Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 4824 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 9664 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün davalılar ... ve ... vekilince duruşmalı, davacı vekilince duruşmasız olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davalılar ... ve ... ile vekilleri avukat ...gelmiş, diğer taraftan gelen olmadığından onun yokluğunda duruşmaya başlanarak hazır bulunanların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - KARAR -Davacı vekili, müvekkilinin davalı...'nın kardeşi olduğunu, diğer davalı ...'nında...'nın eşi olduğunu müvekkilinin, diğer davalı kooperatifdeki hissesini devir hususunda davalı ...'ya 15.07.2010 tarihli veklatname ile yetki verdiğini ancak daha sonra taraflar arasında ailevi ilişkilerinin bozulduğunu, karşılıklı davalar açıldığını, bunun üzerine davacı ile davalı ...'nın birlikte notere gidip satış yetkisi veren vekaletnamedeki yetkilerden azledilip sadece, taşınmazı kiraya vermek, elektrik, doğalgaz ve su bağlatmak üzere yeni bir vekaletnamenin verildiğini, azilname ve yeni vekaletname tarihlerinin 24.08.2011 olduğunu, azilnamenin davalı ...'ya tebliğ edildiğini ancak davalı ...'nın azilnameyi bile bile vekaletnamedeki yetkilerini kötüye kullanarak müvekkiline ait kooperatif hissesini bedelsiz olarak eşi diğer davalı ...'ya devrettiğini, davalı kooperatifin de devir işlemini esas alarak davalı ...'yı ortak olarak kaydettiğini, davalı ...'nın eşi ile müvekkili davacı arasındaki husumeti bildiği halde vekalet görevini kötüye kullandığını, müvekkilini zarara uğratmak amacı ile bu işlemi yaptığını, devir bedeli olarakta müvekkiline herhangi bir ödeme yapılmadığını ileri sürerek, davalı kooperatifteki hissenin müvekkiline ait olduğunun tespitine, davalı... adına yapılan devir işleminin iptaline, eğer tapu tescili yapılmış ise bunun iptali ile müvekkili adına tesciline, bunun mümkün olmaması halinde fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 250.000,00 TL hisse bedelinin avans faizi ile tahsiline, ayrıca 25.000,00 TL manevi tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalılar... ve ... vekili, sözkonusu taşınmazın bedelinin müvekkili ... tarafından ödendiğini, yaklaşık 3 yıldan beri taşınmazın fiilen müvekkili tarafından kullanıldığını, tüm masraflarında müvekkili tarafından ödendiğini, davacı ile müvekkili kardeşi ... arasında sorunlar çıktığını, davalar açıldığını, bunun üzerine müvekkillerinin zaten kendilerine ait olan taşınmazın tapusunu kendi adlarına tescil ettirdiklerini savunarak, davanın reddini istemiştir.Diğer davalı kooperatif vekili, tapunun müvekkili kooperatif adına olduğunu, kat irtifak ve kat mülkiyeti tapularının henüz çıkarılmadığını, bu davada müvekkiline husumet düşmeyeceğini, müvekkili kooperatifin azilnameden 24.05.2011 tarihinde haberdar olduğunun, müvekkilinin davacı ile diğer davalılar arasındaki ailevi ilişkilerden haberdar olmadığını ifade ederek, davanın reddini talep etmiştir.Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi kurulu raporu ve tüm dosya içeriğine göre, davacının sahibi olduğu davalı kooperatif hissesinin satışı için davalı kardeşi ...'nın eşi diğer davalı ...'ya vekaletname verdiği, daha sonra davacının bu vekaletnameden davalı ...'yı azlettiği, bu azilnamenin davalı ...'ya tebliğ edilmediği, davalı ...'nın ilk vekaletnameye dayalı olarak davacıya ait kooperatif hissesini, eşi diğer davalı ...'ya bedelsiz olarak devrettiği, davacı ile kardeşi davalı ... arasında husumet ve davalar bulunduğu, davalıların bu durumu bildiklerini, TBK'nın temsil ve vekalete ilişkin hükmüne göre, vekalet ilişkisinin güvene dayalı olduğu vekilin, vekil edenin yararına ve iradesine uygun davranış yükümlülüğünde bulunması gerektiği, vekil üçüncü şahıs ile çıkar ve işbirliği içerisinde ise veya kötüniyetli olup vekilin görevini kötüye kullandığını biliyor veya bilmesi gerekiyorsa vekil eden sözleşme ile bağlı değildir. Bu durumda davacının davalıya kooperatif hissesi devri hususunda bir irade taşımadığı, davalıların birlikte hareket ederek davacıyı aldattıkları, davalı ...'nın vekalet görevini kötüye kullandığı, kooperatif hissesinin, davalı ...'ya ait olduğu hususundaki savunmasının ispat edilemediği, azilnamenin davalı kooperatife devirden sonra gönderildiği için davalı kooperatifin bir sorumluluğunun bulunmadığı, davacının manevi olarakta bir zarara uğramadığı gerekçesi ile davanın kısmen kabulü ile, davacıya ait davalı kooperatif hissesinin davalı ...'ya devrine ilişkin 09.09.2011 tarihli 620 nolu kararın iptaline, diğer taleplerin reddine karar verilmiştir.Kararı, davacı vekili ile davalılar ... ve ... vekili temyiz etmiştir.1)Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalılar ... ve ... vekilinin tüm, davacı ... vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.2)Davacı ... vekilinin temyizine gelince;Davacı vekili, dava dilekçesinde davalı kooperatifteki hissenin müvekkili adına tespitini talep etmiş olmasına rağmen mahkemece, olumlu veya olumsuz bir karar verilmemesi doğru olmadığı gibi, talep; davalı kooperatifteki hissenin de aidiyetine ilişkin olup bu durum davalı kooperatifi ilgilendirdiğinden, kooperatif aleyhine açılan davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalılar ... ve ... vekilinin tüm, davacı ... vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacı ... vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, davacıdan peşin alınan harcın istek halinde iadesine, aşağıda yazılı onama harcının temyiz eden davalılardan alınmasına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 23.06.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.