Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 513 - Karar Yıl 2017 / Esas No : 4415 - Esas Yıl 2016





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R -Davacı vekili, ... Blokları A Blok 1 ve 5 no'lu dükkanları davalı kooperatiften kesin bedelle satın aldığını, dava konusu dükkanların tamamlanmasına ve bedelleri de peşin ödenmesine rağmen tapularının davacıya verilmediğini ve bunun için kendisinden fahiş oranda bedeller talep edildiğini, davalı tarafın tapu devri için davacıdan yeniden bedel talep etmesi usul ve yasaya, taraflar arasındaki anlaşma ve davalı kooperatifin bizzat kendi kararlarına aykırı olduğunu ileri sürerek, davalı adına olan tapu kaydının iptali ile taşınmazların davacı adına tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, dava tarihine en yakın tarihte yapılan son genel kurulda yönetim ve denetim kurulu üyelerinin değiştiğini, eski yönetim kurulu üyeleri ibra edilmediğini, bilançoların tasdik edilmediğini, eski yönetim kurulu üyelerinin tarafından kooperatife hayali üyeler kaydedildiğini ve hayali satışlar yapıldığını, eksik ve sınırlı miktardaki kooperatif defter ve kayıtları üzerinde yapılan incelemelerde davacının 05.03.1998 ile 04.07.2005 tarihlerinde herhangi bir ödemesinin bulunmadığı gibi daha sonra genel kurullarca belirlenmiş aidatları da ödemediğini, kooperatif aleyhine ikame edilecek alacak veya diğer davaların 5 yıllık zamanaşımına tabi olduğunu, davacının bu süreyi geçirdiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.Mahkemece, iddia, savunma, keşif, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, kooperatif defterlerinde davacı tarafından yapılan iddia edildiği şekilde bir ödemeye rastlanmadığı, genel kurulca taşımazın devri yönünde yönetim kuruluna açıkça bir yetki verilmediği, davacının konumunda bulunan kişilere tapu devirlerinin yapılmadığı, bu bağlamda davacının davaya konu taşınmazın kendi adına tescilini isteyemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.Davacı, peşin bedelli ortak olarak 05.03.1998 tarihli yönetim kurulu kararı ile kooperatife kabul edilmiş ve bu karar 30.03.2008 günlü genel kurul kararı ile onaylanmış bulunmakla, artık davacının davalı kooperatifin peşin ödemeli üyesi olduğunun kabulü gerekir.Davada ise davacı yanın kendisine ortaklığı nedeniyle yönetim kurulunca verilmesi taahhüt edilen ve genel kurulca da benimsenen karar uyarınca bağımsız bölümlerin tapularının iptal ve tescili istenmektedir. Peşin ödemeli üye olduğu anlaşılan davacının, aidat borcundan dolayı sorumlu tutulması mümkün değildir. Somut uyuşmazlıkta yapılan bilirkişi incelemelerinde, davacının kooperatife herhangi bir sebepten borcunun olduğu tespit edilememiş, davalı da bunun aksini ispata yarayan herhangi bir delil ibraz edememiştir. Davalı kooperatif, davacının sadece aidat borcu olduğunu savunmakta ise de peşin ödemeli üye olan davacının aidat borcundan sorumlu tutulmasından söz edilemez. Bu durumda davanın kabulü gerekirken, yazılı gerekçelerle davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuş, bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 21.02.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.