Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 4754 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 5654 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret MahkemesiTARİHİ : 15/11/2012NUMARASI : 2010/892-2012/1158Taraflar arasındaki kayıt kabul davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı iflas idaresi vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. -K A R A R-Davacı vekili, davalı müflis A.Ş... adına 2005 yılında mahkeme kararıyla tescil edilen üç adet taşınmazdan dolayı 14.10.2010 tarihine kadar tahakkuk eden 920.346,01 TL emlak vergisi borcunun iflas masasına kaydı için yaptıkları başvurunun davalı iflas idaresince haksız olarak reddedildiğini ileri sürerek, 920.346,01 TL emlak vergisi alacağının iflas masasına kayıt kabulünü talep ve dava etmiştir. Davalı iflas idaresi, davanın reddini istemiştirMahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davacının davalı müflisten 2006-2010 dönemine ilişkin olarak ödenmemiş toplam 913.126,43 TL emlak vergisi, vergi cezası ve gecikme faizi alacağı olduğu, masaya dahil olan taşınmazlarla ilgili vergi alacağının masaya kaydı gerektiği belirtilerek, davanın kısmen kabulü ile 913.126,43 TL'nin iflas masasına kayıt kabulüne karar verilmiştir. Kararı, davalı iflas idaresi vekili temyiz etmiştir. 1-Dosya kapsamından, davalının 13.12.2000 tarihinde iflas ettiği, iflas masası tarafından dava dışı Hayyam Garipoğlu aleyhine açılan tapu iptali ve tescil davası sonucunda 50 parsel sayılı taşınmaz hissesi ile, 1 ve 4 parsel sayılı taşınmazların tamamının tapu kayıtlarının iptali ile müflis adına tesciline karar verildiği, dava konusu alacağın bu taşınmazların 2006 yılından sonrasına ait emlak vergisi olduğu hususunda uyuşmazlık yoktur.İflas tarihinden sonra doğan bir alacağın varlığı ve miktarı konusunda bir uyuşmazlık bulunmasa da, masa borcu olup olmadığı yönündeki inceleme, alacağın dayandığı hukuksal ilişkiye göre genel hükümler doğrultusunda iflas masası aleyhine açılan davada genel mahkemelerce tespit edilecektir. Böyle bir davada, davacı, masa alacaklısı olduğunu iddia eden alacaklı, davalı ise iflas idaresidir. Dava sonunda verilen ve uyuşmazlık konusu alacağı masa borcu olarak kabul eden karar, bütün iflas alacaklılarını bağlar. Masa mevcudunun iflas masrafları ve masa borçlarını karşılayamadığı durumlarda bu masraf ve borçlar iflas alacaklıları arasında taksim edilemez. (İflas Hukukunda Sıra Cetveli Prosedürü ve Sıra Cetveline Karşı Müraacat Yolları, Ö.S.., yayımlanmamış doçentlik tezi, s. 31 vd) Dairemizin 02.02.2012 tarih ve 2011/4952 E, 2012/680 K sayılı ilamı da bu yöndedir. İİK'nda masa borçları için İİK'nın 235/2. maddesinin ilk cümlesindeki gibi kayıt kabul ve 154/3. maddesindeki gibi iflas davaları için Ticaret Mahkemelerinin görevli olduğu yolundaki açık bir düzenleme bulunmadığından, somut olayda bu mahkemenin davanın açıldığı 10.11.2010 tarihi itibariyle yürürlükte olan HMUK'nın 1 ve 8. madde hükümlerindeki parasal sınıra göre Asliye ya da Sulh Hukuk Mahkemesi olduğunun kabulü gerekir. İflas masrafları ve masa borçları sıra cetvelinde yer alamayacağından, bunlar için iflas masası aleyhine genel mahkemede açılması gereken davada İİK'nın 235. maddesindeki süreler uygulanmaz. Dairemizin 12.07.2012 tarih ve 2576 E, 4886 K sayılı ilamında da açıklandığı üzere; kayıt kabul davaları, iflasından önce müflisten alacaklı olanların, bir diğer ifade ile iflas alacaklılarının alacaklarını iflas masasına kaydettirmek için açtıkları ve dayanağını İİK’nın 235. maddesinden alan davalardır.İflas masasının safi (net) mevcudu (masaya giren mal, alacak ve haklar), "alacakların ödenmesine tahsis olunur" (İİK m.184,I,c.1). Buradaki "alacaklar" teriminden maksat, aslında yalnız "iflas alacaklarıdır." İflas alacağı, iflas açıldığı anda müflise karşı hukuken mevcut olan alacaklar yani müflisin iflasın açıldığı andaki borçları olup, iflas masasından istenebilir (masaya yazdırılabilir). İflas masasından istenebilecek (hatta, iflas alacaklarından daha önce ödenecek) olan, bir başka alacak çeşidi de masa alacaklarıdır. Bunun masa bakımından adı "masa borcudur." Masa borçları müflisin değil, (çünkü, müflisin iflas açıldıktan sonra masayı bağlayıcı nitelikte borçlanmasına imkân yoktur.) iflas masasının yaptığı borçlardır. Masa borçları, iflasın açılmasından iflas tasfiyesinin sonuçlanmasına kadar, iflas masası (masa adına iflas dairesi veya iflas idaresi) tarafından yapılan borçlardır. (İİK. m. 248, 303/2) Masa borçları iflas masasından tam olarak ödenir. (örn: İflas kararının ilanı giderleri (m.166;219), defter tutma (m.161;208) giderleri (bkz: m.160), masa mallarının muhafazası için kiralanan depo için ödenecek kira, iflas idaresinin ücreti (m.223,IV), masanın (iflas idaresinin) taraf olduğu davaları takip eden avukatın avukatlık ücreti masa borcudur. Bu sayma, tahdidi değildir; masa borçlarına bazı misaller vermek içindir. Şu halde, masa alacakları (borçları), iflas açıldıktan sonra iflasın tasfiyesi için bizzat masa ( yani, masa adına iflas dairesi veya idaresi) tarafından yapılan borçlardır. Masadan ödenecek alacakların, iflas alacağı ve masa alacağı olarak ikiye ayrılmasının pratik önemi şudur: Masa borcu, iflas masasından tam ve iflas alacaklarından daha önce ödenir (m.248). Oysa, iflas alacaklarının tam olarak ödenmesi çok enderdir (belki yalnız m.206'nın ilk üç sırasındaki imtiyazlı alacaklar tam olarak ödenir.) İflas alacakları (özellikle m. 206'nın dördüncü sırasındaki imtiyazsız alacaklar), iflas masasının dağıttığı iflas (garame) hissesi oranında ödenir. İşte bu nedenle, iflas masasından istenen bir alacağın, iflas alacağı mı, yoksa masa alacağı mı olduğunu belirlemenin büyük önemi vardır. (Kuru Baki, İcra ve İflas Hukuku El Kitabı, Tamamen Yeniden Yazılmış ve Genişletilmiş 2. Baskı, S. 1212 vd. Ankara, 2013) İflasın açıldığı sırada müflise karşı ileri sürülebilecek alacaklar iflas alacaklarını; iflasın tasfiyesi sırasında yapılan masraflarla, iflas idaresinin yükümlü olduğu ya da devraldığı mükellefiyetler de (genel bir ifade ile) masa borçlarını oluşturur. İİK'nın 248. maddesinin kenar başlığı "iflas masrafları ve masanın borçları" şeklindedir. Madde metninde açıkça iflas masraflarının iflas alacaklarından önce ödeneceği belirtilmiş ise de masa borçlarından bahsedilmemiştir. Ancak masa borçlarının da iflas alacaklarından önce ödeneceği doktrin ve uygulamada kabul edilmektedir. (Öztek, Selçuk, İflas Hukukunda Sıra Cetveli Prosedürü ve Sıra Cetveline Karşı Müracaat Yolları, yayımlanmamış doçentlik tezi, s.14; Postacıoğlu, İlhan: İflas Hukuku İlkeleri, İstanbul, 1978, s. 205; 19. HD'nin 27.02.1996 tarih ve 202 E, 1568 K; 20.11.1997 tarih ve 6557 E, 9865 K. sayılı ilamı). İflas masraflarına örnek olarak, iflas kararının ilanına ve gereken yerlere bildirilmesine ilişkin masrafları, defter tutma, malların muhafaza ve satış masrafları, iflas idare memurlarının ücretleri, paraya çevirme ve paylaştırmaya ilişkin harç ve masrafları sayılabilir. Masa borçları ise, iflasın açılmasından sonra ve devamı sırasında masa namına tekeffül edilen ve onun tarafından ödenmesi gereken borçlardır. Masa borçlarına örnek olarak, iflas idaresinin müflisin sanat veya ticaretinin devamı çerçevesinde akdettiği borçları, iflas idaresinin sebepsiz iktisap, haksız fiillerinden doğan borçları ve iflas idaresi tarafından tutulan avukatın vekalet ücretini sayabiliriz. İflas masrafları ve masa borçlarından masa sorumlu olup, müflis sorumlu tutulamaz. Masa alacaklısına alacağının masa tarafından karşılanmayan kısmı için aciz vesikası verilemez. (Öztek, Selçuk, a.g.e s. 17-18) İflas masrafları ve masa borçlarına sıra cetvelinde yer verilmez. Ancak pay cetvelinde gösterilmelidir. İflastan sonra oluşan alacağın masaya kaydı istenemez, ancak bu alacak masa borcu niteliğinde ise masadan tazmin edilir, değilse tasfiyede bakiye kalırsa nazara alınır. İflas idaresi, müflise ait işyerini masanın menfaatini gözeterek işletmeye devam ederse, diğer anlatımla müflisin yaptığı sözleşmeyi feshetmeyip benimser ise bu işletmenin borcu masa borcu niteliğindedir. Somut olayda, emlak vergisi borcunu doğuran üç adet taşınmaz, bizzat iflas masası tarafından masaya kazandırılmış olup, bu taşınmazlara ait emlak vergisi borcunun masa borcu niteliğinde olduğu kuşkusuzdur. Masa borçları, iflasın açılmasından sonra ve devamı sırasında masa namına tekeffül edilen ve masa tarafından benimsenen borçlardır. Dava tarihi itibariyle 6762 sayılı TTK'nın 5/3. maddesi yürürlükte olup, davalı tarafça iş bölümü itirazında bulunulmadığından mahkemenin masa borcu niteliğindeki bir alacak ile ilgili davaya bakabileceğinin kabulü gerekir. Ne var ki, davacı tarafça alacağın masa borcu niteliği ile iflas masasınca tam ve iflas alacaklarından önce ödeneceği gözetilerek alacağın tahsiline karar verilmesi istenebilecek iken, iflas masasının dağıttığı iflas hissesi oranında ödenecek olan iflas alacakları gibi kayıt ve kabulüne karar verilmesi istenmiş olup, bu istem masa borcu olarak tahsili istemini de kapsar ve buna göre tahsil hükmü kurulması gerekir ise de, mahkemenin kayıt ve kabule ilişkin hükmü davacı tarafça temyiz edilmemiş olup, davalı yararına, diğer anlatımla iflas alacaklıları yararına kazanılmış hak oluşmuştur.Bu açıklamalara ve dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillere gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı iflas idaresi vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.2- Dava, kayıt kabul istemine ilişkindir. Dosya kapsamından, kayıt ve kabulü istenen alacakla ilgili olarak yargılama sırasında davalı iflas idaresince müflise verilen yetkiye dayalı olarak müflis tarafından 10.05.2011 tarihinde davalı Belediye Başkanlığı'na başvurularak 6111 sayılı Yasa kapsamında borcun yapılandırılmasının talep edildiği ve davacı kurumca borcun toplam 404.932,72 TL olarak ve 18 taksitte ödenecek şekilde yapılandırıldığı ve düzenlenen yapılandırma hesap tablosunda borcun son taksit tarihinin 31.03.2014 tarihi olduğu anlaşılmıştır. Mahkemece, davacı ile yazışma yapılarak 6111 sayılı Yasa kapsamında yapılan yapılandırma işleminin sonucu sorulup, yapılandırma taksit planına uyulup uyulmadığı belirlendikten sonra sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde eksik incelemeye dayalı olarak hüküm tesisi doğru olmamıştır.Öte yandan, 10.11.2010 olan dava tarihinin gerekçeli karar başlığında 24.11.2010 olarak yazılmış olması da hatalı olmuştur.SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı iflas idaresi vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davalı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 10 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 20.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.