Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 4534 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 10793 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi.Taraflar arasındaki alacak, tapu iptali ve tescil davalarının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl ve birleşen davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde asıl davada davacılar ve birleşen davada davacılar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R -Davacılar vekili, 1979-1980 yılında... kurulduğunu, başkan ... tarafından ... Köyü 629 parsel numaralı taşınmazın satın alındığını, taşınmazın kooperatif adına değil, ... adına tescil edildiğini, 1991 yılında ...'nun feshedildiğini, taşınmazın tapusunun yine davacı üzerinde kalmaya devam ettiğini, davalıların bu arada “...” isimli kooperatifi kurduklarını, ... üyelerini de bu kooperatife üye yaptıklarını, üyelerin ... adına kayıtlı taşınmazı ... kooperatifi adına tapuda devretmesini istediklerini, 10.10.1991 tarihinde taşınmazın kooperatif adına devredildiğini, davalıların kötüniyetli davranarak taşınmazı hileli yollardan alıp gizlice satmak ve haksız menfaat sağlamak gayesi ile hareket ettiklerini, üyelerin çoğunun sahte olduğunu, genel kurul toplanmadığı halde toplanmış gibi gösterildiğini, başka şahıslar adına imzalar atıldığını, daha sonra davalı ...'i bularak taşınmazı 20.12.1996 tarihinde satış göstererek bu şahıs üzerine devrettiklerini, kooperatife ilişkin belgelerin sahte olduğunu, bu nedenle... Köyü 629 parsel numaralı taşınmazın davalı ... adına olan tapu kaydının iptali ile müvekkilleri adına 1/93 payları oranında tesciline, tapu iptali ve tescil talebi uygun görülmez ise her bir davacı için ayrı ayrı fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 2.000,00 TL tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılardan ... vekili, davacıların dava açma hak ve sıfatları bulunmadığını, müvekkilinin çekişmeli taşınmazı tapu kaydına güvenerek S.S. ... Kooperatifinden satın aldığını savunarak, davanın reddini istemiştir.Davalılardan ..., ... ve ... ayrı ayrı verdikleri cevap dilekçelerinde, 629 numaralı parseli kendisinin de üye olduğu ... Kooperatifi adına satın aldıklarını, kooperatif başkanı ...'ın 20.12.1996 tarihinde kooperatif arsasını tamamı sahte olarak düzenlenen evraklar ile kurucu üyelerin imzalarını taklit ederek, ...'e sattığını savunmuştur.Davalılardan ... ve ..., ...'nun 1979 yılında kurulduğunu, üyelerin katkıları ile bir arsa satın alındığını, tapusunun ... ve ... adına yapıldığını, daha sonra herhangi bir toplantı veya genel kurul yapılmadan arsanın satıldığını, üyelere bilgi verilmediğini, daha sonra...i'nin ...'a kooperatif kurmasını isteyerek yeni aldığı arsayı kuracağı kooperatife devredeceğini söylediğini, ...'in kendi soyadını verdiği kooperatifin kurulduğunu, kendilerinin de yeni kooperatife üye olduklarını, ...'a sahte belgeler tanzim ederek taşınmazı sattığını savunarak, davanın reddini istemiştir. Davalılardan ... vekili, zamanaşımı def’ini ileri sürerek, esas yönünden de davanın reddini istemiştir. Birleşen davada davacılar vekili, davalı ... tarafından ... adlı kooperatifin kurulduğunu ancak kimsenin üye yapılmadığını, ...'nin üyelerden topladığı paralarla 629 numaralı parseli kendi adına satın aldığını, kooperatifin daha sonra feshedildiğini, daha sonra ...'nun 7 üyesinin ... Konut Yapı Kooperatifi adıyla 1991 yılında kooperatif kurduklarını, ...'ın yönetim kurulu üyeliğine seçildiğini, yine toplantıda alınan karar uyarınca çekişmeli 629 numaralı parselin ...'dan satın alındığını, daha sonra 1996 yılında yapılan olağanüstü genel kurul toplantısında kooperatifin tasfiyesine karar verildiğini, ayrıca ...'dan alınan arsanın asgari 30.000,00 TL bedelle satılmasına karar verildiğini, kararın sahte belgelerle ve imzalarla alındığını, daha sonra arsanın kooperatif tarafından ...'e satıldığını, taşınmazın satışının iptali ile müvekkilleri adına kayıt ve tesciline olmadığı takdirde fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 6.000,00 TL alacağın hüküm altına alınmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı ..., ...'nun kurulduktan sonra herhangi bir faaliyette bulunmadığını, bu nedenle 1992 yılında feshedildiğini, kooperatif adına herhangi bir aidat toplanmadığı gibi taşınmaz da alınmadığını, çekişmeli taşınmazın adi ortaklık şeklinde şahıslardan toplanan paralarla kendi adına alındığını, aynı ortakların kurduğu ... Kooperatifi'ne taşınmazı devrettiğini, kooperatif üyesi olmadığını, zamanaşımı süresinin dolduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, tarafların ... isimli kooperatif kurdukları, kooperatif üyelerinden toplanan paralar ile satın alınan dava konusu taşınmazın ... adına tapuya kaydedildiği, daha sonra ...'nun feshedildiği, aynı üyeler tarafından kurulan ... Kooperatifine çekişmeli 629 numaralı parselin devredildiği, söz konusu kooperatif tarafından da taşınmazın davalı ...'e 26.12.1996 yılında satış yapılmak sureti ile devredildiği, her ne kadar Adli Tıp Kurumu raporunda kooperatifin satış yetkisinin alındığı 20.12.1996 tarihli toplantı tutanağında ve hazirun cetvelindeki bazı imzaların imzalayanların eli ürünü olmadığı tespit edilmiş ise de sahtecilik ve dolandırıcılık nedeni ile yapılan şikayet sonucu ''Kovuşturmaya Yer Olmadığına'' karar verildiği, davaya konu taşınmazın, kooperatif ile ilgisi olmayan ... isimli kişiye satış sureti ile devredildiği ve iyiniyetli üçüncü kişi olduğu, tapu iptali yönünden davalı olarak gösterilen kişilerden ... dışındakilerin tapu kaydında malik olmadığı, bu nedenle aleyhlerine açılmış olan tapu iptali davasında kendilerine husumet yöneltilmesinin mümkün olmadığı gerekçesiyle tapu iptal ve tescil davasının reddine, tazminat talepleri hususunda ise davacı taraflarca talep ispatlanamadığından ve hangi davalıdan, hangi gerekçe ile ve hangi sıfatla, ne kadar miktar tazminat istendiği, tespit edilemediği gibi buna ilişkin somut delillerin yargılama süresince sunulamadığından sübut bulmayan davanın reddine karar verilmiştir.Kararı, asıl ve birleşen davada davacılar vekilleri temyiz etmiştir.Dava konusu 629 parsel sayılı taşınmazın 07.12.1987 yılında asıl davada davacı birleşen davada davalı ... adına tescil edildiği, davacıların istemi üzerine taşınmazın ... tarafından bedelsiz olarak dava dışı S.S. ... Konut ve Yapı Kooperatifi adına tescil edildiği, kooperatifin usul ve yasaya aykırı şekilde tasfiye kararı aldığı ve böylece kooperatifin terkininin sağlandığı, tasfiye kararının alındığı genel kurulda dava konusu taşınmazın satışına karar verilmesi nedeniyle tapuda 26.12.1996 tarihinde davalı ...'e satıldığı, satış ve tescil işleminin yolsuz ve muvazaalı olduğu asıl ve birleşen davada davacılar tarafından ileri sürülerek öncelikle tapu iptal ve tescil isteminde bulunulduğu anlaşılmaktadır. Mahkemece, davalı ...’in iyiniyetli üçüncü kişi olduğu kabul edilerek tapu iptal ve tescil davasının reddine karar verilmiştir.Dava konusu taşınmazın davalı ... adına yolsuz tescili sağlayanın dava dışı S.S. ... Konut ve Yapı Kooperatifi olduğu ileri sürüldüğünden adı geçen Kooperatifin davada taraf olarak gösterilmesi zorunludur. Taraf teşkili sağlanmadan davanın esasına girilerek hüküm kurulması hatalı olmuştur.Mahkemece yapılması gereken iş, yolsuz tescili sağladığı ileri sürülen ve sicilden terkin edildiği anlaşılan kooperatifin ihyasının sağlanarak sonrasında kooperatif aleyhine dava açması için davacıya süre verilmesi, açılacak davanın işbu dava ile birleştirilmesinin sağlanması, kooperatife ait delillerin de toplanarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, taraf teşkili sağlanmadan yargılama yapılarak hüküm tesisi doğru olmamıştır.2-Bozma nedenine göre, asıl ve birleşen davada davacılar vekillerinin temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir. SONUÇ:Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, mahkeme kararının BOZULMASINA, (2) numaralı bent uyarınca asıl ve birleşen davada davacılar vekillerinin temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harçların istek halinde temyiz edenlere iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 12.06.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.