Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 504 - Karar Yıl 2017 / Esas No : 3483 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasının bozma ilamına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. -K A R A R- Davacı vekili, müvekkili ile davalı ve davalının kardeşi olan ... arasında imzalanan 16.09.2005 tarihli arsa payı karşılığı inşaat yapım sözleşmesi uyarınca davalı ile davalının kardeşinin müştereken sahip oldukları ... parselde kayıtlı gayrimenkul üzerinde inşa edilecek binada zemin kattaki 40 m² işyeri ile 1. ve 2. katlardaki dairelerin arsa sahiplerine, zemin kattaki doğu güney cepheli işyeri ile 3. ve 4. katlardaki dairelerin yükleniciye ait olacağının kararlaştırıldığını, müvekkilinin ve diğer arsa sahibi ...'ın edimlerini yerine getirmesine rağmen, davalının sözleşmenin 4. maddesinde belirtilen ve müvekkiline düşen tapuları davacı şirket adına tescil ettirme borcunu ifa etmediğini ileri sürerek, 2 no'lu işyerinin yarı hissesi ile 5 no'lu bağımsız bölümün müvekkili adına tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, davacının taraflar arasında imzalanan sözleşmeye aykırı mimari proje çizdirerek anılan sözleşmenin 1. ve 2. maddelerine de aykırı davrandığını, davacının projelerin taslak projeye uygun olmadığını müvekkiline açık bir şekilde bildirmesinin ve uyarmasının BK gereği olduğunu, sözleşmenin 1. maddesine göre müvekkiline zeminde 40 m²'lik net işyeri verilmesinin kararlaştırılmasına rağmen, davacı tarafından sözleşmeden sonra tanzim edilen ve belediyeye tasdik ettirilen tatbik projesinde verilecek işyerinin 35,5 m² olarak gösterildiğini, kendilerine ait işyerinin havalandırmasının da müvekkilinin işyerinden geçirilmesi ile işyeri alanının 32 m²'ye düşürüldüğünü, tasdikli plan ve projenin, teknik şartname ve deprem ile ilgili yönetmeliklere ve ... Belediyesi İmar Yönetmeliği'ne aykırı olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.Mahkemece davanın reddine dair verilen kararın, Dairemizin 13.09.2013 tarih ve 2569 Esas, 5393 Karar sayılı ilamı ile davacı yararına bozulmasına karar verilmiş, mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucu, tarafların sözleşmenin 2. maddesinde, üzerinde mutabık kaldıkları bir projeden bahsedilmiş ve bu projede değişiklik yapılamayacağı bildirilmiş ise de taraflarca böyle bir projenin dosyaya ibraz edilemediği, dava konusu sözleşmede, yükleniciye ait olan bağımsız bölümlerin, ince işlerin devamı sırasında devredileceğinin bildirildiği, arsa sahibinin, zemin katta kendisine verilmesi gereken işyerinin küçük yapıldığını ileri sürerek, tescil talebini kabul etmediği, yargılama sırasında alınan bilirkişi raporlarına göre bu dükkanın bir miktar küçük yapıldığı, bunun binanın mimari görüntüsünün düzeltilmesi amacıyla yapıldığı ve her iki tarafın da cüz'i miktarda alan kaybına uğradığı, bu durumda eşitlik ve hakkaniyet kurallarının ihlâl edildiğinden söz edilemeyeceği gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiştir. Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı doğrultusunda inceleme yapılıp hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, bozmanın kapsamı dışında kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazları incelenemeyeceğine göre, davalı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 21.02.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.