MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacılar vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R -Davacılar vekili, davacılardan ... ve davalılardan ... arasında arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi yapıldığını, diğer müvekkillerinin ise, davalıdan bağımsız bölüm satın alan kişiler olduğunu, inşa edilen binada bir çok eksik ve ayıplı imalat bulunduğunu, dava tarihi itibariyle müvekkillerinin uğradığı zararın değerini tam ve kesin olarak bilemediklerinden HMK'nın 107/1. maddesi gereğince davalarını belirsiz alacak davası olarak açtıklarını ileri sürerek, her bir davacı için belirlenecek tazminatın davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır.Mahkemece iddia, savunma, deliller ve tüm dosya kapsamından; davanın açıldığı tarih itibariyle alacağın miktar ve değerinin tam olarak belirlenebilecek durumda olduğu ve davacıların belirsiz alacak davası açmakta hukuki yararı bulunmadığı gerekçesiyle, davanın HMK'nın 114/1-h ve 115/2. maddeleri gereğince dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir. Kararı, davacılar vekili temyiz etmiştir. Belirsiz alacak davası, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 107. maddesinde düzenlenmiştir. HMK'nın 107. maddesine göre, davanın açıldığı tarihte alacağın miktarını yahut değerini tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin kendisinden beklenemeyeceği veya bunun imkânsız olduğu hâllerde, alacaklının, hukuki ilişkiyi ve asgari bir miktar ya da değeri belirtmek suretiyle belirsiz alacak davası açabileceği, karşı tarafın verdiği bilgi veya tahkikat sonucu alacağın miktarı veya değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olduğu anda davacının, iddianın genişletilmesi yasağına tabi olmaksızın davanın başında belirtmiş olduğu talebini artırabileceği, kısmi eda davasının açılabildiği hâllerde, tespit davasının da açılabileceği ve bu durumda hukuki yararın var olduğunun kabul edileceği hükme bağlanmıştır.Dava, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklı eksik ve ayıplı imalat bedelinin tahsili istemine ilişkin olup, davanın başında davacılar tarafından eksik ve ayıplı imalatın değerinin belirlenebilmesi mümkün değildir. Bu talebin, konusunda uzman teknik bilirkişiler tarafından rayiç bedeller üzerinden belirlenip, tespit edilmesi gerektiğinden davanın belirsiz alacak davası olarak açılmasında davacıların hukuki yararı vardır. Dairemiz'in uygulamaları da bu yöndedir ( Dairemiz'in 26.05.2016 tarih ve 2015/3273 esas – 2016/3272 karar sayılı ilamı).Bu durumda, mahkemece, davanın belirsiz alacak davası olarak açılmasında davacıların hukuki yararının bulunduğu gözetilip, yargılamaya devam edilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde davanın usulden reddine karar verilmesi doğru olmamış, hükmün bozulmasını gerektirmiştir. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle, hükmün temyiz eden davacılar yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 22.02.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.