MAHKEMESİ : Antalya 5. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 28/05/2013NUMARASI : 2009/196-2013/245Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vekili Av. M. S..gelmiş. Tebligata rağmen başka gelen olmadığından onların yokluğunda duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatın sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - KARAR -Davacı vekili, müvekkilinin 2005 yılında davalılardan G.. D..’in hileli hareketleriyle birkaç taşınmazını satarak davalı kooperatife ortak olduğunu, ortaklık öncesi kooperatife ait inşaatın sürdüğü, arsasının yerinin iyi olduğu belirtilerek müvekkilinin kandırıldığını, oysa kooperatife ait arsanın inşaat yapılamayacak yerlerden olduğunu, müvekkilinin ortaklık tarihinde bu durumu bilmediğini, buna rağmen davalı yöneticilerin halen dahi aidat istemeye devam ettiklerini, davalılardan H.. A..’un müvekkilinin taşınmazlarını satın aldığını, bu kişinin de diğer davalılarla birlikte hareket ederek kooperatife ait arsanın inşaat yapılamayacak yerlerden olduğunu bildiği halde pay devri karşılığı müvekkilinin taşınmazlarını devir aldığını, işlemin irade sakatlığı nedeniyle geçersiz olduğu, müvekkilinin ödemelerinin davalı yöneticilerce kooperatif kayıtlarına yansıtılmaması nedeniyle yöneticilerin de sorumlu olduğunu ileri sürerek, yapılan ödemelerin tespiti ile faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, ıslahla aidat ve ortaklık payı için yapılan ödemelerin ayrı ayrı davalılar G.. D.. ve N.. Z..'den tahsilini istemiştir.Davalı H.. A.., davacının iradesi ile paylarını devir aldığını savunarak, davanın reddini istemiştir.Diğer davalılar vekili, halen üye olanan davacının muaccel alacağı bulunmadığını, istemin zamanaşımına uğradığını, genel kurullara katılan davacının yöneticileri ibra ettiğini, davalı ortaktan devir aldığı pay bedelini ödeme şeklinin kooperatif ile ilgili olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre; kooperatife ait taşınmazın koruma alanında kalması, değerinin üyelik için ödenen bedelden düşük olması ve yöneticilere aidat ve pay devri için gönderilen bir kısım ödemelerin kooperatif kayıtlarına yansıtılmaması nedeniyle tazminat isteminde bulunulduğu, Antalya 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2010/263 esas sayılı dosyasında vekalet görevinin kötüye kullanılması nedeni ile tapu iptali ve tescil, olmadığı taktirde tazminat isteminde bulunduğu, taşınmazın üyelik devrinden sonra koruma altına alındığı, pay devri için gönderilen paranın devir edenlere ödenmesi nedeniyle kooperatif kayıtlarında yer almamasının normal olduğu gibi, yöneticilere yapılan havale miktarının devir alınan paylardan düşük olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.1- Davacı yan, dava dilekçesi, ıslah ve son oturumdaki beyanlarında, kooperatif ortağı olurken bir kısım davalıların hilesi nedeniyle devir alınan paylar nedeniyle fazla bedel ödemek zorunda kaldığını belirterek hissenin nominal değeri ile gerçek değeri arasındaki farkın ve gerek kooperatif aidatı ve gerekse pay devri için davalı yöneticilere yapılan bir kısım ödemelerin kooperatif kayıtlarına işlenmeyerek yöneticilerin uhdesinde tutulması nedeniyle tahsil isteminde bulunmuştur. Davacının istemi açık olmayıp, devir alınan payların hangi tarihte, kimden ne kadar bedelle devir alındığı, pay karşılığı ödemenin ne şekilde, hangi tarihte, ne miktarda ve kime yapıldığı ile kooperatif aidat ve diğer yükümlülükleri için hangi tarihlerde ne kadar ve hangi yönetim kurulu üyesine ödemede bulunduğu davacıdan sorulup açıklattırılmalıdır.6100 sayılı HMK'nın "Hâkimin Davayı Aydınlatma Ödevi" başlıklı 31/1. maddesi "Hâkim, uyuşmazlığın aydınlatılmasının zorunlu kıldığı durumlarda, maddi veya hukuki açıdan belirsiz yahut çelişkili gördüğü hususlar hakkında, taraflara açıklama yaptırabilir; soru sorabilir; delil gösterilmesini isteyebilir." şeklinde düzenlenmiş ve bunun hakimin görevi olduğu açıkça vurgulanmıştır. Maddede, hakimin maddi anlamda davayı sevk yetkisi düzenlenmektedir. Bu yetkisiyle hakim, olayın ve hukuki uyuşmazlığın olgusal ve hukuki boyutlarını gerekli olduğu ölçüde taraflarla birlikte ele alabilecek, tarafların zamanında uyuşmazlığın çözümü için önemli vakıaların tamamı hakkında açıklama yapmalarını, özellikle ileri sürülen vakıalardaki eksiklikleri tamamlamalarını, delilleri ikame etmelerini ve gerekli talepleri ileri sürmelerini sağlayabilecektir.HMK'nın 194. maddesinde de somutlaştırma yüküne yer verilmiştir. Bir davada, ispat faaliyetinin tam olarak yürütülebilmesi, mahkemenin uyuşmazlığı doğru tespit ederek yargılama yapabilmesi, karşı tarafın ileri sürülen vakıalara karşı kendini savunabilmesi için, iddia edilen vakıaların açık ve somut olarak ortaya konulması gerekir. Genel geçer ifadelerle, somut bir şekilde ortaya koymadan iddia veya savunma amacıyla vakıaların ileri sürülmesi durumunda, yargılamanın sağlıklı bir şekilde yürütülmesi mümkün olmayacağı gibi, vakıaların anlaşılması için ayrıca bir araştırma yapılması ve zaman kaybedilmesi söz konusu olacaktır. Taraflar, haklarını dayandırdıkları hukuk kuralının aradığı koşullara uygun, somut vakıaları açıkça ortaya koymalıdırlar. Bu vakıaların somut olarak ileri sürülmesi, ilgili taraf için bir yüktür; bu yükü yerine getirmeyen sonuçlarına katlanacaktır. Bu nedenle, mahkemece, davacıdan yukarıda açıklandığı şekilde talebini açıklattırılması istenmeli, daha sonra, pay devri için yapılan ödemeler ile kooperatifin aidat borçları için yapılan ödemelerin miktarları ile bu miktarların hangi tarihlerde kime ödendiği belirlendikten sonra davacının istek kalemlerinin değerlendirilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmadığı gibi, davacının şikayeti üzerine, davalı yöneticiler hakkında, davacının kooperatif aidatı olarak davalılara havale ettiği miktarların kooperatif kayıtlarına yansıtılmayarak uhdelerinde tutmaları nedeniyle haklarında kamu davası açıldığı iddia edilip, dosya numarası bildirildiği halde, mahkemece ilgili dosya mahkemesinden getirtilerek incelenip bu dosya ile bağlantısının kurulmadan karar verilmesi de doğru görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davalı yararına BOZULMASINA, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davacı yararına takdir olunan 1.100,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, peşin harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 23.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.