MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R -Davacılar vekili, müvekkilleri ile davalı arasında 11.05.2007 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi düzenlendiğini, sözleşmeye göre inşaatın 27.07.2009 tarihinden itibaren 20 ay içerisinde bitirilmesi gerektiğini fakat inşaatın halen kaba seviyede durmakta olduğunu, arsa maliklerine teslim edilmediğini ileri sürerek, üç daire için aylık 500,00 TL üzerinden 20 aylık toplam 30.000,00 TL, bir daire için aylık 500,00 TL'den 5 aylık 2.500,00 TL olmak üzere toplam 32.500,00 TL tazminatın tahsilini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, taraflar arasındaki sözleşmede aşamalı devir öngörüldüğü halde tapuların aşamalarda müvekkiline verilmediğini, davalıyı zarara uğratmak adına tapuyu vermeye yanaşmadıklarını, müvekkilinden daire almak isteyenlere tapularını vermeyeceklerini beyan ettiklerini, müvekkilinin ticari itibarını zedelediklerini savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; taraflar arasındaki sözleşmeye göre bina teslim edilmediği takdirde rayiç kira bedelinin ödeneceği, inşaatın süresinde tamamlanmadığının sabit olduğu, davalı, tapuların verilmemesi nedeniyle gecikme olduğunu savunmasına rağmen, davalının bugüne kadar inşaatın kat irtifakını dahi kurmadığı ve kendilerinden ne yazılı ne de sözlü olarak tapu talep ettiği, dava tarihine kadar davacılara ödenmesi gereken kira mahrumiyet tutarının 31.304,00 TL olduğu gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle dava tarihinden önce taşınmazda kat irtifakı kurulmamış olması ile davalı yüklenicinin, davacı arsa sahiplerini, imalat aşamaları itibariyle ferağ vaktinin geldiği düşünülen bağımsız bölümlerin ferağının yapılması konusunda temerrüde düşürdüğüne dair bir kanıt ileri sürmemiş olmasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. 2-Davacı arsa sahipleri vekilince, bir adet bağımsız bölüm yönünden 01.06.2012 tarihinden itibaren 5 aylık, diğer üç adet bağımsız bölüm yönünden ise 27.03.2011 tarihinden itibaren gecikme tazminatı talep edilmiştir.Hükme esas olan bilirkişi raporunda, talep edilen gecikme süreleri ile bağlı kalınarak hesap yapılmışsa da, gerek gecikme tazminatına esas tutulan aylık kira bedelinin (484,00 TL) hesaplama şekli gerekse 27.03.2011 ila 02.11.2012 arasındaki 5 aylık dönem için yapılan kira kaybı hesabında kullanılan oranlamaların nasıl tespit edildiği ve ne sebeple bu oranlamanın kullanıldığı belirtilmeksizin, denetime elverişli olmayan bir şekilde sonuca varıldığı görülmüştür. Mahkemece, bu hesap yöntemi ile ayrık tutulan bir daire için talep edilen tazminat yönünden de HMK'nın 26. maddesine aykırı olarak talep aşılarak hüküm tesis edilmesi doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 18.06.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.