MAHKEMESİ :Ticaret MahkemesiTaraflar arasındaki kooperatifin feshinin tespiti ile tasfiyesi davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün davacı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vekili Av. ... gelmiş, davalı taraftan gelen olmadığından, onun yokluğunda duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatın sözlü açıklaması dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R -Davacı, davalı kooperatifin üyesi olduğunu, kooperatifin en son 23.06.1999 tarihinde genel kurul toplantısı yaptığını, bu tarihten sonra faaliyetinin bulunmadığını ileri sürerek, kooperatife organlarını tamamlaması için süre verilmesi ve kayyım atanmasını talep ve dava etmiş, davacı vekili 06.02.2015 tarihli ıslah dilekçesi ile, kooperatifin feshinin tespiti ve tasfiyesi ile kayyım atanmasını istemiştir. Davalı, davaya cevap vermemiştir. Mahkemece, iddia ve dosya kapsamına göre; davacının, davalı kooperatifin üyesi olduğu, davacı tarafın kooperatifin feshi ile tasfiyesi talebinin, davalı kooperatifin münfesih olduğunun tespiti olarak değerlendirilmesi gerektiği, Kooperatifler Kanunu'nun 81/6. maddesi ile kooperatifin, üç yıl olağan genel kurul toplantısını yapmaması halinde dağılacağının hüküm altına alındığı, davalının 04.07.1995 tarihinden sonra genel kurul toplantısı yapmadığı, herhangi bir faaliyette bulunmadığı gerekçesiyle, davanın kabulü ile davalı kooperatifin dağılmış olduğunun tespitine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. Mahkemece, davalı kooperatifin feshine karar verilmiş ise de, tasfiyeye ve tasfiye memuru atanmasına ilişkin bir hüküm tesis edilmemiştir. Fesih talebinin aynı zamanda tasfiye kararı verilmesi ve tasfiye memuru atanması talebini içerdiği ve tasfiye memuru atanmasının feshin ve tasfiyenin doğal bir sonucu olduğu gözetilerek, mahkemece, kooperatifin tasfiyesine ve re'sen tasfiye memuru atanmasına karar verilmesi gerekirken, bu hususun gözden kaçırılması doğru olmamıştır. SONUÇ; Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 1.350,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 21.11.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.