Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 5177 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 5443 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi(Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla)Vek. Av. ...Taraflar arasındaki iflas davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R -Davacı vekili, taraflar arasında 26.07.2007 tarihli finansal kiralama sözleşmesi ile 03.08.2007 tarihli finansal kiralama tadil sözleşmesinin imzalandığını, borçlu aleyhine 27.01.2012 tarihinde iflas yolu ile takibe başlandığını, borçluya gönderilen ödeme emrinin bila tebliğ iade olduğunu, takibin kesinleşmesi için 35. madde uyarınca tebligat yapıldığını, borçlu şirketin ekonomik durumunun iyi olmadığını, borca batık olduğunu, ticareti terkettiğini, firmanın ortaklık yapısının bozulduğunu, ortaklardan ...'in vefat ettiğini, mirasçılarının şirket hisselerinin intikaline ilişkin işlem yapmadığını, yapılan diğer icra takiplerinde şirket adresininde boş olduğunu, şirket ortaklarının adreslerinde hacze kabil mal bulunmadığını, şirket ve ortaklarının aciz halinde olduğunu, şirket anasözleşmesinde şirketin yeni adresinin tescil etmemesinin fesih sebebi olduğunu, şirketin bu düzenlemeye göre fesholduğunu ileri sürerek, müvekkil şirketin takip tarihi itibariyle 103.695,48 ve 616.046,01 Euro alacaklı olduğunun tespitiyle şirketin ekonomik durumunun iyi olmadığı, ticareti terk ettiği ve firmanın ortaklık yapısının bozulduğunu, firma ortağının öldüğü ve şirket hisselerinin akıbetinin belli olmaması sebebiyle iflasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı, davaya cevap vermemiştir.Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; borçlu şirket hakkında iflas yolu ile takibin kesinleştiği, güncel borç bakiyesinin çıkartılarak depo emrine esas olmak üzere ihtaratlı ve şerhli olarak davalıya tebliğ edildiği, buna rağmen süresi içinde takip borcunun depo edilmediği, usulüne uygun olarak yapılan ilan sonrası davalının iflasına ilişkin herhangi bir itiraz yapılmadığı, davacı yanca iflas gider avansının depo edildiği, her ne kadar davacı yanca alacağın tespiti istenilse de; takip kesinleştiğinden tespitte davacının hukuki yararı bulunmadığı gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile davalı şirketin iflasına karar verilmiştir.Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.../..S.2. 2-Davacı taraf dava dilekçesinin konu bölümünde, borçluya gönderilen ödeme emrinin bila tebliğ iade olduğunu, takibin kesinleşmesi için 35. madde uyarınca tebligat yapıldığını, borçlu şirketin ekonomik durumunun iyi olmadığını, borca batık olduğunu, ticareti terkettiğini, firmanın ortaklık yapısının bozulduğunu, ortaklardan ...'in vefat ettiğini, mirasçılarının şirket hisselerinin intikaline ilişkin işlem yapmadığını, yapılan diğer icra takiplerinde şirket adresininde boş olduğunu, şirket ortaklarının adreslerinde hacze kabil mal bulunmadığını ileri sürerek dava açtığından davacının, davalı şirketin İİK'nın 177/1 ve 177/2. maddelerine dayalı doğrudan iflasını istediği anlaşılmaktadır.Bu durumda mahkemece, İİK'nın 177/1 ve 177/2. maddelerine dayalı olarak açılan doğrudan iflas davalarına ilişkin inceleme ve araştırma yapılıp şirket temsilcisi de dinlenilmek üzere çağrılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, davacı tarafın takipli iflasa dayanarak dava açmadığı gözardı edilip buna göre inceleme yapılıp yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 10 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 24.11.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.