Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 4891 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 5930 - Esas Yıl 2015





...Taraflar arasındaki kooperatifin ihyası davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı aktif husumet ehliyeti bulunmadığından davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R -Davacı vekili, davalı kooperatifin tasfiye edilerek sicilden terkin edildiğini, müvekkil şirketin davalı kooperatiften alacaklı olduğu, bu nedenle açılacak davalardan dolayı kooperatifin ihyasında zorunluluk bulunduğunu ileri sürerek, kooperatifin ihyasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı ... vekili, Ticari Sicil Müdürlüğü'nün TTK'nın 32. maddesi hükmü çarçevesinde işlem yaptığını, tasfiye sürecinde yetki ve sorumluluğun şirket tasfiye memurunda olduğunu, müvekkilinin davanın açılmasına sebebiyet vermediğini savunarak, davanın reddini istemiştir.Davalı kooperatif tasfiye memuru vekili davacının taraf sıfatı bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; davacının ihya davasına esas teşkil edecek alacağın varlığına ilişkin hiçbir delil ibraz etmediği, davacının kooperatiften alacakları ile ilgili olarak önce dava açıp yasal husumet hakkı kazandıktan sonra buna göre dava açması gerektiği, zira ihya davasında mahkemenin ihya kararı vermesi durumunda hangi mahkeme ya da icra alacağı ile ilgili olarak ihyaya karar verildiğinin hüküm kısmında gösterilmesi gerektiği, davacının bu itibarla aktif husumet ehliyeti bulunmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.Dava, kooperatifin ihyası istemine ilişkindir. Hukuki yararın varlığı, dava şartıdır. (HMK 114/h) TTK 547. maddesinde ihya davası açılabilmesi için ek tasfiye işlemlerinin zorunlu olduğunun anlaşılması gerekir. Kanun'un bu ifadesinin ihyada davacının korunmaya değer hukuki yararının bulunması şeklinde anlamak gerekir. Mahkemenin kabulü de bu yönde olmakla beraber yapılan inceleme karar vermeye yeterli görülmemiştir. Bu nedenle mahkemece Davacı tarafın, dava dilekçesi ile yargılama sırasındaki açıklamalarında da sözünü ettiği dava ve takip dosyaları getirtilerek hukuki yararının bulunup bulunmadığı gözetilmeksizin eksik inceleme ve hatalı gerekçeye dayalı olarak yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. .../...S.2SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 08.11.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.