Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 4622 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 6383 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :Ticaret MahkemesiTaraflar arasındaki asıl ve birleşen tazminat ve tapu iptali tescil davalarının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl davanın reddine, birleşen davaların ve karşı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün asıl davada davacılar-birleşen 2006/452 E. sayılı davada karşı davalılar-birleşen 2009/495 E. sayılı davada davalılar vekillerince duruşmalı, asıl ve birleşen 2006/452 E. sayılı davada davalı-2006/452 E. sayılı davada karşı davacı-birleşen 2009/495 E. sayılı davada davacı vekilince duruşmasız olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde asıl ve birleşen 2006/452 E. sayılı davada davalı-aynı davada karşı davacı- birleşen 2009/495 E. sayılı davada davacı vekili Av. ... ile asıl davada davacılar-birleşen 2006/452 E. sayılı davada karşı davalılar, 2009/495 E. sayılı davada davalılar ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... vekilleri Av. ... ile Av. ... ve davalılardan ......ile şirket vekili Av. ...'ın gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunanların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - KARAR -Asıl davada davacı yükleniciler vekili, müvekkilleri ile davalının da aralarında olduğu arsa sahipleri arasında 20.04.1999 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi düzenlediğini, bu sözleşmeye göre, arsa sahiplerine isabet edecek bağımsız bölümlerin % 70'inin tamamlanması halinde yükleniciye isabet edecek bağımsız bölüm tapularının verilmesinin kararlaştırıldığını, müvekkillerinin edimini yerine getirmesine rağmen davalının tapu devrini yapmadığını, bu nedenle müvekkillerinin kendi öz kaynaklarını kullanarak, borç para alarak ve kredi kullanmak suretiyle inşaatı tamamlamak durumunda kaldığını ve itibarının zedelendiğini ileri sürerek, şimdilik 30.000,00 TL maddi, 50.000,00 TL manevi tazminatın temerrüt faiziyle tahsiline karar verilmesini istemiştir. Asıl davada davalı ... vekili, davanın reddini istemiştir. Birleşen...2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2006/452 E. sayılı dava dosyasında davacı yükleniciler vekili, müvekkilleri ile davalının da aralarında olduğu arsa sahipleri arasında 20.04.1999 tarihli asıl ve 06.02.2001 tarihli ek arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerinin bulunduğunu, davalı ve diğer hissedarlara isabet eden A ve C blokların teslim edildiğini, ancak davalı ...'ın sözlü ihtarlara rağmen yüklenici bağımsız bölümlerinin tapusunu devretmediğini ileri sürerek, yükleniciler adına isabet eden bağımsız bölüm tapularının iptali ile davacı adına tesciline karar verilmesini istemiş, bir kısım bağımsız bölümler bakımından açtığı davayı atiye terk etmiştir. Birleşen 2006/452 E. sayılı davada davalı ... vekili, 20.04.1999 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi gereği davacıların arsa sahiplerine isabet eden bağımsız bölümlerin % 70'ini tamamlaması, geriye kalan % 30'a ilişkin teminat vermesi ve kat irtifakı kurularak arsa sahipleri bağımsız bölümlerinin teslimi sonrasında yüklenici bağımsız bölümlerinin tapu devrinin yapılacağının kararlaştırıldığını savunarak, davanın reddini istemiş, karşı dava ile; taraflar arasında 20.04.1999 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi bulunduğunu, sözleşme gereği C Bloğun yapılması gereken yerin daha sonra müvekkilinin onayı alınmadan yetkisiz proje tadilatı ile değiştirildiğini, bu nedenle değerinin düştüğünü, değer kaybının 492.800,00 TL olduğunun tespit edildiğini, bu zarara karşılık olarak şimdilik 75.000,00 TL talep ettiklerini, sözleşme ile kararlaştırılandan daha kötü malzeme kullanılması nedeniyle 750.000,00 TL zarara uğradığını, bu zarar kaleminden şimdilik 60.000,00 TL talep ettiklerini, iskân raporu alıncaya kadar yükleniciler tarafından ödenmesi gereken vergilerin müvekkilince ödendiğini, bu nedenle şimdilik 40.000,00 TL talep ettiklerini, C blok yönünden eksikliklerin mahkeme aracılığı ile tespit edildiğini, en az 200.000,00 TL eksik imalat bedeli bulunduğunu, eksik imalat nedeniyle şimdilik 50.000,00 TL talep ettiklerini, müvekkiline isabet eden C Bloğun 06.10.2003 tarihinde teslim edilmesi gerektiği halde, fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 15.03.2005 tarihinde teslim aldıklarını, iskân ruhsatının alınmadığını, bu nedenle gecikme tazminatı talep haklarının bulunduğunu, asıl sözleşmeyle yapılan imalatın % 55'inin arsa sahiplerine ait olacağının kararlaştırılması nedeniyle müvekkiline teslim edilmeyen daireler bulunduğunu, C blok yönünden dava tarihine kadar tahakkuk eden gecikme tazminatı bedelinin 480.000,00 USD olduğunu, bu nedenlere dayalı olarak şimdilik 210.000,00 USD'nin aynen veya fiili ödeme tarihi itibariyle Türk Lirası karşılığının 06.10.2003 tarihinden itibaren Merkez Bankasının Dolara uyguladığı en yüksek faiziyle tahsilini talep ettiklerini, sözleşmede kararlaştırılan gecikme tazminatını aşan yaklaşık 400.000,00 TL zararlarının bulunduğunu, bu nedene dayalı olarak şimdilik 75.000,00 TL talep ettiklerini ileri sürerek, toplam 300.000,00 TL ve 210.000,00 USD'nin tahsilini talep ve dava etmiştir. ... 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2009/495 E. sayılı dava dosyasında davacı arsa sahibi ... vekili, anılan karşı davadaki kalemlere ek olarak toplam 470.000,00 TL ve 157.100,00 USD'nin anılan şekilde temerrüt faiziyle tahsiline karar verilmesini istemiştir. Birleşen 2009/495 E. sayılı davada davalı yükleniciler vekili, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre; arsa sahibi ... 06.02.2001 tarihli ek sözleşme altında imzası olmadığını iddia etse de, sözleşme altındaki imzanın arsa sahibi ...'ın oğlu ve vekili ...'a ait olduğu, bu ek sözleşme ile C Bloğun yerinin belirlendiği, bu nedenle de arsa sahibi ...'ın adına daha fazla bağımsız bölüm isabet ettiği iddiası ve C Bloğun yerinin değiştirilmesi nedenine dayalı tazminat istemlerinin dinlenemeyeceği, yüklenicinin 02.08.2004 tarihi itibariyle arsa sahiplerine ait bağımsız bölümlerin % 80'ini tamamladığı, yargılama sırasında da inşaatı bitirdiği, taraflar arasındaki asıl sözleşmenin 11. maddesindeki teminat koşuluna arsa sahibi ...'ın artık dayanamayacağı, asıl ve birleşen 2006/452 E. sayılı davada davacı vekilinin taraflar arasındaki anlaşma doğrultusunda bir kısım taşınmazlar ile ilgili talebini atiye bıraktığı, karşı tarafın da kabul ettiği, arsa sahibi ...'ın C Bloğu 15.03.2005 tarihinde teslim aldığı, ...'a teslim edilmesi gereken tarihin 06.10.2003 olduğu ve bu durumun Yargıtay denetiminden geçen mahkeme kararıyla subuta erdiği, eksik ve ayıplı işlerin bulunduğu gerekçesiyle, asıl davada; atiye bırakılan taşınmazlara ilişkin davanın açılmamış sayılmasına, maddi ve manevi tazminat istemli davanın reddine, birleşen 2006/452 E. sayılı davada; bir kısım taşınmazlara ilişkin davanın açılmamış sayılmasına, diğer taşınmazlar ile ilgili davanın kabulüne, tapu kayıtlarının iptali ile davacılar adına tesciline, karşı davada ise; 41.800,00 TL eksik ve ayıplı iş bedelinin karşı dava tarihinden itibaren avans faiziyle tahsiline, 200.000,00 USD gecikme tazminatının fiili ödeme günündeki kur karşılığına, karşı dava tarihinden itibaren avans faizi uygulanmak suretiyle karşı davalılardan tahsiline, (tavzihle; 200.000,00 USD'nin fiili ödeme günündeki TL karşılığına karşı dava tarihinden itibaren avans faizi uygulanmak suretiyle karşı davalılardan tahsiline şeklinde değiştirildi), diğer davaların reddine, birleşen 2009/495 E. sayılı davanın kısmen kabulü ile 64.060,00 USD gecikme tazminatının fiili ödeme günündeki kur karşılığına dava tarihinden itibaren avans faizi uygulanmak suretiyle davalılardan tahsiline, diğer davaların ise reddine karar verilmiştir. Kararı, asıl davada davacılar-birleşen 2006/452 E. sayılı davada karşı davalılar-birleşen 2009/495 E. sayılı davada davalılar vekilleri ile, asıl ve birleşen 2006/452 E. sayılı davada davalı-2006/452 E. sayılı davada karşı davacı-birleşen 2009/495 E. sayılı davada davacı vekili temyiz etmiştir. 1)Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, asıl davada davacılar vekilinin tüm, birleşen 2006/452 E. sayılı davada davalı-aynı davada karşı davacı-birleşen 2009/495 E. sayılı davada davacı arsa sahibi vekili ile 2006/452 E. sayılı davada karşı davalılar-2009/495 E. sayılı davada davalılar vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. 2)Asıl davada davalı vekilinin temyiz itirazları yönünden; Asıl davada, 30.000,00 TL maddi tazminat talep edildiğine ve davanın reddine karar verildiğine göre, mahkemece, maddi tazminata ilişkin istem bakımından davalı yararına nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, maktu vekalet ücretine karar verilmesi doğru olmamıştır. 3)Birleşen 2006/452 E. sayılı davadaki karşı davada davalılar-birleşen 2009/495 E. sayılı davada davalılar vekilinin temyiz itirazlarına gelince;Gecikme tazminatı kural olarak sözleşmede kararlaştırılan teslim tarihinden, eserin eksiksiz ve ayıpsız olarak sözleşmeye uygun biçimde teslim edildiği tarihe kadar ya da iş sahibinin teslimden önce bağımsız bölümü fiilen kullanmaya başladığı veya üçüncü kişiye kiraya verdiği ya da sattığı tarihe kadar istenebilir. Gecikme tazminatı, sözleşmede kararlaştırılmamış olsa bile, zararın kanıtlanması koşuluyla, zamanaşımı süresi içerisinde, her zaman, râyiç kira üzerinden istenebilir.Somut olayda; arsa sahibi ...'a C bloğun teslim edilmesi gereken tarih 06.10.2003 tarihi olup, bu tarih itibariyle C bloğun teslim edilmediği dosyadaki ... 10. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2004/320 E., 2011/94 K. sayılı ilamı ile sabittir. Dosya içerisindeki kira sözleşmelerine göre, arsa sahibi ...'ın, C blokta bulunan bağımsız bölümlerden birisini 09.07.2004 tarihinde, diğerini 05.11.2004 tarihinde kiraya verdiği görülmüş olup, ... 13. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2004/146 D. İş numaralı dosyasında, 02.08.2004 tarihinde yapılan tespite göre, C blokta eksik işlerin bulunduğunun, ... 5. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2004/177 E., 2004/80 K sayılı tespit dosyasında 21.09.2004 tarihinde yapılan keşfe göre, C Blok inşaat seviyesinin % 96 olduğunun, ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2005/13 D. İş E., 2005/5 K. sayılı dosyadaki 07.01.2005 tarihli tespite göre, arsa sahibi ...'a isabet eden C bloğun 5 ve 25 numaralı dairelerinde oturulduğu ve binanın oturulabilir vaziyete geldiğinin, ... 10. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2005/19 D. İş E. sayılı dosyada ise, 09.02.2005 tarihinde yapılan keşifte binada eksiklikler bulunduğunun tespit edildiği anlaşılmıştır. Bu durumda, mahkemece, davalı yüklenicilerin davacı arsa sahibine düşen bağımsız bölümleri daha önce fiilen teslim ettikleri, arsa sahibinin bağımsız bölümlerinin bazılarını sattığı, bazılarını kiraya verdiği savunması yönünden, davacı arsa sahibine ait bağımsız bölümlerin tapu kayıtları getirtildikten sonra, C bloktaki bağımsız bölümlerin arsa sahibi ...'a 15.03.2005 tarihinden önce teslim edildiği yolundaki delilleri değerlendirilip duraksamaya yer vermeyecek şekilde teslim tarihinin saptanması, belirlenecek bu tarihler nazara alınarak taraflar arasındaki sözleşme ile kararlaştırılmış maktu kira tazminatının hesaplanması, sonucuna göre karşı ve birleşen davada kira tazminatına ilişkin bir karar verilmesi gerekirken, arsa sahibinin iddiası doğrultusunda C bloktaki tüm bağımsız bölümlerin 15.03.2005 tarihinde teslim edildiğinin kabulü ile eksik incelemeye dayalı yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır. Öte yandan taraflar arasındaki 20.04.1999 tarihli asıl arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin 6. maddesi ile, yüklenicinin arsa sahibine bağımsız bölümü geç teslimi halinde, her bağımsız bölüm için aylık 600,00 USD gecikme tazminatı ödeyeceği kararlaştırılmıştır. Yapılan yargılama sonucunda ve tavzihle hükmedilen yabancı para bakımından; karşı davada, fiili ödeme günündeki TL karşılığına karşı dava tarihinden itibaren avans faizi, birleşen ... 1. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2009/495 E. sayılı dava dosyasında, yabancı paranın fiili ödeme günündeki kur karşılığına dava tarihinden itibaren avans faizi uygulanmasına karar verilmiştir. Yabancı para borcunun, karşı dava ve birleşen 2009/495 E. sayılı dava tarihinden itibaren 3095 sayılı Kanunun 4/a maddesi gereğince belirlenecek Devlet Bankalarının o yabancı para ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranı ile birlikte hesaplanacak tutarın fiili ödeme tarihindeki efektif satış kuruna göre belirlenecek TL karşılığının tahsiline hükmedilmek gerekirken, yazılı olduğu şekilde karar verilmesi doğru bulunmamıştır. 4)Birleşen 2006/452 E. sayılı davada davalı-aynı davada karşı davacı-birleşen 2009/495 E. sayılı davada davacı arsa sahibi vekilinin temyiz itirazlarına gelince; 6100 sayılı HMK'nın 297/1-c maddesinde hükmün gerekçe bölümünün, 2. fıkrada ise hükmün sonuç bölümünün kapsayacağı hususlar düzenlenmiştir. Anılan 297/1-c maddesinde, hükmün, iki tarafın iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri de kapsaması gerektiği öngörülmüştür. HMK'nın 297/2. maddesinde, hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden herbiri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesinin zorunlu olduğu öngörülmüştür.Birleşen 2006/452 E. sayılı davadaki karşı davada davacı, birleşen 2009/495 E. sayılı davada davacı, inşaat döneminde ödenmesi gereken vergilerin yüklenici tarafça ödenmediği iddiasıyla tazminat isteminde bulunmuş olup, yapılan yargılama boyunca tarafların bu isteme ilişkin delilleri üzerinde durulmadığı gibi, bu isteme ilişkin olarak hükmün gerekçesinde herhangi bir tartışma ve değerlendirme yapılmaksızın bu istemi de içerecek şekilde "diğer davaların reddine" karar verilmesi doğru olmamıştır. Öte yandan, birleşen dava ve karşı dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 818 sayılı BK'nın 81. (6098 sayılı TBK'nın 97.) maddesine göre, karşılıklı borç yükleyen bir sözleşmenin ifasını talep eden kimse sözleşmede aksine bir hüküm bulunmadıkça kendi borcunu ifa etmediği sürece karşı taraftan edimin ifasını isteyemez. Somut olayda, 2006/452 E. sayılı davada davalı-aynı davada karşı davacı-birleşen 2009/495 E. sayılı davada davacı arsa sahibince, inşaatta eksik ve ayıplı işler bulunduğu, gecikme tazminatı alacağı bulunduğu, iskân ruhsatının henüz alınmamış olduğu ileri sürülmüş olup, arsa sahibinin sözleşmeden doğan haklarını, tazminat altına alabilmek amacıyla elince tuttuğu bağımsız bölüm ya da bölümlerin veya ortak alanların eksik ve ayıplı işleri tamamlanmadan veya bedeli ödenmeden, ayrıca gecikme tazminatı ödenmeden, sözleşmeye uygun olarak teslim olgusunun gerçekleştiği kabul edilmeyeceğinden, yüklenici tescile hak kazanamaz.Taraflar arasındaki 20.04.1999 tarihli asıl arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin 4. maddesi, "Arsa sahipleri, müteahhide ait olacak bağımsız bölümlerin mülkiyetini, kendilerine ait olacak bağımsız bölümlerin tamamının inşaatını % 70 oranında (kaba inşaat, çatı, kasalar, ince kaba sıvalar, şaplar ve tüm tesisatların) tamamlanmasından sonra, masrafları müteahhide ait olmak üzere, müteahhide veya onun göstereceği konut yapı kooperatifine ya da üçüncü şahıslara intikal ettirecekler ve gereken ferağ takrirlerini vereceklerdir. hükmünü, " 11. maddesi ise, "4. maddede belirlenen esasa göre, müteahhide ait olacak bağımsız bölümlerin, tapu devirlerinin yapılmasından önce; arsa sahipleri kendilerine ait bağımsız bölümlerin inşaatlarının geri kalan kısmın yapımı, tamamlanması ve tesliminin teminatını teşkil etmek üzere müteahhitten veya bu sözleşmeyi müteahhidin, bir kooperatife tapu devri durumunda devir alan kooperatiften ipotek, teminat, senedi vs. şekillerle tayin edilecek bir biçimde haklarını garanti altına alacaklardır. Ancak bu teminat ya da ipotek kooperatifin alacağı krediyi ve kredi dolayısı ile verilecek ipoteği engellemeyecektir." hükmünü içermektedir.Her ne kadar arsa sahibi ... vekili, 20.04.1999 tarihli asıl arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin 14. maddesine göre, kat irtifakı kurulup, bağımsız bölümlerin % 55'inin tapu devrinin arsa sahiplerine yapılması halinde yükleniciye tapu devri yapılabileceğini belirtmiş ise de, sözleşmenin yukarıda özetlenen yükleniciye yapılacak tapu devrinin aşamasını düzenleyen hükümleri nazara alındığında tapu devir masrafları ile ilgili 14. maddenin uygulanamayacağının kabulü gerekir. Dosya kapsamından, kat irtifakının 28.05.2004 tarihinde kurulduğu, arsa sahiplerine isabet eden bina inşaat seviyesinin 02.08.2004 tarihi itibariye % 80 seviyesinde olduğu, yüklenicinin tapu devri için yerine getirmesi gereken iki koşuldan birincisini 02.08.2004 tarihi itibariyle yerine getirdiği, geriye kalan inşaatın tamamlanması amacıyla yüklenici tarafından teminat verilmediği, arsa sahibi ...'a isabet eden C blokta eksiklikler bulunduğu ve bu bloğun geç teslim edildiği, iskân ruhsatının 04.02.2009 tarihinde yargılama aşamasında alındığı anlaşılmıştır. Bu durumda, mahkemece, birlikte ifa kuralı çerçevesinde karşı davada ve birleşen 2009/495 E. sayılı davada hükmedilecek eksik ve ayıplı imalat bedeli ile gecikme tazminatı bedelinin arsa sahibine ödenmesi koşuluyla tapu iptali ve tescile karar verilmesi, birleşen 2006/452 E. sayılı davada davalı arsa sahibinin, birleşen dava tarihi itibariyle tapuda devir yapmamakta, diğer anlatımla davaya karşı koymakta haklı olduğu hususunun yargılama giderleri ve vekalet ücretinin takdirinde nazara alınması gerekirken, arsa sahibinin hüküm ile eksik ve ayıplı işlerinin bedelini alabileceği kabul edilmesine rağmen, koşulsuz olarak tapu iptali ve tescile karar verilmesi doğru görülmemiştir. 5)Karar ve ilam harcı, maktu ve nispi olmak üzere iki çeşittir. (492 sayılı Kanun 15. ve 21. maddeleri) Bu anlamda davanın maktu veya nispi harca tabi olup olmaması, kural olarak dava konusunun para ile değerlendirilebilir olup olmamasına göre değişmektedir.Nispi harç, konusu belli bir değerle (para veya para ile değerlendirilebilen bir şey) ilgili davalarda, hüküm altına alınan değer üzerinden tarifedeki belli nisbete göre alınan harçtır (1 sayılı Tarife, madde III/1-a) Maktu harç ise, konusu belli bir değerle tespit edilemeyen davalarda ve davanın reddine ilişkin kararlardan alınan harçtır (1 sayılı Tarife, madde III/2-a). Harçlar Kanunu'nun 16/1. maddesinde değer ölçüsüne göre harca tabi işlerde (1) sayılı tarifede yazılı değerlerin esas alınacağı öngörülmüştür. Birleşen 2006/452 E. sayılı dava, tapu iptali ve tescil istemine ilişkin olup, bu tür davalar, 492 sayılı Harçlar Kanunu'nun 16. maddesi uyarınca nispi harca tabidir.Bu durumda mahkemece, eksik nispi harcın davacılar vekilince 06.06.2007 tarihli makbuzla tamamlanmış olduğu gözetilerek tapusunun iptali ile tesciline karar verilen taşınmazların değeri üzerinden hesaplanacak karar ve ilam harcının tahsiline karar verilmesi gerekirken, maktu harç alınması doğru olmamıştır.SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, asıl davada davacılar vekilinin tüm, birleşen 2006/452 E. sayılı davada davalı-aynı davada karşı davacı-birleşen 2009/495 E. sayılı davada davacı arsa sahibi vekili ile 2006/452 E. sayılı davadaki karşı davalılar-birleşen 2009/495 E. sayılı davada davalılar vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, asıl davada davalı vekilinin, (3) numaralı bentte açıklanan nedenlerle birleşen 2006/452 E. sayılı davadaki karşı davada davalılar-birleşen 2009/495 E. sayılı davada davalılar vekilinin, (4) numaralı bentte açıklanan nedenlerle 2006/452 E. sayılı davada davalı-aynı davadaki karşı davada davacı-birleşen 2009/495 E. sayılı davada davacı vekilinin, temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün adı geçen taraflar yararına, (5) numaralı bentte açıklanan nedenlerle re'sen BOZULMASINA, fazla yatırılan peşin harcın istek halinde birleşen 2006/452 E. sayılı davada davacılar-aynı davada karşı davalılar-birleşen 2009/495 E. sayılı davada davalılara iadesine, 1.100,00 TL duruşma vekalet ücretinin taraflardan alınarak karşılıklı birbirlerine verilmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 16.06.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.