MAHKEMESİ : Ereğli(Konya) 2. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 13/12/2012NUMARASI : 2009/344-2012/730Taraflar arasındaki sıra cetveline itiraz davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı O.. K.. vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. -K A R A R-Davacı vekili, görevsiz İcra Hukuk Mahkemesine sunduğu dava dilekçesinde, Ereğli İcra Müdürlüğü'nün 2003/256 Esas sayılı dosyasında düzenlenen 29.01.2007 tarihli derece kararının hatalı olduğunu, 1. sıradaki Ereğli İcra Müdürlüğü'nün 2003/256 (2005/98) Esas sayılı dosyasında alacağın muvazaalı olduğunu, bir yıl işlem yapılmadığından dosyanın işlemden kaldırılması nedeniyle tüm hacizlerin düşmesi gerektiğini, 2. sıradaki Dörtyol İcra Müdürlüğü'nün 2002/1545 Esas sayılı dosyasında alacağın muvazaalı olduğunu, taşınmaza 03.02.2003 tarihinde haciz konulduktan sonra 6 ay işlem yapılmadığından TTK'nın 726. maddesi gereğince çek ile girişilen takip dosyasının zamanaşımına uğradığını, hacizlerin düşmüş sayılmasının gerektiğini, garame hesabında usul ve esasa uyulmadığını, vergi alacağı ile diğer ilk üç sıradaki alacağın garameye girmesi gerekirken, ilk iki sıradaki alacağın paylaştırılması sonrasında 3. sıradaki müvekkili alacağı ile 4. sıradaki vergi dairesi alacağının garame yapılmasının hatalı olduğunu, müvekkilinin alacağının, sıra cetvelinin düzenlendiği 29.07.2007 tarihinde 1.181.393,97 TL olduğunu ve bu miktar üzerinden yapılacak garamede 4. sıradaki Vergi Dairesi'ne 10.000,00 TL düşmesi gerekirken, 36.632,89 TL düştüğünü ileri sürerek, 29.01.2007 tarihli sıra cetvelinin iptaline ve 170.000,00 TL'nin müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Temlik alacaklısı A.. H.., 18.01.2011 tarihli dilekçesi ile; temlikname gereğince, görülmekte olan davada davacının tüm dava ve talep haklarını temlik aldığını, bu aşamadan sonra davaya davacı-temlik alacaklısı sıfatıyla katılmasına karar verilmesine ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.Davalı O.. K.. vekili ve davalı M.. K.. vekili, davanın reddini istemiştir.İcra Hukuk Mahkemesi'nce muvazaa nedenine dayalı sıra cetveline itiraz davalarında genel mahkemelerin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmesi üzerine dosyanın gönderildiği mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre; Mersin 3. İcra Müdürlüğü'nün 2003/2076 Esas sayılı dosyasında dosya hesabının 13.04.2006 tarihi itibariyle 1.054.230,00 TL olarak yapıldığı ve sıra cetvelinde bu miktarın esas alındığı, oysaki, satış tarihi itibariyle hesaplamanın yapılması gerektiği, satış tarihi olan 17.02.2005 tarihi itibariyle hesaplama yapıldığında dosya borcunun 802.436,48 TL olduğu, sıra cetvelinde satış masraflarının hesaplanmasında hataya düşüldüğü, satış masraflarının, 2.763,00 TL olduğu, sıra cetvelinde bu miktarın esas alınması gerektiği, sıra cetvelinde yer alan alacaklara satış tarihine kadar faiz yürütülerek bulunacak meblağın garameye tabi tutulması gerektiği, sıra cetvelinin haczi devam eden ilk kesin haciz dosyasından yapılmasının zorunlu olduğu, sıra cetvelinin Ereğli İcra Müdürlüğü'nün 2003/256 Esas sayılı dosyasında düzenlendiği ve bu dosyada konan 21.01.2003 tarihli haczin, devam eden hacizlere göre 3. sırada olduğu, Ereğli İcra Müdürlüğü'nün 2003/256 Esas sayılı dosyasından önce 1. sıradaki Ereğli İcra Müdürlüğü'nün 2002/4417 ve 2. sıradaki Ereğli İcra Müdürlüğü'nün 2002/4663 Esas sayılı dosyalarının bulunduğu, sıra cetvelinin, ilk sıradaki Ereğli İcra Müdürlüğü'nün 2002/4417 Esas sayılı dosyasından yapılması gerektiği, davacı tarafın ikinci iddiasının, sıra cetvelinde ihale bedelinin sıra cetvelinin 1, 2, 3. sırasındaki alacaklar ile Ereğli Vergi Dairesi alacağı arasında garameten paylaştırılmasına yönelik olduğu, sıra cetvelinde, 1. sırada Ereğli İcra Müdürlüğü'nün 2003/256 Esas, 2. sırada Dörtyol İcra Müdürlüğü'nün 2002/1545 Esas ve 3. sırada Mersin 3. İcra Müdürlüğü'nün 2003/2076 Esas sayılı dosyalarının yer aldığı, oysaki, haciz tarihleri gözönüne alınarak sıralama yapıldığında 1. sırada Ereğli İcra Müdürlüğü'nün 2002/4417 Esas, 2. sırada Ereğli İcra Müdürlüğü'nün 2002/4663 Esas ve 3. sırada Ereğli İcra Müdürlüğü'nün 2003/256 Esas sayılı dosyalarının sıralanması gerektiği, sıralama sırasında haciz tarih ve yevmiyelerine dikkat edilmediği, her ne kadar ilk devam eden haciz, Ereğli İcra Müdürlüğü'nün 2002/4417 Esas sayılı dosyasında konulmuş ise de bu dosya alacaklısı ile 2. ve 3. sıradaki haciz alacaklılarının sıra cetveline itiraz etmediği, sıra cetveline sadece Mersin 3. İcra Müdürlüğü'nün 2002/2076 Esas sayılı dosyası alacaklısı vekilinin itiraz ettiği, sıra cetveline itiraz etmeyenler açısından sıra cetvelinin kesinleştiği, bilirkişi raporunda sıra cetvelinin hazırlanmasında hataya düşüldüğünün, Mersin 3. İcra Müdürlüğü'nün 2003/2076 Esas sayılı dosyası hesabının da satış tarihi itibariyle değil daha sonraki bir tarih itibariyle yapılmış olduğundan muvazaanın kabul edilmesi gerektiğinin, sıra cetvelinin iptali ile ihale bedelinden artan 186.371,91 TL'nin, sıra cetveline itiraz eden Mersin 3. İcra Müdürlüğü'nün 2003/2076 Esas sayılı dosyası alacağı ile Ereğli Vergi Dairesi alacağı arasında garameten paylaştırılması gerektiğinin, yapılan garame hesabına göre Ereğli Vergi Dairesi'nin 23.690,33 TL, Mersin 3. İcra Müdürlüğü'nün 2003/2076 Esas sayılı icra takip dosyasına 162.681,58 TL ödeme yapılması gerektiğinin bildirildiği, anılan bilirkişi raporunun gerekçeli, dava konusu sıra ve derece kararını ve önceki bilirkişi raporunu tahlil edici, denetimine elverişli ve hesaplama içerir nitelikte olduğundan bu rapora itibar edilerek, üçüncü bir rapor alınmasına gerek görülmediği gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne, sıra cetvelinin iptali ile ihale bedelinden artan 186.371,91 TL'nin sıra cetveline itiraz eden Mersin 3. İcra Müdürlüğü'nün 2003/2076 Esas sayılı dosya alacağı ile Ereğli Vergi Dairesi alacağı arasında garameten paylaştırılarak, yapılan garame hesabına göre Ereğli Vergi Daire'sine 23.690,33 TL, Mersin 3. İcra Müdürlüğü'nün 2003/2076 Esas sayılı takip dosyasına 162.681,58 TL ödeme yapılmasına, davacının fazlaya ilişkin reddine karar verilmiştir. Kararı, davalı O.. K.. vekili temyiz etmiştir.1-Davalının alacaklı olduğu, sıra cetvelinin 2. sırasında yer alan Dörtyol İcra Müdürlüğü'nün 2002/1545 Esas sayılı dosyasında, sıra cetvelinin düzenlendiği tarih itibariyle haczi ayakta ise de, borçlunun şikayeti üzerine Dörtyol İcra Hukuk Mahkemesi'nin 18.02.2010 tarih ve 2009/1 Esas, 2010/6 Karar sayılı ilamıyla son takip muamelesinden itibaren 6 aylık sürenin geçtiği ve takibin zamanaşımına uğradığı gerekçesiyle takibin iptaline karar verilmiş ve Yargıtay 12. Hukuk Dairesi'nin 05.10.2010 tarih ve 9671 Esas, 22298 Karar sayılı ilamıyla "takibin iptaline" sözcüklerinin karar metninden çıkarılması ve yerine "icranın geri bırakılmasına" yazılması suretiyle hüküm düzeltilerek onanmıştır. Davalı tarafından İİK'nın 33a/2. maddesi uyarınca genel mahkemelerde dava açıldığına ilişkin herhangi bir bilgi ve belge sunulmadığından takibin zamanaşımına uğradığı hususu kesinleşmiştir. Bu açıklamalara ve dosyadaki yazılara, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı O.. K.. vekilinin, sıra cetvelinin 2. sırasında yer alan Dörtyol İcra Müdürlüğü'nün 2002/1545 Esas sayılı dosyasına yönelik temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. 2-Davalı O.. K.. vekilinin, sıra cetvelinin 1. sırasında yer alan Ereğli İcra Müdürlüğü'nün 2003/256 Esas sayılı dosyası ile ilgili kurulan hükme ilişkin temyiz itirazlarına gelince; Dosya kapsamından, haczin 22.01.2003 tarihinde konulduğu, ödeme emrinin 29.01.2003 tarihinde tebliğ edildiği, davalı tarafça 13.01.2005 tarihinde avansı yatırılarak, satış talep edildiği, bedeli paylaşıma konu taşınmazların 17.02.2005 tarihinde satıldığı anlaşıldığından davacı vekilinin icra müdürlüğünce 29.07.2005 tarihli eksik satış avansının verilen 7 günlük sürede yatırılmasına dair ihtara uyulmadığı yönündeki iddiası sonuca etkili olmamıştır.Ereğli İcra Hukuk Mahkemesi'nin 04.03.2009 tarih ve 2008/325 Esas, 2009/68 Karar sayılı ilamı ile 28.02.2007 tarihinden sonra 1 yıldan fazla süre işlemde bulunulmadığı gerekçesiyle İİK'nın 78/4. maddesi gereğince Ereğli 1. İcra Müdürlüğü'nün 2005/98 (2003/256) Esas sayılı dosyasında konulan hacizlerin kaldırılmasına karar verildiği anlaşılmıştır. İİK'nın 78/4. maddesi, "haciz talebi kanuni müddet içinde yapılmaz veya geri alındıktan sonra bu müddet içinde yenilenmezse dosya muameleden kaldırılır." hükmünü, aynı Kanun'un 110. maddesi, "Bir malın satılması kanuni müddet içinde istenmez veya talep geri alınıpta bu müddet içinde yenilenmezse o mal üzerindeki haciz kalkar." hükmünü içermektedir. Buna göre kanuni müddet içinde haciz istenildikten sonra süresinde satış istenmemesi halinde takip düşmeyip sadece haciz düşmektedir. İİK'nın 78/son madde hükmü gereğince yenileme ve yeniden harç yatırılması, takibin düşmesi hali için zorunludur.Somut olayda, davalının ihtiyati haczi kesin hacze dönüşmüş olup, yukarıda açıklandığı gibi, haciz sonrasında süresinde satış istenip, avans yatırıldığından haczi ayaktadır. Mahkemenin, aksi yöndeki kabulünde isabet bulunmamaktadır. Öte yandan, muvazaa nedenine dayalı sıra cetveline itiraz davalarında iddia, kural olarak, borçlu ile davalı alacaklının anlaşmalı (muvazaalı) biçimde borç ilişkisi oluşturarak, diğer alacaklılardan mal kaçırma amacı güttükleri noktasındadır. Bunun için muvazaalı muamelenin borçlandırıcı işleme göre yapıldığı tarih önem taşır. Muvazaadan söz edilebilmesi için, kural olarak, muvazaalı tasarrufun, diğer alacaklı lehine yapılan borçlandırıcı işlemden sonraki tarihi taşıması gerekir. Diğer anlatımla, muvazaadan söz edilebilmesi için, kural olarak, muvazaalı olduğu ileri sürülen alacağın, kendisinden mal kaçırıldığı iddia edilen alacaktan daha sonra veya yakın tarihlerde doğmuş olması, diğer anlatımla kural olarak muvazaalı tasarrufun, diğer alacaklı lehine yapılan borçlandırıcı işlemden sonraki tarihi taşıması gerekir. Takip işlemlerinin hızlandırılması, İİK’nın 20. maddesi uyarınca sürelerden feragat ve haczin borçlunun beyanı üzerine konulması, tek başına muvazaayı gösteren vakıalar değildir. Muvazaa iddiasına dayalı sıra cetveline itiraz davalarında ispat yükü, davalı alacaklıdadır. Davalı alacaklı alacağının varlığını ve miktarını, takipten önce düzenlenmiş ve üçüncü kişilere karşı da ileri sürülebilecek nitelikte olan usulüne uygun, birbirini doğrulayan yazılı delillerle kanıtlamalıdır. Her zaman düzenlenmesi mümkün olan çek ve bono, alacağın varlığını ispatlamaya tek başına yeterli değildir. Senetler, faturalar ve çekler ancak tarafları ve onların cüz'i ve külli halefleri yönünden kesin delil niteliğinde olup, temel ilişkinin ve kambiyo ilişkisinin dışında kalan davacı üçüncü kişi bakımından bu nitelikte bir ispat vasıtası olarak kabul edilemez. Öte yandan, alacağın miktarına göre diğer tarafın açık muvafatı bulunmadığı sürece tanık dinlenemez ve tanık beyanını dayalı olarak hüküm kurulamaz. Davalı alacaklının savunma ve delilleri çerçevesinde alacağın gerçek olup olmadığının tartışılması, davalı ile borçlu arasındaki hukuki ilişkinin ve davalının alacağının doğum tarihinin değerlendirilmesi, sonucuna göre karar verilmesi gerekir. Hem sıraya ve hem de alacağın esas ve miktarına yönelik itirazların birlikte ileri sürülmesi halinde kural olarak, önce sıraya yönelik uyuşmazlığın çözülmesi, bu itirazın yerinde olmadığının anlaşılması halinde ise davalı alacağının varlığının ve miktarının incelenmesi gerekir. Buna göre mahkemece, açıklanan ilkeler çerçevesinde davalının 1. sıradaki alacağına ilişkin davacının sıraya yönelik şikayetinin reddi ile davacının muvazaa iddiası üzerinde durulup, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı gerekçeyle sonuca ulaşılması doğru olmamıştır. 3-Kabule göre; mahkemece, sıraya yönelik inceleme yaparak sonuca gittiği halde, hüküm fıkrası doğru oluşturulmamıştır. Sıra cetveline yönelik şikayetlerde İcra Mahkemesi, önüne gelen şikayetleri sonuçlandırmak ve icra müdürüne bu yönde talimat vermekle görevli olup, gerekçede yeni sıra cetvelinin hangi ilkelere göre düzenleneceğini belirlemesi, diğer bir anlatımla alacaklıların ne miktar için hangi sıralarda yer alması gerektiğini saptaması, cetvelin hukuka uygun olmayan kısımlarını göstermesi, bu çerçevede işlem yapılması için icra müdürüne talimat vermesi (İİK 17/1) gerektiğinden, iptal nedenlerinin gerekçede gösterilmesi, hüküm fıkrasında HMK'nın 297/2. maddesi uyarınca gerekçeye ait harhangi bir söz tekrar edilmeksizin sıra cetvelinin iptali ile yetinilmesi ve eda hükmü kurulmaması gerekir. Haciz yolu ile takiplerde kıyasen uygulanması gereken İİK'nın 235/3. maddesi uyarınca alacağın esas ve miktarına yönelik sıra cetveline itiraz davalarının kabulü halinde ise davanın taraflarının sırasının değiştirilmesine karar verilemeyeceğinden, mahkemece sıra cetvelinin iptaline değil, davalıya ayrılan payın yargılama giderleri dahil olmak üzere öncelikle davacı alacağının karşılanmasının tahsisine, artan kısmın davalıya ödenmesine karar verilmesi gerekir.Mahkemece, sıraya ilişkin uyuşmazlık çözümlendiğine göre sıra cetvelinin iptaline karar verilmesi ile yetinilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması, İİK'nın yukarıda özetlenen 17. maddesi ile hüküm fıkrasında gerekçeye ait herhangi bir sözün tekrar edilmemesine ilişkin HMK'nın 297/2. maddesine aykırı olduğu gibi, icra müdürünün yerine geçecek şekilde hüküm kurulması anlamına da geldiğinden, doğru olmamıştır.Öte yandan, davacı şirketin "U.. P.. Ürün. San. ve Tic. Ltd. Şti." olan unvanının, gerekçeli karar başlığında "U.. P.." olarak yazılmış olması, HMK'nın 297/1-b. maddesi hükmüne aykırı olduğu gibi, 02.03.2007 olan dava tarihinin gerekçeli karar başlığında 31.07.2009 olarak yazılmış olması da hatalı olmuştur. SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı O.. K.. vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davalı O.. K.. yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz edene iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 16.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.