Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 4695 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 3463 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : Edremit 1. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 12/03/2013NUMARASI : 2008/516-2013/167Taraflar arasındaki tazminat davasının bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vekili avukat M.C.. gelmiş, davalılardan gelen olmadığından, onların yokluğundan duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatın sözlü açıklaması dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. -K A R A R-Davacı kooperatif vekili, davalıların müvekkili kooperatifin eski yöneticileri olup, görev yaptıkları dönemde yasal olmayan harcamalar yaptıklarını ileri sürerek, şimdilik 10.000,00 TL'nin tahsilini talep ve dava etmiş, daha sonra davasını 41.204,00 TL olarak ıslah etmiş, 13.10.2006 tarihli duruşmada da, davalılardan S.. S.. hakkındaki davasından feragat etmiştir.Davalılar vekili, davacı kooperatif kayıtlarında herhangi bir usulsüzlük bulunmadığını, ilgili belediyeye olan borcun kooperatifin maddi kaynakları yeterli olmadığı için ödenemediğini savunarak, davanın reddini istemiştir.Mahkemece Yargıtay 11. Hukuk Dairesi'nin 19.06.2008 gün, 2007/6409 E., 2008/8243 K. sayılı bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda; davalıların davacı kooperatifin eski yöneticileri olup davacıya karşı müteselsilen sorumlu oldukları, BK'nın 168/II. maddesi uyarınca, alacaklının diğerlerinin zararına olarak borçlulardan birinin durumunu iyileştirirse bunun sonuçlarına katlanması gerektiği, davalılardan S.. S.. yönünden davadan feragat edildiği, bu kişi tarafından yapılan bir ödeme olduğuna ilişkin bir beyan olmadığı gibi buna ilişkin bir belge de mevcut olmadığı, adı geçen davalının sözleşmede imzasının olmadığı yolundaki beyanın kendisini mütesilsil sorumluluktan kurtaran bir durum olmadığı, müteselsil sorumlulardan biri hakkındaki feragatın diğer sorumlular yönünden de teselsülden feragat niteliği taşıdığı ve diğer davalıların da sorumluluktan kurtuldukları gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.Dava tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı BK'nın 145/II. maddesi uyarınca borçlulardan biri ifa ve takas dışında bir sebeple borçtan kurtulunca diğer borçlular ancak halin veya borcun mahiyetinin müsait olduğu nisbette bu kurtuluştan faydalanacaktır. Buradaki "Hâl" deyimi özellikle alacaklının iradesini yorumlamaya elverişli bulunan özel olayları ifade eder. Maddeye göre ifa ve takas dışındaki borçtan kurtulma sebeplerinin yalnız bir borçlu için vuku bulması halinde diğer borçluların da bundan yararlanabilecekleri prensip olarak kabul edilmekte, ancak bu yararlanmanın ne nisbette olacağı halin icabı ve borcun mahiyetine tabi kılınmaktadır (Bkz. Tekinay-Akman-Burçoğlu-Altop Borçlar Hukuku Genel Hükümler 7. baskı S. 303-304). Aynı Kanun'un 147/II. maddesi uyarınca alacaklı müteselsil borçlulardan birinin durumunu diğerinin zararına olarak iyileştirirse bunun sonuçlarını kendi yüklenir. Bundan maksat; eğer alacaklı kendisine borçlulardan biri tarafından verilen teminatı elden çıkarırsa ve mesela sahibine geri verirse ifada bulunan diğer borçlunun rucû hakkı tehlikeye düşmüş olur. Alacaklı bundan sorumludur (Bkz. Yukarıda adı geçen eser S. 321).Somut olayda, davacı kooperatif davalılardan S.. S.. hakkındaki tazminat davasından 13.10.2006 tarihinde feragat etmiştir. Ancak bu feragatın diğer davalıları da kapsamadığı hem davacının feragattaki amacından hem de BK'nın 145/II. madde hükmünden anlaşılmaktadır.Nitekim, tüm davalılar hakkında Burhaniye Ağır Ceza Mahkemesi'nde zimmet suçundan açılan davada mahkemece 14.02.2013 gün, 2009/83 E., 2013/67 K. sayılı hükümle; sanıklardan (davalı) S.. S..'ın davacı kooperatifteki görevinden 05.05.2011 tarihinde istifa ettiği, suça konu eylemlerin ise bu tarihden sonra meydana geldiği gerekçesi ile beraatine, diğer sanıklar (davalılar) Ş.. K.. ve A.. Ç..'in ise görevi kötüye kullanmak suçundan mahkumiyetine karar verilmiş ve hüküm 08.04.2013 tarihinde kesinleşmiştir.Hal böyle olunca, mahkemece davacı kooperatifin davalı S.. S.. hakkındaki feragat beyanındaki amacının sadece bu kişiye yönelik olduğu ve bu davalının davacı kooperatifi zarara uğratan eylemlerle bir ilgisinin bulunmadığının Ceza Mahkemesi kararı ile tespit edildiği, Ceza Mahkemesi'nin maddi olaylarla ilgili tespitinin Hukuk Mahkemesini de bağlayacağı gözden kaçırılarak, yanılgılı düşüncelerle yazılı şekilde hüküm kurulmasında isabet görülmemiştir.SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 1.100,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 19.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.