Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 5115 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 9812 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki asıl ve birleşen elatmanın önlenmesi davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl davanın kabulüne, birleşen davada ...'e yönelik davanın husumet nedeniyle reddine, fesih isteminin kabulüne yönelik olarak verilen hükmün asıl davada davalı ..., birleşen davada davalı .... vekilince duruşmalı, asıl ve birleşen davada davacılar vekilince duruşmasız olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde asıl davada davalı ..., birleşen davada ... vekili Av. ...'nın gelmiş başka gelen olmadığından onların yokluğunda duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatın sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçelerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - KARAR -Asıl ve birleşen davada davacı arsa sahipleri vekili, müvekkilleri ile davalı yüklenici ... arasında düzenlenen 01.11.2004 tarihli düzenleme şeklindeki arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca müvekkillerine ait bağımsız bölümlerin yapı ruhsatından itibaren 24 ayda teslimi gerektiğini, yapı ruhsatının 05.05.2005 tarihinde alındığını, yüklenicinin inşaatı terk etmesi üzerine inşaatı tamamlaması için 03.04.2009 tarihli ihtarın keşide edildiğini, inşaata devam edilmemesi üzerine 16.11.2009 tarihli ihtarla sözleşmenin feshedildiğini, sözleşme süresince yükleniciye hakettiğinden fazla bağımsız bölüm verildiğini, eksik işlerin uhdelerinde tuttukları 7 ve 9 no'lu bağımsız bölümün değerinden fazla olduğunu, buna rağmen 7 no'lu bağımsız bölümün yüklenici tarafından birleşen davada davalı ...'e satıldığını ileri sürerek, asıl davada 7 no'lu bağımsız bölümün boş olarak teslimi suretiyle müdahalenin önlenmesine, birleşen davada sözleşmenin fesihi ile müdahalenin önlenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Asıl ve birleşen davada davalı yüklenici vekili, arsa sahiplerince devri gereken iki adet bağımsız bölümü zamanında verilmemesi nedeniyle inşaatın tamamlanmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.Asıl davada davalı ... vekili, 7 no'lu bağımsız bölümün müvekkilinin babası.. tarafından yükleniciden tapu dışı satım sözleşmesi ile alınması nedeniyle müdahalenin haksız olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.Birleşen davada davalı ... vekili, taşınmazı yükleniciden satın aldığını, arsa ashiplerinin tek yanlı feshinin geçersiz olduğunu, taşınmazın davalı ... tarafından kullanıldığını savunarak, davanın reddini istemiştir.Mahkemece, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; yüklenicinin sözleşme uyarınca 05.05.2007 tarihinde teslim etmesi gereken inşaatı %72 seviyesinde iken terk ettiğniden fesih isteminin yerinde olduğu, dava konusu dairenin yüklenici tarafından 07.09.2007 tarihli adi yazılı sözleşme ile birleşen davadaki davalı ...'e satıldığı ancak dairenin asıl davada davalı olan ... tarafından kullanıldığı gerekçesiyle asıl davanın kabulü ile dava konusu taşınmaza vaki müdahalenin önlenmesine ve taşınmazın boş olarak davacılara teslimine, davalı ...'e yönelik birleşen davanın husumet nedeniye reddine, fesih isteminin kubülü ile sözleşmenin iptaline karar verilmiştir.Kararı, asıl davada davalı ..., birleşen davada davalı .... vekili ile katılma yoluyla asıl ve birleşen davada davacılar vekili temyiz etmiştir.1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, asıl ve birleşen davada davalılar ... ve ... vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.2- Asıl ve birleşen davada davacı arsa sahipleri vekilinin temyiz itirazlarına gelince, davacılar ile davalı yüklenici arasında düzenlenen 01.04.2004 günlü arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin mahkemece geriye etkili şekilde feshine karar verilmiştir. Bu durumda TBK'nun 125. (BK'nun 108 ) maddesi uyarınca tarafların birbirlerine verdiklerini iade etmeleri gerekir. Bu kapsamda, davalı yüklenicinin mülkiyetini hak etmeyip, birleşen davanın davalısı ...'e yaptığı temliki de geçersiz hale gelmiştir. Bu durumda, davalı ...'in temliğe dayalı hakkı sona ereceğinden zilyetliğini kullandırdığı davalı Ruşan yönünden davanın kabulü ile müdahalesinin önlenmesine karar verilmesi yerinde olduğu gibi, şahsi hakka sahip olan ...'in de müdahalesinin aynı nedenle önlenmesine karar vermek gerektiği halde adı geçen davalı hakkındaki davanın pasif husumet nedeniyle reddine karar verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, asıl davada davalı.... ve birleşen davada davalı ... vekilinin tüm temyiz itirazının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, asıl ve birleşen davada davacı arsa sahipleri vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacılar yararına BOZULMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenlerden asıl ve birleşen davalarda davacılar.... ve ...'den alınmasına, asıl ve birleşen davada davacılardan alınan peşin harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 01.07.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.