MAHKEMESİ : İstanbul 23. Asliye Ticaret MahkemesiTARİHİ : 30/12/2013NUMARASI : 2013/205-2013/358Davacının açımış olduğu iflas davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın zamansız açıldığından bahisle reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. -K A R A R-Davacı vekili, müvekkili şirketin Temmuz 2013 tarihi itibari ile aktiflerinin şirket alacaklılarının alacaklarını karşılamaya yetmediğini ve şirketin borca batık olduğunu ileri sürerek, müvekkili şirketin TTK'nın 376/3. maddesi gereğince iflasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Mahkemece, iddia, savunma, dosya kapsamı ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davacı şirketin bilanço itibariyle borca batık olmadığı, ancak iştiraklerinden B... Bilgi Kaynakları A.Ş.'nin İstanbul 2. İflas Müdürlüğü'nün 2013/1 esasında devam eden iflas tasfiyesinin neticelenmesi ve iflasın kapatılması halinde, davacı şirketin iştirak tutarının mahsubu sonucu borca batık hale geleceği, iflas tasfiyesinin ne zaman sonuçlanacağının belirsiz olduğu, iflas davalarının basit muhakemeye tabi acil mevattan işler olması nedeniyle iştirakin iflas tasfiyesinin bekletici mesele yapılamayacağı, davacı vekilinin de bu yönde talebinin olmadığı, iştirakin iflastan kurtulmasının ve iflasın kaldırılmasının dahi hukuken mümkün olduğu, mevcut delil durumuna göre davacı şirketin TTK 376/3 kapsamında iflas şartlarının oluşmadığı ve davanın zamansız olduğu, iştirakle ilgili iflasın kapatılması kararından sonra açılmasının gerektiği gerekçesiyle, davanın zamansız açıldığından bahisle reddine karar verilmiştir.Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.1-Dava, İİK'nın 178. ve 179. madde hükümlerine dayalı doğrudan iflas istemine ilişkindir. 6102 sayılı TTK'nın 376/3. ve İİK'nın 179. maddeleri uyarınca borca batık hale gelen şirket bunu mahkemeye bildirmek ve iflasını istemek zorundadır. İİK'nın 181. maddesinin aynı Kanun'un 160. maddesine yaptığı yollama nedeniyle, İİK'nın 178. ve 179. madde hükümleri uyarınca doğrudan iflas talebinde bulunan şirket temsilcisi ya da müdürü, ilk alacaklılar toplantısına kadar gerekli masraflar ile iflas kararının kanun yolları için gerekli tebliğ masraflarını avans olarak mahkeme veznesine yatırmalıdır. (somut olayda yatırılmıştır.)İİK'nın 178. ve 179. maddesi uyarınca iflasa karar verilebilmesi için şirketin borca batık durumda olması gerekir. Aciz hali borçlunun ödeme araçlarından yoksunluğu nedeniyle, derhal ödemesi gereken para borçlarını ödemek konusundaki yeterli ekonomik imkâna sahip olmamasıdır. Borca batıklık ise, borçlunun malvarlığındaki aktif değerler toplamının, pasif değerler toplamını karşılayamaması durumudur. Borçlunun aciz hali ne kadar ağır olursa olsun (İİK'nın 178/III deki durum olmadıkça) kendi iflâsını isteyen borçlu, aciz halinde bulunduğunu ispat etmek zorundadır. İflas talebi üzerine mahkemece bilirkişi incelemesi yapılarak iflas talebinin yerinde olup olmadığı belirlenir. Borca batıklığın tespiti için TTK'nın 376/3. maddesi uyarınca bir borca batıklık bilançosu hazırlanmalıdır. Somut olayda mahkemece, davacı şirketin borca batık durumda olup olmadığı konusunda yeterli inceleme yapılmamıştır. TTK'nın 376/3. maddesine göre borca batıklık bilançosunda aktiflerin rayiç değerden bilançoya geçirilerek borca batıklık bilançonun çıkarılması gerekir. Böyle bir talep üzerine mahkemece, bu şirketin öncelikle borca batık durumda olup olmadığı rayiç değerlere göre tespit edilmelidir. Bunun için borçlu şirket tarafından mahkemeye ibraz edilen bilanço üzerinde mahallinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak, rayiç değerler ve yapılan araştırma ve inceleme sonucu elde edilen gerçekçi verilere göre bilirkişilerce yeniden oluşturulacak şirket bilançosu (borca batıklık bilançosu) da dikkate alınıp bir sonuca gidilmelidir. Borca batıklık, TTK’nın 376/3. maddesinde gösterilen şekilde varlıkların rayiç değerine ve İİK’nın 178/1. madde ve fıkrasında belirtilen alacaklılar listesinde gösterilenler ile gerçek anlamda tespit edilebilecek diğer borçların tutarına göre belirlenmelidir. Borca batıklıktan kurtulma ise tüm borçların ödenmesi anlamına gelmeyip, aktifin pasiften fazla olmasını ifade eder.Bir sermaye şirketinin borca batıklık bildiriminde bulunarak iflasını istemesi halinde, bu durumun mahkemece re’sen tespiti gerekir. Bu tespitin yapılmasında, davacının sunduğu delillere ek olarak, mahkemece gerekli görülen diğer delillerin toplanması, bu kapsamda ilgisi görülen kamu kurumlarından alınacak bilgiler, yapılacak keşif ve mahkemece atanacak bilirkişilerce düzenlenecek raporlar da değerlendirilmelidir. Borca batıklığın tespitinde sadece davacının kayıtlarına değil, varlıklarının rayiç değerlerine de özellikle bakılmalı, bu noktada, konusunda uzman bilirkişilerin görüşüne başvurulmalıdır. Dava teorisindeki genel ilkenin bir istisnası olarak, borca batıklık sadece dava tarihi itibariyle değil, yargılama safhasındaki olumlu veya olumsuz gelişmeler de dikkate alınarak belirlenmelidir. Açıklanan durum karşısında davacı şirketin mevcut kayıtları; mahkemece ulaşılabilecek tapu, trafik, banka, vergi daireleri, sanayi ve ticaret odaları, ticaret sicil kayıtları gibi hakkında bilgi alınabilecek belgeler ve müdahillerin sunacakları bilgi ve belgeler, varlık kalemlerinin rayiç değerlerine ilişkin uzman (teknik) bilirkişi görüşleri ve somut olay bakımından özellik arz edebilecek diğer veriler toplandıktan sonra, konusunda uzman bir bilirkişi heyetinden alınacak teknik, detaylı ve denetime elverişli rapor sonucuna göre borca batıklığın yukarıda gösterilen ilkeler çerçevesinde tespiti ile varılacak uygun sonuca göre bir karar verilmesi gerekir. Mahkemece, yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda ve dava sırasındaki gelişmeler de dikkate alınarak, gerekli inceleme ve araştırma re'sen yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeye dayalı olarak, mali müşavir bilirkişiden raporlanmasıyla yetinilerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır.2) Bozma nedenine göre, davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.SONUÇ:Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 10 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 11.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.