Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 5077 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 8201 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :Ticaret MahkemesiTaraflar arasında görülen iflasın ertelenmesi davası sonucunda verilen hükmün bozulmasına ilişkin Dairemizin 06.06.2014 gün ve 173 Esas, 4380 Karar sayılı ilamının karar düzeltme yoluyla incelenmesi davacı vekilince istenilmekle, dosya incelendi, gereği görüşüldü.- KARAR -Davacı vekili, müvekkili şirketin 1993 yılından bu yana madencilik, dekapaj ve kömür işletmeciliği ile iştigal ettiğini; madencilik sektöründeki daralma ve son yatırımlarda maliyet-kârlılık analizinin gerektiği gibi yapılamaması nedeniyle mali sıkıntının başgösterdiğini; mevcut işlere devam edilmesi, ...'da uygun fiyatla alınan tuz sahası ihalesi sonrasında yapılacak üretimden gelecek gelir, borç yapılandırma, maliyet düşürme, pazarlama ağı kurulup genişletilmesi, idari ve finansal yeniden yapılanma, atıl varlıkların değerlendirilmesi veya elden çıkartılması suretiyle şirketin borca batıklıktan kurtarılabileceğini ileri sürerek, iflasın bir yıl süreyle ertelenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Mahkemece, davanın kabulü ile iflasın bir yıl süreyle ertelenmesine dair verilen karar, müdahiller ... Bankası AŞ., .... ve .... vekillerinin temyiz istemi üzerine Dairemizin 06.06.2014 tarih ve 173 E., 4380 K. sayılı ilamıyla, iflasın ertelenmesini isteyen kooperatif ve sermaye şirketlerinin borca batık durumda bulunması (bir diğer ifade ile varlıklarının rayiç değerlerinin borçlarını karşılayamaması), fevkalade mühletten yararlanmamış olması ve sunacakları iyileştirme projesi kapsamında mali durumlarının ıslahının imkân dâhilinde görülmesi gerektiği, (İİK.m.179). Gerek borca batıklığın ve gerek iyileştirme projesinin ciddi ve inandırıcı olup olmadığının tespiti özel ve teknik bilgiyi gerektirdiğinden bu değerlendirmelerin yapılması için bilirkişi görüşüne başvurulması gerektiği (HMK.m.266), hâkimin de bu raporla o konudaki özel ve teknik bilgi ihtiyacını giderebilmesi ve raporun hukuka uygunluğunu denetlemesi gerektiği, projenin ciddi ve inandırıcılığı öncelikle ve özellikle sermaye ve/veya kârlılığın ne şekilde arttırılacağı ve borca batıklıktan kurtulmanın ne şekilde sağlanacağının somut, belgelere dayalı ve gerçekçi bilgi ve öngörülerden yola çıkılarak tespit edilmesi ve diğer proje unsurları için de bilimsel verilerin değerlendirilmesi gerektiği, davacının borca batıklığının değerlendirilmesinde varlıkların rayiç değerlerinin tespiti dışında bir varlık unsuru sayılamayacak amortismanların da hesaba katıldığı ve bu suretle borca batıklık bilançosunun doğru sonuç vermediğinin görüldüğü, öte yandan bilançoda finansal kiralamaya ilişkin kalemler bulunmakta olup, bunların yeterince detaylandırılmadığı, zira finansal kiralama konusu malların hukuki mülkiyeti finansal kiralama şirketlerine ait olup, bunların kira bedelleri tamamen ödenmeden yasa ve sözleşme uyarınca mülkiyetinin davacıya geçtiğinin kabul edilmesi ve bunların aktif kısımda gösterilmesinin doğru olmadığı, bilirkişilerce verilen raporlarda varlıkların güncellenmesi yapılmamış iken, kayyımlarca hazırlanan raporda varlıkların rayiç değerlerinin esas alındığı ve borca batıklığın hızla derinleştiğinin tespit edildiği, bu hususun gözden kaçırılması suretiyle eksik incelemeye ve hatalı değerlendirmeye dayalı kararın bozulması gerektiği, keza, elde edilecek gelirin sadece özvarlık tutarına oranlanması yeterli olmayıp, borcun tamamı ve işleyen fer'ilerinin de değerlendirmeye alınması gerektiği, zira borçların ağırlıklı kısmı kısa vadeli olup, şirketin borca batıklıktan kurtulması yanında sürdürülebilir bir faaliyet durumu yakalamasının da önemli olduğu, zaten dava dilekçesi ve iyileştirme projesinde davacı şirketin yatırımlarda maliyet ve kârlılık analizi konusunda başarılı olamadığı yönünde kabulünün bulunmakta olduğu, iyileştirme projesinde yapılması gereken işlerin sıralandığı ve davacının kendi plansızlığından sözettiği, projeye konulan organizasyon kalitesinin arttırılması ve idari ve finansal yeniden yapılanma gibi hususların basiretli bir tacir için makul olup olmadığının da bilirkişi ve hakimce değerlendirilmesi gerektiği, öte yandan tuz üretim tesisinin tamamlanması, pazarlama ağı kurulup genişletilmesi gibi hususlarda kaynağın ne şekilde yaratılacağının da belirtilmediği ve sermaye arttırımının bir iyileştirme projesi unsuru olarak sunulmadığı, dekapaj işinden bu kaynağın yaratılıp yaratılmayacağının da değerlendirilmesi gerektiği, bu durumda mahkemece davacı şirketin borca batıklık durumunun tereddüde yer bırakmayacak biçimde belirlenmesi, projenin ciddi ve inandırıcı olup olmadığı ve süreç içindeki uygulamaların projede gösterilen iyileştirme unsurlarına uygun bulunup bulunmadığı hususunda somut verilere dayalı, teknik, denetime elverişli ve detaylı bir inceleme için, dosyanın oluşturulacak uzman bir heyete tevdii ile dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılması ve varılacak uygun sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve hatalı değerlendirmelerle yazılı şekilde karar verilmesinin doğru olmadığı belirtilerek hüküm bozulmuştur.Bu kez, davacı vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.Yargıtay ilamında belirtilen gerektirici sebeplere göre, HUMK'nın 440. maddesinde sayılan hallerden hiçbirisine uymayan karar düzeltme isteminin reddi gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin karar düzeltme isteminin REDDİNE, 5,20 TL harç ve takdiren 248,00 TL para cezasının karar düzeltme isteyenden alınarak Hazine'ye gelir kaydedilmesine, 30.06.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.