Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 4543 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 6773 - Esas Yıl 2015





...Taraflar arasındaki asıl ve birleşen tazminat, tapu iptali ve tescil davalarının bozma ilamına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl davanın reddine, birleşen davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün asıl davada davalılar-birleşen davada davacılar vekilince duruşmalı, aslı davada davacılar-birleşen davada davalılar vekilince duruşmasız olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde asıl davada davalılar-birleşen davada davacılar vekili Av. ... ile asıl davada davacılar-birleşen davada davalılar vekili ...'ın gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - KARAR -Asıl davada davacı vekili, müvekkilleri ile davalılar arasında 06.06.1996 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi yapıldığını, sözleşmede inşaat süresinin bitimi 43 ay olarak kararlaştırılmasına rağmen süresinde bitirilmediğini, halen eksik işler olduğunu, A bloğun tamamlandığını, B blokta eksik işler olduğunu, C bloğun temelinin dahi atılmadığını ileri sürerek, kira kaybı ve tazminat hakkı saklı kalmak üzere taraflar arasında yapılan inşaat sözleşmesinin geriye etkili olarak feshini talep ve dava etmiştir.Asıl davada, davalılar vekili, davanın reddini istemiştir.Birleşen davada davacı vekili, arsa sahiplerinin belediyeye geç başvurması ve süresinde terkleri yapmaması nedeniyle inşaata geç başlandığını, zemindeki çökme sebebiyle inşaatın durdurulduğunu, C bloğun yapım işinin ek protokolle ertelendiğini, inşaatın geldiği seviye dikkate alındığında A blokta müvekkiline düşen 27 adet bağımsız bölümün davalılar adına olan tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Birleşen davada davalı vekili, davanın reddini istemiştir.Mahkemece, asıl davanın reddine, birleşen davanın kısmen kabulü ile tescili talep edilen 27 daireden 3 adet daire teminat olarak tutulmak suretiyle kalan 24 dairenin arsa sahipleri adına olan tapu kayıtlarının iptâli ile yükleniciler adına tesciline dair verilen karar davacılar ve birleşen davanın davalıları olan arsa sahipleri tarafından temyiz edilmiş, Yargıtay 15. Hukuk Dairesi'nin 2010/5010 E., 2011/7919 K. sayılı ilamı ile eksik işlerin ikmâli için geçecek süre zarfında meydana gelecek fiyat artışları ve arsa sahiplerinin inşaatın ... teslimindeki gecikme nedeniyle talep edebilecekleri kira tazminatı nazara alındığında, 3 adet dairenin teminat olarak tutulmasının yeterli olmadığı, ayrıca davacı yükleniciler tarafından açılan tescil istemli dava 02.11.2001 tarihinde açıldığı, A ve B Blok için iskân izninin ise dava tarihinden çok sonra 31.12.2004 tarihinde alındığı, tescil davasının açıldığı tarihte inşaattaki eksik işler ve gecikme nazara alındığında yüklenicinin dava konusu olan bağımsız bölümlerin tümü yönünden tescil talep hakkı doğmadığı halde tesciline karar verilen 24 adet dairenin değeri üzerinden hesaplanan harcın tamamının davalı arsa sahiplerine yükletilmesi ve tesciline karar verilen dairelerin tümünün değeri üzerinden davacı yüklenici yararına vekâlet ücretine hükmedilmesinin doğru görülmediği belirtilerek bozulmuştur. Bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucu asıl davanın reddine, A Blokta bulunan 20, 21, 28, 67, 69 no'lu bağımsız bölümlerin eksik imalat bedeli olarak teminat olarak arsa sahipleri üzerinde bırakılması gerektiği gerekçesiyle, birleşen davanın kısmen, kabul kısmen reddine karar verilmiştir.Karar, taraf vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.1-Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı doğrultusunda inceleme yapılıp hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, bozmanın kapsamı dışında kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazları incelenemeyeceğine göre, asıl davada davalılar-birleşen davada davacılar vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.2-Asıl davada davacılar-birleşen davada davalılar vekilinin temyiz itirazlarına gelince; 6098 sayılı TBK'nın genel hükümlerine göre edimini ifa etmeyen kişi, karşı tarafatan ifa talebinde bulunamaz. Uyulan bozma ilamında da belirtildiği üzere birleşen dosya davacısının tescil talep ettiği tarihte henüz edimini ifa etmediği sabit olup, yargılama sırasında tescile hak kazanmıştır. Bu durumda dava tarihi itibari ile tescil talep hakkı olmadığı tüm harç, masraf ve vekalet ücretinden asıl davada davalı-birleşen davada davacı tarafın sorumlu olduğu halde, bozma ilamına yanlış anlam verilerek bir kısım harç, masraf ve vekalet ücretinden asıl davada davacı, birleşen davada davalının sorumlu tutulması doğru görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, asıl davada davalılar-birleşen davada davacılar vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, asıl davada davacılar-birleşen davada davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz eden asıl davada davalılar-birleşen davada davacılardan alınmasına, asıl davada davacılar-birleşen davada davalılardan alınan peşin harcın istek halinde iadesine, 1.350,00 TL duruşma vekalet ücretinin asıl davada davalılar-birleşen davada davacılardan alınarak aslı davada davacılar-birleşen davada davalılara verilmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 17.10.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.