Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 5200 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 10399 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :Ticaret MahkemesiTaraflar arasındaki asıl ve birleşen sıra cetveline itiraz davalarının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl ve birleşen 2009/581 E., 2009/789 ve 2009/790 E. sayılı davaların reddine, birleşen 2010/145 E., davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde asıl ve birleşen 2009/581 E. ve 2010/145 E. sayılı davalarda davacılar vekili, birleşen 2009/789 E., ve 2009/790 E. sayılı davalarda davacılar vekili ile birleşen 2010/145 E. sayılı davada davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R -Asıl davada davacılar vekili, dava dışı borçlu ....'nin üçüncü kişi nezdinde haczedilen 1.574.725,09 TL alacağının müvekkilinin başlattığı .... İcra Müdürlüğü'nün 2009/18477 E. sayılı dosyasından tahsil edildiğini, söz konusu paranın paylaşımı için düzenlenen sıra cetvelinde, müvekkillerinin alacakları ile davalının alacakları arasında garame yapılmasına karar verildiğini, oysa davalının alacağı rehinle temin edilmiş olmasına rağmen ihtiyati haciz kararı alarak müvekkil şirket tarafından haczedilen hak ve mallara iştirak ettiğini, alacak varsa bile 2.800.000,00 TL olmadığını, alacağa uygulanan faizin de fazla olduğunu ileri sürerek, 15.12.2009 tarihli sıra cetvelinde davalıya fazladan ayrılan payın davacı şirketlerin sıra cetvelindeki 2009/18475, 2009/18476 2009/18477, 2009/18517, 2009/18518, 2009/18522 ve 2009/18561 E. sayılı dosyalardaki alacak miktarları gözetilerek davacı tarafa (davacı şirketlere alacakları oranında paylaştırılarak) ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Asıl davada davalı vekili, alacağın gerçek olduğunu, sıra cetvelinin usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.Birleşen .... Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2009/581 E. sayılı davasında davacılar vekili, 15.12.2009 tarihli sıra cetvelinde davalının garameten paylaşıma katıldığını, borçlu şirketin davalıya borcunun daha az olduğunu, davalının borçludan bir kısım tahsilat yaptığını ancak bunların takip borcundan düşülmediğini ileri sürerek, 15.12.2009 tarihli sıra cetvelinde davalıya fazladan ayrılan payların davacı şirketlerin sıra cetvelindeki 2009/18475, 2009/18476 2009/18477, 2009/18517, 2009/18518, 2009/18522 ve 2009/18561 E. sayılı dosyalardaki alacak miktarları gözetilerek davacı tarafa (davacı şirketlere alacakları oranında paylaştırılarak) ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Birleşen .... Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2009/581 E. sayılı davasında davalı vekili, davanın reddini istemiştir.Birleşen.... Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2010/145 E. sayılı davasında davacılar vekili, 15.12.2009 tarihli sıra cetvelinde davalının garameten paylaşıma katıldığını, borçlu şirketin davalıya borcunun daha az olduğunu, davalının borçludan bir kısım tahsilat yaptığını ancak bunların takip borcundan düşülmediğini ileri sürerek, 15.12.2009 tarihli sıra cetvelinde davalıya fazladan ayrılan payların davacı şirketlerin sıra cetvelindeki 2009/18475, 2009/18476 2009/18477, 2009/18517, 2009/18518, 2009/18522 ve 2009/18561 E. sayılı dosyalardaki alacak miktarları gözetilerek davacı tarafa (davacı şirketlere alacakları oranında paylaştırılarak) ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Birleşen.... Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2010/145 E. sayılı davasında davalı vekili, davanın reddini istemiştir.Birleşen... Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2009/789 E. sayılı davasında davacı vekili, dava konusu sıra cetvelinde davalılara pay ayrıldığı halde müvekkiline ait icra dosyalarına alacağın sonra kesinleştiği gerekçesiyle pay ayrılmadığını, yapılan araştırmada sıra cetvelinde pay ayrılan davalıların alacaklarının gerçekte olmadığını, muvazaalı olduğu sonucuna varıldığını ileri sürerek, davalıların alacağının sıra cetvelinde kabul edilen dava oranında (miktarında) çıkarılmasını ve öncelikle müvekkiline ödenip, artanın davalılara bırakılmasını talep ve dava etmiştir.Birleşen... Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2009/789 E. sayılı davasında davalılar vekilleri, ayrı ayrı davanın reddini istemişlerdir.Birleşen... Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2009/790 E. sayılı davasında davacı vekili, dava konusu sıra cetvelinde davalılara pay ayrıldığı halde müvekkiline ait icra dosyalarına alacağın sonra kesinleştiği gerekçesiyle pay ayrılmadığını, yapılan araştırmada sıra cetvelinde pay ayrılan davalıların alacaklarının gerçek olmadığını, muvazaalı olduğu sonucuna varıldığını ileri sürerek, davalıların alacağının sıra cetvelinde kabul edilen dava oranında (miktarında) çıkarılmasını ve öncelikle müvekkiline ödenip, artanın davalılara bırakılmasını talep ve dava etmiştir.Birleşen... Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2009/790 E. sayılı davasında davalılar vekilleri, ayrı ayrı davanın reddini istemişlerdir. Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamına göre; asıl davada davalı ....'nin ticari defter ve kayıtları üzerinde yapılan inceleme sonucunda düzenlenen bilirkişi raporuna göre, davalı ....'nin, borçlu ...'den icra takip tarihi itibariyle 2.943.091,09 TL gerçek alacaklı olduğu anlaşıldığından davanın reddine karar verilmesi gerektiği, birleşen 2009/789 E. sayılı davada, davalıların, borçlu ...'den alacaklı oldukları ve alacaklarının gerçek alacak olduğu anlaşıldığından ve davacı ...'nin alacağının (C) grubu alacaklar arasında olması da göz önünde tutularak, davanın reddine karar verilmesi gerektiği, birleşen 2009/790 E. sayılı davada, davalıların, borçlu ...'den alacaklı oldukları ve alacaklarının gerçek alacak olduğu anlaşıldığından ve davacı ...'ın alacağının (C) grubu alacaklar arasında olması da gözönünde tutularak, davanın reddine karar verilmesi gerektiği, birleşen 2009/581 E. sayılı davada, davalı ... Bankası'nın borçlu ...'den alacaklı olduğu ve alacağının gerçek alacak olduğu anlaşıldığından davanın reddine karar verilmesi gerektiği, birleşen 2010/145 E. sayılı davada, davalı (temlik eden) ...'nin borçlu ...'den icra takip tarihi itibariyle 552.355,04 TL alacaklı olduğu anlaşıldığından, davanın kısmen kabulü gerektiği belirtilerek, asıl ve birleşen 2009/789 E., birleşen 2009/790 E., birleşen 2009/581 E. sayılı davaların reddine, birleşen .... Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2010/145 E. sayılı davanın kısmen kabulü ile, davalı banka alacağının 552.355,04 TL olduğu anlaşıldığından, buna göre garame hesabı yapılarak, davalıya fazla yapılan ödemenin işbu davanın davacılarına verilmesine karar verilmiştir.Kararı, asıl ve birleşen 2009/581 E. ve 2010/145 E. sayılı davalarda davacılar vekili, birleşen 2009/789 E., ve 2009/790 E. sayılı davalarda davacılar vekili ile birleşen 2010/145 E. sayılı davada davalı vekili temyiz etmiştir.1-Asıl ve birleşen davalarda itiraz, alacağın esas ve miktarına itiraza yöneliktir. Asıl ve birleşen 2009/581 E. ve 2010/145 E. sayılı davalarda, sıra cetveline giren alacağın miktarının gerçek alacak miktarından daha çok yazıldığı, birleşen 2009/789 E. ve 2009/790 E. sayılı davalarda itiraz edilen alacaklıların alacaklarının muvazaaya dayalı olduğu iddia edilmiştir.Mahkemece gerek talimat yoluyla, gerekse, mahallinde muhtelif bilirkişi raporları alınmıştır.Birleşen 2009/789 E, 2009/790 E., 2009/581 E. sayılı davalarda davalı .... ile birleşen 2009/789 E., 2009/790 E., 2010/145 E. sayılı davalarda davalı ...Ş. yönünden alınan bilirkişi raporunda; davalı ...Ş.'nin (temlik eden ...) dava dışı borçludan, .... İcra Müdürlüğü'nün 2009/18898 E. sayılı dosyasında takip tarihi olan 12.20.2009 tarihi itibariyle toplam 552.355,40 TL alacağı olduğu, takip sonrası 66.922,50 TL tahsilat sağlandığı, davalı ....'nin ... İcra Müdürlüğü'nün 2009/21526 E. sayılı dosyasında takip tarihi olan 13.10.2009 tarihi itibariyle borçludan toplam 396.511,43 TL alacağı bulunduğu, takip sonrası 16.937,00 TL kredi hesabına nakten, 30.214,82 TL icra dosyalarından yapılan hacizle üçüncü kişilerden sağlanan tahsilat ile 119.826,42 TL başka sıra cetvelinden gönderilen tutar olmak üzere toplam 166.978,24 TL tahsilat sağlandığı açıklanmasına rağmen, sıra cetveline konu paranın dosyaya girdiği 19.11.2009 tarihi itibariyle alacağın gerçek miktarı belirlenmediği gibi, bir kısım tahsilatların yapıldığı görülmesine rağmen mahkemece bu tahsilatlar dikkate alınmadan hüküm kurulmuştur.Öte yandan, birleşen 2009/789 E. ve 2009/790 E. sayılı davalarda davalılar, ...., ... ve .... yönünden alınan bilirkişi raporunda; ....'nin 2009 yılı defter ve kayıtlarına göre borçlu ....'den 58.229,00 TL alacağı olduğu, ayrıca .... İcra Müdürlüğü'nün 2009/18477 E. ve 2009/18475 E. sayılı dosyaların dayanağı ....tarafından ciro edilen 3278139 ve 3278145 numaralı toplam 593.800,00 TL bedelli çeklerin kabulü kararının mahkemenin takdirinde olduğu, davalı ....'nin 2009 yılı defter ve kayıtlarına göre borçludan 140.625,00 TL alacaklı olduğu, davalı ...'nin 2009 yılı defter ve kayıtlarına göre borçludan 701.944,33 TL alacaklı olduğu açıklanmasına ve anılan bilirkişi raporuna karşı birleşen 2009/789 E. ve 2009/790 E. sayılı davalarda davacılar vekili tarafından, davalı ....'ye ciro yoluyla ....'den geçen 93.800,00 TL ve 500.000,00 TL bedelli çeklerden önce adı geçen davalının çeklerin cirosundan önce ...'ye 1.484.325,90 TL borcu bulunduğu, bu miktarda borcu olduğu bir şirketten ayrıca uyuşmazlığa konu çeklerin ciro yoluyla devralınmasının hayatın olağan akışına ve teknik ve ticari icaplara aykırı olduğu, diğer davalılar .... ve ...'nin borçlu şirketten olan alacaklarının hatır çeklerine dayandığı, aynı tutarlı faturaların karşılıklı olarak kesilmesi suretiyle suni hesap hareketi yaratılmaya çalışıldığı yönündeki itirazlarına rağmen, itirazları karşılar nitelikte rapor alınmadan ve sıra cetveline konu paranın dosyaya girdiği 19.11.2009 tarihi itibariyle alacağın gerçek miktarı tam olarak belirlenmeden hüküm kurulmuştur.Diğer yandan, asıl davada davalı hakkında düzenlenen bilirkişi raporunda, davalının borçludan, 12.10.2009 tarihi itibariyle 2.943.091,09 TL alacağına karşılık, 2010 yılındaki icradan tahsilat sonucu 31.12.2010 tarihi itibariyle 1.506.625,17 TL alacaklı olduğu, sonuç olarak davalının 12.10.2009 tarihi itibariyle 2.943.091,09 TL alacaklı olduğu yönünde görüş bildirilmiştir.Ayrıca birleşen 2009/789 E., 2009/790 E. sayılı davalarda davalı ... yönünden düzenlenen bilirkişi raporunda; adı geçen kişinin işletme esasına göre defter tuttuğu, buna göre yalnızca gelir gider hesaplarının kayıtlanabildiği, borç alacak ilişkisinin tespit edilemediği, borçlu ....'ye toplam 12 adet fatura ile 594.653,40 TL'lik faturalı satış gerçekleştirdiği görüşünün bildirildiği, yine aynı birleşen davalarda davalı ... yönünden düzenlenen bilirkişi raporunda; davalının ticari defterlerinin kapanış tasdik işlemlerinin yapılmadığı, davalı tarafından borçlu ....'ye 2009 yılında toplam 990.741,51 TL bedelli fatura kesildiği, takibe konu çeklerin muhatabının ... olduğu, anılan çeklerin davalı ...'ın defterlerinde kayıt altına alınmadığı ancak, alıcılar hesabında 920.697,03 TL borç bakiyesi bulunduğu, davalının çeklerden dolayı alacaklı olduğu kanaatine varıldığı yönünde görüş bildirildiği halde, mahkemece somut dayanakları açıklanmaksızın davalı alacaklarının muvazaya dayalı olmadığı kabul edilmiştir.Muvazaa nedenine dayalı sıra cetveline itiraz davalarında iddia, kural olarak, borçlu ile davalı alacaklının anlaşmalı (muvazaalı) biçimde borç ilişkisi oluşturarak, diğer alacaklılardan mal kaçırma amacı güttükleri noktasındadır. Bunun için muvazaalı muamelenin borçlandırıcı işleme göre yapıldığı tarih önem taşır. Muvazaadan söz edilebilmesi için, kural olarak, muvazaalı tasarrufun, diğer alacaklı lehine yapılan borçlandırıcı işlemden sonraki tarihi taşıması gerekir. Diğer anlatımla, muvazaadan söz edilebilmesi için, kural olarak, muvazaalı olduğu ileri sürülen alacağın, kendisinden mal kaçırıldığı iddia edilen alacaktan daha sonra veya yakın tarihlerde doğmuş olması gerekir. Daha önce doğan alacağın daha sonra doğan alacak için muvazaa oluşturamayacağı gözetilmelidir. Takip işlemlerinin hızlandırılması, İİK’nın 20. maddesi uyarınca sürelerden feragat ve haczin borçlunun beyanı üzerine konulması, tek başına muvazaayı gösteren vakıalar değildir. Muvazaa iddiasına dayalı sıra cetveline itiraz davalarında ispat yükü, davalı alacaklıdadır. Davalı alacaklı alacağının varlığını ve miktarını, takipten önce düzenlenmiş ve üçüncü kişilere karşı da ileri sürülebilecek nitelikte olan usulüne uygun, birbirini doğrulayan yazılı delillerle kanıtlamalıdır. Her zaman düzenlenmesi mümkün olan çek ve bono, alacağın varlığını ispatlamaya tek başına yeterli değildir. Senetler, faturalar ve çekler ancak tarafları ve onların cüz'i ve külli halefleri yönünden kesin delil niteliğinde olup, temel ilişkinin ve kambiyo ilişkisinin dışında kalan davacı üçüncü kişi bakımından bu nitelikte bir ispat vasıtası olarak kabul edilemez. Öte yandan, alacağın miktarına göre diğer tarafın açık muvafakatı bulunmadığı sürece tanık dinlenemez ve tanık beyanına dayalı olarak hüküm kurulamaz. Davalı alacaklının savunma ve delilleri çerçevesinde alacağın gerçek olup olmadığının tartışılması, davalı ile borçlu arasındaki hukuki ilişkinin ve davalının alacağının doğum tarihinin değerlendirilmesi, sonucuna göre karar verilmesi gerekir.Bu durumda mahkemece, mali müşavir ve bankacı bilirkişilerden oluşan bir bilirkişi kurulu oluşturularak, iddia, savunma, birleşen 2009/789 ve 2009/790 E. sayılı davalarda yukarıda açıklanan ilkeler çerçevesinde, tarafların bilirkişi raporlarına itirazları cevaplandırır nitelikte, paylaşıma konu paranın dosyaya girdiği tarih itibariyle tarafların alacak miktarlarını belirleyen, ayrıntılı, gerekçeli, denetime elverişli rapor alınıp, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeye dayalı olarak yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır.2-Bozma nedenine göre, birleşen 2010/145 E. sayılı davada davacılar vekilinin, vekalet ücretine yönelik temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.SONUÇ:Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, asıl ve birleşen 2009/581 E. ve 2010/145 E. sayılı davalarda davacılar vekili, birleşen 2009/789 E., 2009/790 E. sayılı davalarda davacılar vekili ile birleşen 2010/145 E. sayılı davada davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, asıl ve birleşen 2009/581 E. ve 2010/145 E. sayılı davalarda davacılar ...., ...., ...., ... ve ...., birleşen 2009/789 E. sayılı davada davacı ..., birleşen 2009/790 E. sayılı davada davacı ... ve birleşen 2010/145 E. sayılı davada davalı ...Ş. yararına BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, birleşen 2010/145 E. sayılı davada davacılar vekilinin, vekalet ücretine yönelik temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harçların istek halinde temyiz edenlere iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 02.07.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.