MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi.Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonucunda verilen hükmün bozulmasına ilişkin Dairemizin 24.04.2014 gün ve 581 Esas, 3194 Karar sayılı ilamının karar düzeltme yoluyla incelenmesi davacı vekilince istenilmekle, dosya incelendi, gereği görüşüldü.- KARAR -Davacı vekili, müvekkili ile davalılardan ... arasında 19.08.2003 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi bulunduğunu, sözleşme çerçevesinde yüklenici ... ve yükleniciden bağımsız bölüm alan diğer davalılara hisse devri yapıldığını, davalı yüklenicinin imar mevzuatı ve projeye aykırı imalat yapması nedeniyle iskân ruhsatı alınamadığını ileri sürerek, sözleşmenin feshi ile davalılar adına olan tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalılardan ... vekili, binanın yasal hale getirilebilmesi için, komşu parsel maliki aleyhine taşkın inşaat nedenine dayalı olarak açılan davanın sonucunun beklenmesi, sonrasında tadilat projesinin onaylanacağını ve imar mevzuatına aykırılıkların giderilerek binanın yasal hale getirileceğini savunarak, davanın reddini istemiştir.Diğer davalılar vekili, müvekkillerinden ..., ... ve ...’nin davacıdan hisse satın aldıklarını, diğerlerinin de iyiniyetli olduklarını savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, davanın kabulüne dair verilen karar, davalılardan ... vekili ile diğer davalılar vekilinin temyiz istemi üzerine Dairemizin 24.04.2014 tarih ve 581 E. 3194 K. sayılı ilamıyla, davalı ... ve davalılar vekillerinin diğer temyiz itirazları reddedilmek suretiyle taraflar arasında düzenlenen 19.08.2003 günlü arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesiyle, inşa edilmesi kararlaştırılan yapıya onaylı proje çizdirilerek yapı ruhsatı da alındıktan sonra başlanmış ise de, imalatın fiziki seviye itibariyle takriben % 90’a getirilmiş olmakla beraber, inşaatın komşu parsele tecavüzlü olduğu, dördüncü katın yapı ruhsatına aykırı şekilde kaçak yapıldığı ve bunların dışında da onaylı projesine aykırı bir takım başka imalatın da bulunduğu yapılan inceleme sonucu saptandığı, bilirkişiden alınan raporda bu hususların tekrarından başka dördüncü katın yıkımı ve diğer projeye aykırılıkların giderilmesi suretiyle inşaatın yasal hale getirilmesinin mümkün olabileceği görüşünün bildirildiği, aynı hususun ilgili belediyesinden gelen yazıyla da teyit edildiği, yapının mevcut durumuyla ruhsatına aykırı olduğu ve henüz ikmal edilmediği, bu hali ile yapı kullanma izin belgesi verilemeyeceğinin açık olduğu, ne var ki, bilirkişi görüşü doğrultusunda ruhsata aykırı şekilde yapılan dördüncü katın yıkılması ve diğer proje dışı hususların giderilmesi ve taşkın inşaat sorununun halledilmesi sonrasında, yapının yasal hale getirilip getirilmeyeceği konusu üzerinde durulması gerektiği, dosya kapsamındaki bilgilere göre, yüklenici tarafından komşu parsel maliki aleyhine taşkın inşaat nedenine dayalı tapu iptali ve tescili davası açıldığı ve halen derdest olduğunun anlaşıldığı, anılan davanın, yerel mahkemenin kabulünün aksine mevcut davayı doğrudan etkiler nitelikte olduğu, bu itibarla, öncelikle, taşkın inşaata ilişkin davanın bekletici mesele yapılarak, davacısı lehine sonuçlanması halinde, sözleşmeye konu yapının dördüncü katı ile diğer bölümlerde yapılacak yıkım işlemleri nedeniyle binanın statik güvenliğinin zarar görüp görmeyeceği hususunda bilirkişilerden alınacak raporla tespit edildikten ve ancak olumlu sonuçlanması halinde yasal hale getirmek için yükleniciye makul süre ve yetki verilip sonucuna göre hüküm tesisi, yukarıda belirtilen şartların olumsuz sonuçlanması halinde ise, yüklenici ve yükleniciden pay devralan üçüncü kişi davalılar hakkında şimdiki gibi hüküm tesis edilmesi gerektiği, kabule göre ise, davalılardan ..., ... ve ...’nin savunmalarında, paylarını yükleniciden değil, arsa sahibinden satın aldıklarını bildirmelerine rağmen ve bu payların adı geçen davalılar tarafından davacı arsa sahibinden satın alındığının anlaşılması halinde, bu kişilere yönelik tescil davasının dinlenemeyeceği gözetilmeden karar verilmesinın doğru olmadığı belirtilerek temyiz eden davalılar yararına bozulmuştur. Bu kez, davacı vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.Yargıtay ilamında belirtilen gerektirici sebeplere göre, HUMK'nın 440. maddesinde sayılan hallerden hiçbirisine uymayan karar düzeltme isteminin reddi gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin karar düzeltme isteminin REDDİNE, 5,20 TL harç ve takdiren 248,00 TL para cezasının karar düzeltme isteyenden alınarak Hazine'ye gelir kaydedilmesine, 16.06.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.