Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 4919 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 3126 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki asıl ve birleşen itirazın iptali davalarının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl ve birleşen davaların kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde asıl davada davacı vekili, asıl ve birleşen davalarda davalılar ... ve ... dışındaki davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R -Asıl ve birleşen davalarda davacı vekili, kooperatif üyesi olan davalıların, kooperatif genel kurulu kararı ile belirlenen aidatları ödememeleri nedeniyle haklarında icra takibi başlatıldığını, davalıların, takiplere haksız olarak itiraz ettiklerini ileri sürerek, itirazların iptali ile ayrı ayrı %40 icra inkâr tazminatının tahsilini talep ve dava etmiştir. Asıl ve birleşen davalarda davalılar vekili, aidatların belirlenmesine ilişkin genel kurul kararının usulsüz olduğunu, ayrıca kooperatif yönetim kurulunun 2010 yılı faaliyet raporunda üyelikten çıkarılan üyeler haricinde hiçbir üyenin borcunun bulunmadığının saptandığını, üyelikten çıkarılan bir kısım müvekkilleri ile ilgili olarak ihraç işlemin iptali için davalar açıldığını, davaların derdest olduğunu, kooperatifin 2008 yılından sonra gerçekte faaliyetinin olmadığını, kooperatif yetkililerinin Ağır Ceza Mahkemesinde yargılandığını savunarak, asıl ve birleşen davaların reddi ile %40 kötüniyet tazminatının tahsilini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre; davalıların kooperatif üyesi oldukları konusunda uyuşmazlık bulunmadığı, takiplerin konusu edilen aidat alacaklarının kooperatifin 25.01.2009 tarihli genel kurul kararına dayandığı, davalıların hiçbirisinin anılan genel kurul kararına istinaden ödeme yapmadığı, genel kurul kararının iptaline yönelik açılan 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2011/348 E. sayılı dosyasında davanın reddine karar verildiği ve kararın kesinleştiği, her ne kadar yönetim kurulunun 2010 yılı faaliyet raporunda, ihraç edilen üyeler haricindeki üyelerin borcunun bulunmadığı belirlense de kooperatif üyelerinin borçlarından ibrasının ancak genel kurul kararı ile mümkün olduğu, davalılardan ..., ..., ..., ... ve ...'ün üyelikten çıkartıldıkları ancak işlemlerin iptali için açılan davaların henüz kesinleşmediği, üyelerin yükümlülüklerinin ihraç kararının kesinleşmesine kadar devam edeceği, gecikme bedelinin de genel kurul kararı ile belinlendiği ve buna göre hesap yapılması gerektiği, fakat davanın açılmasından sonra yürürlüğe giren TBK'nın 120. maddesinde sözleşme ile kararlaştırılacak yıllık temerrüt faizi oranının yürürlükte olan mevzuatta öngörülen oranın %100'ünü aşamayacağının düzenlendiği maddenin derdest davalara da tatbik edileceği, buna göre gecikme bedelinin her üye için 6.214,34 TL olacağı, davalılar yargılama sonucunda haksız çıkmalarına rağmen takibe itiraz esnasında haklılık haksızlık durumunun belli olmadığı, zira bu esnada genel kurul kararının iptaline yönelik davanın kesinleşmemiş olduğu, icra inkâr tazminatı talebinin yerinde olmadığı, gerekçesiyle, asıl ve birleşen davaların kabulü ile itirazların iptaline, gecikme bedelinin 6.214,34 TL olarak belirlenmesine, icra inkâr ve kötüniyet tazminatı taleplerinin reddine karar verilmiştir. Karar, asıl davada davacı vekili, asıl ve birleşen davalarda davalılar ... ve ... dışındaki davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.1- a) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı kooperatif vekilinin asıl dava yönünden aşağıdaki (b) bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. b) Asıl dava, ödenmeyen kooperatif üyelik aidatlarının tahsili için başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.Takip konusu alacak, aidat istemine dayanmakta olup, miktarı davalı yönünden bilinebilir, hesap edilebilir olup; likit alacak niteliğindedir. Mahkemece, dava konusu alacağın bu niteliği gözetilerek, yargılama sonunda itirazın haksızlığı belirlenen alacak tutarı üzerinden davacı yararına İİK'nın 67/2. maddesi uyarınca icra inkâr tazminatına hükmedilmesi gerekirken, yazılı gerekçeyle bu istemin reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir. 2- a) Davalılar vekilinin, asıl, birleşen 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2012/60 E, 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2012/62 E, 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2012/62 E, 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2012/60 E. sayılı davaları yönünden;1163 sayılı Kooperatifler Kanunu'nun 23. maddesi uyarınca ortaklar, hak ve yükümlülüklerde eşit konumdadır. Yukarıda anılan dosyalarda davalılar vekili yargılama sırasında, müvekkillerinden aidat isteminin, eşitlik ilkesine aykırı olarak yapıldığı savunulmuş olup; mahkemece bu savunma üzerinde durulmamış olması doğru görülmemiştir. Mahkemece, kooperatif defter, kayıt ve hesapları üzerinde inceleme yapılarak, aidat ödeme yükümlülüğü açısından diğer üyelere nasıl bir uygulama yapıldığı hususunda araştırma yapılarak, anılan ilke çerçevesinde değerlendirme yapılıp karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde eksik incelemeye dayalı olarak karar verilmesi doğru olmamıştır.b) Sadece birleşen 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2012/62 E sayılı dosyası yönünden ise;Dosya kapsamında bulunan 2010 yılı faaliyet raporunda, ihraç edilmeyen üyelerin borçlarının bulunmadığı yazılı olup; bu raporun görüşüldüğü 26.06.2011 tarihli genel kurul toplantısında anılan faaliyet raporunun kabul edildiği ve ihraç edilmeyen üyelerin borcunun bulunmadığının belirtildiği gözardı edilerek davalı ...'ın bu kapsamda kalıp kalmadığı tartışılmaksızın karar verilmesi doğru olmamış bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda (1-a ) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, asıl davada davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (1-b) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, asıl davada davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davacı yararına; (2-a) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, bentte anılan dosyalar yönünden davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davalılar ..., ..., ..., ..., ... yararına; (2-b) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı ... yararına BOZULMASINA, peşin alınan harçların istek halinde temyiz edenlere iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 25.06.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.