun'un 21/1. maddesinde, üçüncü şahıslar tarafından haczedilen malların paraya çevrilmesinden önce o mal üzerine kamu alacağı için haciz konulması halinde kamu alacağının hacze iştirak edeceği ve satış bedelinin garameten paylaştırılacağının hükme bağlandığı, bu hüküm kamu alacaklarının ilk hacze iştirakleri yönünden özel bir düzenleme olduğundan, İİK'nın 206. maddesinin kamu alacaklarının hacze iştirak etmesinde uygulanamayacağı, kamu alacağının hacze iştiraki açısından ilk haczin dayandığı alacağın niteliği ile ilgili bir ayrım yapılmadığından, ilk haczin dayandığı alacak hangi sebepten doğarsa doğsun kamu alacağı için satıştan önce haciz konulmuşsa ilk hacze iştirak edeceği, öte yandan mahkeme gerekçesinde, şikayetçi vergi dairesinin en son tarihli 28.12.2011 tarihli haczi esas alınmışsa da sıra cetveli düzenlenirken satış tarihinde ayakta bulunan ilk kesin haciz ile buna iştirak edecek hacizlerin tespitinin gerektiği, taşınmazlar üzerine konulan hacizlerin iki yıl içinde satışları talep edilmezse düşeceği (İİK. 106,100) öte yandan yasada haczin yenilenmesi adı altında bir düzenleme de bulunmadığı, yenilemenin eski haczin devamı olmayıp, konulduğu tarih itibariyle yeni bir haciz sayılabileceği, ancak 6183 sayılı Yasa'da haciz tarihinden itibaren belli bir sürede satış istenmediği takdirde haczin düşeceğine dair bir hüküm bulunmadığı, bu nedenle süresinde satış istenmemesi halinde haczin düşeceğine ilişkin İİK'nın hükümlerinin 6183 sayılı yasaya tabi hacizlerde uygulanmadığı, mahkemece, öncelikle birleşen dosya şikayetçisinin işlem dosyası getirtilip, şikayetçinin alacağının 6183 sayılı Kanun'a tabi amme alacağı olup olmadığı değerlendirildikten sonra, yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda karar verilmesi, birleşen dosya şikayetçisinin alacağının amme alacağı olmadığının tespiti halinde ise İİK'nın 100 ve 106. maddesindeki koşulların oluşup oluşmadığının belirlenmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesinin doğru olmadığı, öte yandan, gerekçeli karar başlığında birleştirilen dosyada şikayet olunanların tamamının adı ve soyadı ile vekillerinin ad, soyad ve adreslerinin yazılması gerekirken şikayet olunanlardan bir kısmının ayrı vekili bulunduğu da gözden kaçırılarak karar verilmesinin hatalı olduğu belirtilerek, bozulmuştur.Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda; uyuşmazlığın, işçilik hakları ve alacağı ile destekleme ve fiyat istikrar fonu alacağının hangisinin diğerine öncelikli olacağı, İİK'nın 100 ve 106. maddelerinin uygulama alanının olup olmadığına ilişkin olduğu, şikayet olunanların tamamının borçlu Kayısıbirlikte çalışan işçiler olup, 6456 sayılı Kanun'un tabiri ile birlik personeli olduğu, Kanunun açık hükmüne binaen birlik personeli ile ilgili özel düzenlemeleri getiren 6456 Sayılı Kanun'un somut olayda hukuki uyuşmazlığa uygulanmasının zorunlu oluğu, borçlu Kayısıbirliğe ait olan taşınmaz malın satıldığı, ihalesinin de kesinleşerek taşınmazın ihale alıcısına teslim edildiği, ihale bedelinin icra dairesinin hesabında Kooperatif (Kayısıbirlik) personeline ödenebilmesi için sıra cetvelinin kesinleşmesi beklendiği, 6456 sayılı Kanunun 55. maddesi ile değişik 4572 sayılı Kanunun geçici 7/4 maddesi hükmünün özellikle bu tür sorunları çözümlemek üzere çıkarılmış özel düzenleme olduğu,Kanunun asıl amacının var olan Tarım Satış Kooperatifleri ve Birliklerin adete kambur olan borçlarını silerek tasfiyelerini ve böylece binlerce personeli ve üyeyi ilgilendiren soruna çözüm bulmak olduğunu, anılan Kanunun uygulanmasına yönelik 18.12.2013 tarihli 2013/5680 sayılı Bakanlar Kurulu kararının 5.maddesinin terkine konu olan birlik borçlarını düzenlediği, bunlar arasında destekleme ve fiyat istikrar fonu kaynaklarından kullanılan kredilerin, 6183 sayılı Kanun hükümlerinden kaynaklanan borçların ve birliğin tüm kamu kurum ve kuruluşlarına olan borçlarının tamamını kapsayacağı, 6456 sayılı kanunun getirdiği özel düzenleme ile takip dosyası ve kesinleşen ihaleye göre, sıra cetvelinin genel nitelikteki İİK hükümlerine göre değil tam da bu özel sorunları çözmeye yönelik hükümler getiren yukarıda bahsi geçen Yasa maddelerine göre düzenlenmesi gerektiği, bu nedenle borçlunun tasfiyesi sonucu elde edilen paranın öncelikle personel alacaklarına ödenmesi zorunlu olduğundan şikayete konu sıra cetvelinde de işçilik alacaklarının 1.sırada olduğu göz önünde bulundurularak takip dosyasında yapılan 02.07.2012 tarihli sıra cetvelinin yukarıda ayrıntılı şekilde belirtilen yeni yasal düzenlemeler karşısında hukuka uygun olduğu gerekçesiyle, şikayetin reddine karar verilmiştir. Kararı, birleşen dosyada şikayetçi vekili temyiz etmiştir.Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, birleşen dosyada şikayetçi vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, birleşen dosyada şikayetçi vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan İcra Mahkemesi kararının İİK’nun 366.maddesi uyarınca ONANMASINA, kararın tebliğinden itibaren 10 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 02.07.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.