Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 490 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 10615 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :Ticaret MahkemesiTaraflar arasındaki sıra cetveline itiraz davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl ve birleşen davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde asıl ve birleşen davada davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. -K A R A R-Şikayetçi vekili, müvekkilinin takip konusu alacağı Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu’ndan devraldığını, bu devrin adı geçen kuruluşa ait imtiyazları da kapsadığını ileri sürerek, sıra cetvelinin iptali ile müvekkilinin alacağının üst sıraya alınmasına karar verilmesini talep etmiştir. Şikayet olunanlar vekilleri, şikayetin reddi gerektiğini savunmuşlardır. İcra Mahkemesi’nce iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; 4389 sayılı Yasa’nın Ek 5. maddesinin ....’nce iptal edildiği, 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun Geçici 13. maddesinin de ancak diğer alacaklıların muvazaadan ari haklarına zarar verilmemesi kaydıyla uygulanabileceği, somut olayda bu uygulamanın diğer alacaklılara zarar vereceği gerekçesiyle, şikayetin reddine karar verilmiştir. Kararı, şikayetçi vekili temyiz etmiştir. 4389 sayılı Bankalar Kanunu’na 5020 sayılı Yasa ile eklenen Ek 5. madde ile paralel hükümler içeren 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun Geçici 13. maddesi Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu’na ilişkin hükümleri içermemekte, her iki maddede de açıkça belirtildiği gibi sermayesinin yarıdan fazlası kamuya ait olan veya kamu tarafından idare olunan bankaları konu almaktadır. Şikayetçi şirketin alacağı bu bankalardan temlik alınmış olmadığından somut olayın çözümünde anılan yasal düzenlemelere başvurulması doğru değildir. Fon’un alacakları için öngörülen hükümler adı geçen her iki Yasa’nın çeşitli maddelerinde ayrıntısıyla belirtilmiş olup, kural olarak temlik halinde de (temlik eden) alacaklının şahsına bağlı olanlar dışındaki rüçhan ve imtiyazların temlik alana geçeceği tartışmasızdır. Ne var ki Fon, şikayetçinin takip ettiği şikayet konusu alacak için Amme Alacaklarının Tahsil Usûlü Hakkında Kanun hükümlerine göre takip yapmamış, İcra ve İflâs Kanunu'nda belirtilen yolu tercih etmiştir. Hal böyle olunca, başvurulan takip yolu dışındaki imtiyazların ileri sürülmesi de mümkün değildir. Mahkemece şikayetin bu nedenle reddi gerekirken, somut durumla ilgisi bulunmayan hükümlerden bahisle red kararı verilmesi doğru değilse de bu yanılgı yeniden yargılama yapmayı gerektirmediğinden, sonucu itibariyle yerinde bulunan hükmün gerekçesi düzeltilmek suretiyle onanması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle, sonucu itibariyle yerinde bulunan mahkeme kararının Hukuk Usûlü Muhakemeleri Kanunu'nun 438/son maddesi uyarınca gerekçesi değiştirilmek ve düzeltilmek suretiyle ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, kararın tebliğinden itibaren 10 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 02.02.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.