MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki tazminat, sözleşmenin iptali davalarının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl davanın kısmen kabulüne, birleşen davanın açılmamış sayılmasına yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde asıl davada davalı kooperatif vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R -Asıl davada davacılar vekili, müvekkilleri ile davalı kooperatif arasında 10.05.1996 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi düzenlendiğini, sözleşme uyarınca 10 dairenin ...'e, 4 dairenin de ...'e ruhsat tarihinden itibaren 36 ay içinde teslim edilmesi gerektiğini, süresinde teslim edilmemesi halinde ise rayiç kira bedelinin ödenmesinin kararlaştırıldığını, inşaat ruhsatının 17.03.1997 tarihinde alındığını, halen dahi teslimin yapılmadığını, projeden farklı olarak üst katlara kat ilavesiyle üst katların dubleks dairelere dönüştürülmesinden dolayı paylaşım dengesinin müvekkilleri aleyhine bozulduğunu ileri sürerek, 10.09.1999 olan teslim tarihinden itibaren işleyecek reeskont faiziyle birlikte 10.000,00 TL rayiç kira bedelinin tahsilini, inşaatın müvekkilleri tarafından yapılmasına izin verilmesiyle birlikte noksan kalan ve ayıplı işler bedeli 7.000,00 TL'nin tahsilini ve ilave katlar ile hisse alımı nedeniyle müvekkillerinin daire sayısının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Asıl davada davalı vekili, taraflar arasındaki sözleşmenin, teslim tarihinde fesih iradesinin bildirilmemiş olması ve davacıların uzunca süre suskun kalmaları nedeniyle sözleşmenin süresiz hale dönüşeceğini, inşaatın yapılmakta olduğunu, davacının süre vererek ihtar çekip müvekkilini temerrüte düşürmediğini, bu yüzden gecikme tazminatının istenmesinin mümkün olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.Birleşen davada davacı vekili, müvekkilinin kooperatifin yaptırdığı inşaatta iş yaptığını ve üyelik aldığını ileri sürerek, tazminat ile tapu iptali ve tescil talebinde bulunulmuştur.Mahkemece, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; dava dışı diğer arsa sahibi hissedarları ile birlikte asıl davada davacılar ve davalı kooperatif arasında arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi düzenlendiği, inşaatın süresinde tamamlanmadığı, teslim tarihinin 17.03.2000 olduğu,...açısından 310.392,25 TL,...açısından 124.156,90 TL gecikme tazminatı alacağının bulunduğu, davacılar tarafından 26.07.2007 tarihinde ihtar çekildiği ve ihtar ile verilen 7 günlük sürenin 26.08.2007 de dolduğu, davacılara isabet eden dairelerin metrekare olarak sözleşmeye uygun yapıldığı, davacı tarafça inşaat fazlalığından bahisle müvekkillerine düşecek yeni daire sayısının tespiti istenmişse de sözleşmede arsa sahibi davacılara düşecek daire sayısının kesin olarak tespit edilmesi nedeniyle talebin yerinde olmadığı, nitekim sözleşmede kat ve daire sayısı sınırlandırılmadan inşaattaki kalan dairelerin müteahhide ait olacağının kabul edildiği, davacı ...'in ölü hissedar ...'dan hisse satın aldığı, bu nedenle ilave daire verilmesi gerektiği, 4 dairenin murisleri ... hissesinden...ve ... 'e düştüğü, ... hissesinin de 01.08.2006 tarihinde ...'ye geçtiği, davalı tarafından dosyaya tarihsiz ek sözleşme sunulmuşsa da, sözleşme, noterden düzenlenen asıl sözleşmeyi inşaat süresi açısından esaslı olarak değiştirdiğinden ve davacı arsa maliklerince kabul edilmediğinden geçerli olmadığı, eksik iş bedelinin davacıların paylarına göre 3.883,00 TL olduğu, birleşen davanın takip edilmediği gerekçesiyle, asıl davanın kısmen kabulüne, davacı ... için 124.156,90 TL, davacı ... için 310.392,25 TL gecikme tazminatı ile 3.883,00 TL eksik iş bedelinin tahsiline; birleşen davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.Karar, asıl davada davalı kooperatif tarafından temyiz edilmiştir.1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle temyiz edenin sıfatı ile ileri sürülen temyiz nedenlerine göre, asıl davada davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. 2-Mahkemece, 10.05.1996 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine göre dava konusu yapının teslimi gereken tarih 18.03.2000 olarak saptanmıştır. Ne var ki, bir kısım arsa sahipleri ile yüklenici arasında daha sonraki bir tarihte yapıldığı anlaşılan adi yazılı ek sözleşmeyle, asıl sözleşmedeki gecikme tazminatına ilişkin paragraf iptal edilerek, inşaat süresi yeni ruhsat tarihinden itibaren 36 ay olarak belirlenip, yasayla yapılan engellerin inşaat süresine ilave edileceği kararlaştırılmıştır. Her ne kadar, TBK'nın 13. maddesi uyarınca, düzenleme şeklinde yapılması gereken bir sözleşmenin tadilinin de aynı şekle tabi olarak yapılması gerekli olsa da; aynı maddenin devamı hükmüne göre, sözleşme metni ile çelişmeyen tamamlayıcı yan hükümler bu kuralın dışındadır. Somut uyuşmazlıkta, işin süresinin uzatılmasına ilişkin düzenleme arsa malikince kabul edilmiş ve yüklenicinin de yükümlülüklerini ağırlaştırmamıştır. Bu durumda, bu yan hükümdeki değişikliğin, imzasının sağlıklı olması koşuluyla, ek sözleşmeyi imzalayan arsa sahibi yönünden bağlayıcı olacağının kabulü gerekmektedir. Anılan ek sözleşmeyi davacı arsa sahiplerinden ...'in imzaladığı görülmekte ise de; yargılama sırasında sözleşmedeki imzanın kendisine ait olmadığını ileri sürmüştür. Şu halde mahkemece, bu iddianın incelenmesi sonucu, imzanın davacıya ait olduğunun tespiti halinde, sadece bu arsa maliki yönünden bağlayıcı olmak üzere, ek sözleşmeye göre yeni ruhsat tarihinden itibaren süre hesabı yapılarak, yasa gereği yapılan engellemelerin de süreye ilave edilmesi sonucu belirlenecek teslim tarihi dikkate alınarak, bu davacı yönünden hükme varılması gerekirken, bu hususlar dikkate alınmadan karar verilmesi doğru olmamıştır.Diğer yandan, davacıların, davalı yükleniciyi temerrüde düşüren herhangi bir ihtarnamesi bulunmadığından TBK'nın 117. maddesi uyarınca, dava dilekçesi ile talep edilen miktara dava tarihinden, ıslahla talep edilen kısma ise ıslah tarihinden itibaren faiz yürütülmesi gerekirken, hüküm altına alınan tüm alacağa dava tarihinden itibaren faiz yürütülmesi de doğru olmamıştır.SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, asıl davada davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, asıl davada davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, asıl davada davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz edenlere iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 18.06.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.