Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 5199 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 4111 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki ıslahla sözleşmenin feshi ve müdahalenin men'ine ilişkin asıl, sözleşmenin feshi ve men'i müdahaleye ilişkin birleşen davanın bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl ve birleşen davanın kabulüne yönelik olarak verilen hüküm süresi içinde birleşen davada davalı ... ile birleşen davada davalı ... vekilince temyiz edilmiştir. Mahkemece, 06.01.2014 tarihli ek kararla birleşen davada davalı ... vekilinin muhtıra tebliğine rağmen temyiz harç ve giderlerini yatırmadığı gerekçesiyle temyiz isteminin reddine karar verilmiş olup, ek kararın birleşen davada davalı ... vekilince temyizi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.-K A R A R-Asıl davada davacı vekili, müvekkili arsa sahibi ile davalı yüklenici arasında arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi imzalandığını, sözleşmeye göre 3 ve 5. kattaki 3 ve 5 no'lu bağımsız bölümlerin arsa sahibine, geriye kalanların yükleniciye verilmesinin kararlaştırıldığını, yüklenicinin inşaatı 15.01.2000 tarihinde teslim etmesi gerektiğini, süresinde teslim etmemesi halinde rayiç kira bedeli ödemesinin kabul edildiğini, yüklenicinin bir kısım işleri eksik bıraktığını ve sözleşmede kararlaştırılan tarihte inşaatı teslim etmediğini ileri sürerek, eksikliklerin tamamlanarak dairelerin müvekkiline teslimini, geç teslim nedeniyle dava tarihine kadar birikmiş 3.800,00 TL kira bedelini ve 3. kat 3 no'lu bağımsız bölümdeki davalı işgaline son verilerek müvekkiline teslimini talep ve dava etmiş, ıslah dilekçesiyle talebini taraflar arasındaki arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin feshi ile 3 no'lu bağımsız bölüme müdahalenin önlenmesi olarak değiştirmiştir.Asıl davada davalı, davaya cevap vermemiştir.Birleşen davada davacı vekili, .... sayılı taşınmazın müvekkili adına kayıtlı olduğunu, bu arsa üzerinde zemin kat dahil 6 katlı bina inşa edildiğini, davalıların tapu kaydında hiçbir hakkı olmadığı halde, taşınmazı 3. kişilerden satın aldıklarından bahisle binayı işgal ettiklerini ileri sürerek, davalıların taşınmaza müdahalelerinin önlenmesini talep ve dava etmiştir.Birleşen davada davalı ..., daireyi yükleniciden satın aldığını, davanın muhatabının yüklenici olduğunu ileri sürerek, davanın reddini istemiştir.Birleşen davada davalı ... vekili, müvekkilinin taşınmazı iyiniyetli olarak yüklenici ...'tan kaba inşaat halinde satın aldığını, eksiklikleri müvekkilinin tamamladığını, aradan çok uzun zaman geçtikten sonra, davacının kötüniyetli olarak bu davaya açtığını, davanın kabul edilmesi halinde davacının haksız kazanç sağlayacağını savunarak, davanın reddini istemiştir.Birleşen davada davalı ... vekili, davanın haksız olduğunu savunarak, reddini istemiştir.Birleşen davada davalı ..., davaya cevap vermememiştir.Mahkemece, asıl ve birleşen davanın kabulüne dair verilen karar, birleşen davada davalılar ... ve ... vekilinin temyizi üzerine Yargıtay 15. Hukuk Dairesi'nin 17.12.2008 tarih ve 2007/7279 E., 2008/7399 K. sayılı ilamıyla, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca inşaatı tamamlanarak iskân edilen binanın mahallinde yapılan incelemesinde, ruhsata ve imar mevzuatına aykırı yapıldığı, mevcut durumuyla imara uygun hale getirilmesinin olanaksız olduğu alınan bilirkişi raporlarında belirtilmiş ise de mevcut haliyle veya tadilat projesiyle yasaya uygun olup olamayacağının belediyeden sorulup araştırılmadığı, yine açılan her iki davada kâl istemi bulunmadığı halde ayrıca kâl kararı verilmesinin de HUMK’nın 74. maddesine aykırı olduğu, mahkemece, inşaatın tadilat projesiyle yasal hale getirilip getirilemeyeceği hususunun belediyesinden sorulması, yasal hale gelemeyeceğinin anlaşılması durumunda sözleşmenin feshiyle birleşen davanın kabulüne karar verilmesi, yasal hale getirilebileceği anlaşıldığında yükleniciden yer satın alan davalılara makul süre verilerek inşaatın yasal duruma getirilmesinin sağlanması ve sonucuna göre hükme varılması gerekirken, bu hususlar üzerinde durulmadan eksik inceleme ve talep aşılarak karar verilmesinin doğru olmadığı belirtilerek, bozulmuştur.Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, asıl ve birleşen davanın kabulüne dair verilen karar, birleşen davada davalılar ... ve ... vekilinin temyizi üzerine Yargıtay 15. Hukuk Dairesi'nin 16.09.2010 tarih ve 3456 E., 4554 K. sayılı ilamıyla, HUMK'nın 429. maddesi hükmünce, taraflar duruşmaya davet edilip dinlendikten sonra Yargıtay'ın bozma kararına uyulup uyulmayacağına karar verilmesi gerekirken, davalılar usulen duruşmaya davet edilmeden sadece Yargıtay ilâmının tebliğiyle yetinilerek davalıların yokluğunda bozmaya uyulmasına karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu, taraflara duruşma günü tebliğiyle taraf teşkilinin sağlanması, bozmaya uyulmasına karar verildiğinde talepler ile bozma nedenleri gözetilerek davaların sonuçlandırılması gerektiği belirtilerek, diğer temyiz itirazları incelenmeksizin bozulmuştur.Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, asıl ve birleşen davanın kabulüne dair verilen karar, birleşen davada davalılar ... ve ... vekilinin temyizi üzerine Yargıtay 15. Hukuk Dairesi'nin 18.01.2012 tarih ve 2011/5583 E., 2012/120 K. sayılı ilamıyla, mahkemece sadece davalılardan ... vekiline duruşma günü tebliğ edilerek ve diğer davalılara tebligat yapılmadan açılan duruşma sonucu, bozma ilâmına uyulmasına karar verilip hüküm kurulduğu, oysa bozma ilâmı gereği yerine getirilerek bütün davalılara duruşma günü tebliğ edilmesi ve bundan sonra yargılamaya devam olunması gerektiği belirtilerek, diğer temyiz itirazları incelenmeksizin bozulmuştur.Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, asıl dava yönünden, taraflar arasındaki arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca inşaatı tamamlanarak iskân edilen binanın, ruhsata ve imar mevzuatına aykırı yapıldığının belediye yazıları, keşif ve bilirkişi raporları ile sabit olduğu, inşaatın tadilat projesi yapılarak yasal hale getirilmesinin mümkün olmadığının 24.08.2009 tarihli Belediye'nin cevabi yazısından anlaşıldığı, bu itibarla taraflar arasındaki arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin feshinin gerektiği, birleşen dava yönünden, sözleşmenin feshi nedeniyle taşınmazdaki davalılarca yapılan haksız müdahalenin men'i gerektiği belirtilerek, asıl davanın kabulü ile davacı arsa sahibi ile davalı yüklenici ... arasındaki Bakırköy 20. Noterliği'nin 15.03.1999 tarihli ve 11118 yevmiye numaralı düzenleme şeklindeki gayrimenkul satış vaadi ve arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin feshine, birleşen davanın kabulü ile davalıların dava konusu taşınmaz üzerindeki vaki haksız müdahalelerinin ayrı ayrı men'ine karar verilmiştir.Kararı, birleşen davada davalı ... vekili ile birleşen davada davalı ... vekili temyiz etmiştir.Mahkemece, 06.01.2014 tarihli ek kararla, muhtıra tebliğine rağmen temyiz harç ve giderleri yatırılmadığı gerekçesiyle birleşen davada davalı ... vekilinin temyiz isteminin reddine karar verilmiştir. Ek kararı birleşen davada davalı ... vekili temyiz etmiştir. 1-Birleşen davada davalı ... vekilinin 06.01.2014 tarihli ek karara yönelik temyiz itirazları yönünden;6217 sayılı Kanunun 30. maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen “Geçici madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu (HUMK)’nun 18.07.1981 tarih 2494 sayılı Kanun ile değişik 434/3. maddesi,"Temyiz dilekçesi verilirken gerekli harç ve giderlerin tamamı ödenir. Bunların eksik ödenmiş olduğu sonradan anlaşılırsa, kararı veren hakim veya mahkeme başkanı tarafından verilecek yedi günlük kesin süre içinde tamamlanması, aksi halde temyizden vazgeçmiş sayılacağı hususu temyiz edene yazılı olarak bildirilir. Verilen süre içinde harç ve giderler tamamlanmadığı takdirde, mahkeme kararın temyiz edilmemiş sayılmasına karar verir. Bu kararın da temyiz edilmesi halinde 432'nci maddenin son fıkrası hükmü kıyasen uygulanır." hükmünü içermektedir.Dosya kapsamından, 06.01.2014 tarihli temyiz talebinin reddine dair ek kararın birleşen davada davalı ... vekiline 22.01.2014 tarihinde tebliğ edildiği, kararın, 30.01.2014 tarihinde anılan davalı vekilince temyiz edildiği anlaşılmış olup, anılan ek kararın HUMK'nın 434/3 maddesi yollamasıyla HUMK'nın 432/son madesindeki 7 günlük süreden sonra temyiz edilmiş olduğu anlaşıldığından, temyiz talebinin reddine ilişkin 06.01.2014 tarihli ek karara yönelik temyiz isteminin süre yönünden reddine karar vermek gerekmiştir.2-Birleşen davada davalı ... vekilinin temyiz itirazlarına gelince;Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı doğrultusunda inceleme yapılıp hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, bozmanın kapsamı dışında kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazları incelenemeyeceğine göre, birleşen davada davalı ... vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, birleşen davada davalı ... vekilinin 06.01.2014 tarihli ek karara yönelik temyiz itirazlarının süre yönünden reddine, yukarıda (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, birleşen davada davalı ... vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz eden birleşen davada davalı ...'den alınmasına, peşin alınan harcın istek halinde birleşen davada davalı ...'e iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 02.07.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.