MAHKEMESİ : Büyükçekmece 5. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 23/10/2013NUMARASI : 2013/118-2013/60Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün davalılar vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davalılardan Y.. Y.. ve vekilleri Av. R.. Ş.. ile davacılar vekili Av. S.. E..'in gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunanların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - KARAR -Davacılar vekili, müvekkilleri ile davalılar arasında 19.02.2008 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi bulunduğunu, sözleşme ile 742 ada 1,2,3,4 nolu parseller ile 743 ada 1,2,3,4 nolu parseller üzerine binalar yapılmasının kararlaştırıldığını, müvekkilinin 742 ada üzerindeki parsellerin tevhidi sonrası oluşan 5 nolu parsel üzerine A ve B bloktan oluşan binaları tamamladığını, davalı arsa sahiplerinin ise kademeli olarak kararlaştırılan tapu devirlerinden 6 bağımsız bölümü devretmediklerini, iskân ruhsatının alınmamasının bölgedeki imar uygulamalarından kaynaklandığını, bu nedenle de 5 bağımsız bölüm tapusunu talep ettiklerini ileri sürerek, 5 adet bağımsız bölüm tapularının iptali ile davacılar adına tesciline karar verilmesini istemiştir. Davalılar vekili, 743 ada 1,2,3,4 nolu parsellerdeki inşaata hiç başlanmadığını, imal edilen blokların iskân ruhsatının alınmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; davacılar ile davalılar arasındaki sözleşme gereği inşaat yapılması gereken 743 adadaki parsellere inşaat yapılmak için ruhsat alınarak işe başlandığı, İdare Mahkemesi kararı ile inşaat % 35 seviyesinde iken durdurulduğu, davacıların A ve B bloktaki inşaatları tamamladığı, davacıların iskân ruhsatı dışında tüm edimlerini A ve B blok inşaatlarda tamamladığı gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiştir. Kararı, davalılar vekili temyiz etmiştir. Taraflar arasındaki 19.02.2008 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca, 742 ada 1,2,3,4; 743 ada 1,2,3,4 parsellerde yapılacak inşaat, tümüyle yapı kullanma izin belgesi de alınarak teslim edilecektir. Sözleşme kapsamına göre, davalı arsa sahiplerine gerek 742, gerekse 743 adada yapılacak binalardan bağımsız bölümler verileceği anlaşılmaktadır. Sözleşmenin 4. maddesi doğrultusunda, 742 adadaki bloklar yönünden 23.05.2008 tarihinde yapı ruhsatı alınarak işe başlandığı, fiilen bitirilmiş olmasına rağmen yapı kullanma izin belgesi alınmadığı, 743 adadaki inşaata ise hiç başlanmadığı tespit edilmiştir. 743 adadaki inşaat yönünden, tarafların sözleşmenin 4. maddesiyle kararlaştırdıkları süre içerisinde yapı ruhsatı alınmadığı, 18.09.2009 tarihinde sözleşmeye konu arsaları da kapsar şekilde inşaat faaliyetlerinin mahkeme kararı ile durdurulduğu belirlenmiştir. Sözleşmenin 15. maddesinin ilk paragrafında, her iki ada üzerinde yapılacak inşaatların yüklenicinin hissesine denk düşen bağımsız bölümleri ve ortak alanlarının arsa paylarının aşağıdaki terminlerde yapılacağı ifade edildikten sonra, (e) bendinde yüklenicinin sözleşmeye konu inşaatların tümünü çevre düzenlemesi yapılmış, arsa sahiplerine ait tüm bağımsız bölümler tamamlanmış olarak ve bağımsız bölüm iskanlarını aldıktan sonra, son iki adet bağımsız bölümün tapu devrinin sağlanacağı ifade edilmiştir. Yukarıda ifade edildiği üzere yüklenici, sözleşmede belirlenen edimleri ifa etmesi halinde, yani, 742 ve 743 adadaki binaların çevre düzenlemesini yapmış ve arsa sahibine ait bağımsız bölümleri eksiksiz tamamlayıp, yapı kullanma izin belgesi aldıktan sonra son iki adet bağımsız bölüm tapusunu isteyebilir. Oysa, somut duruma göre, 742 adadaki inşaat yönünden yapı kullanma izin belgesi alınmadığı gibi, 743 adadaki inşaat ise hiç başlanmamıştır. Sözleşmenin 15/e maddesindeki koşul ise her iki ada yönünden öngörülmüştür. Bundan dolayıdır ki, ferağ aşaması itibariyle sözleşmenin 15/e maddesinde kararlaştırılan aşamaya gelindiğinden bahsetmek mümkün değildir. Bu durumda, izah edilen sebeplerle, şartları oluşmadığından açılan davanın tümüyle reddi gerekirken, hatalı yorumla yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalılar yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 1.100,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalılara verilmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 18.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.