Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 4478 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 5844 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi(Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla)Taraflar arasındaki iflas davalarının bozma ilamına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl ve birleşen davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde asıl ve birleşen davada davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R -Asıl ve birleşen davalarda davacı vekili, davalı borçlu şirket hakkında müvekkilinin alacakları nedeniyle iki ayrı iflas yoluyla takip başlatıldığını, borçlunun iflas ödeme emrine haksız surette itiraz etmiş olduğunu, bugüne kadar da fatura bedelini ödemediğini ileri sürerek, borçlunun iflasını talep ve dava etmiştir.Asıl ve birleşen davada davalı vekili, davaların reddini istemiştir.Mahkemece davanın reddine dair verilen karar; Yargıtay 19. Hukuk Dairesi'nin 10.03.2010 tarih ve 2009/12224 E., 2010/2520 K. sayılı ilamıyla, ...da ticaret mahkemesi bulunmaması nedeniyle ticaret mahkemesi sıfatıyla davaya bakılması gerektiği, iflâs davasında taraflardan biri lehine tazminat verilmesini öngören bir kanun hükmü bulunmadığı gözetilmeden, davalı lehine %40 oranında tazminata hükmedilmesinin doğru olmadığı, birleşen dosyalarla ilgili olarak ayrı ayrı yargılama gideri ile vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği, iflâs davalarında nispi vekalet ücreti yerine maktu vekalet ücreti takdir edilmesi gerektiği, kararın gerekçesiz olmasının yasaya aykırı olduğu, yabancı dildeki belgelerin yeminli bilirkişi marifetiyle çevirilerinin yapılmamasının doğru olmadığı, mahkemece iflâs istemiyle yargılama yapıldığı düşünülmeden karar başlığında davanın iflâs olarak değil de itirazın iptali davası şeklinde nitelendirilmesinin doğru olmadığı belirtilerek bozulmuştur. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda; mahkemenin 2011/140 E. sayılı dava dosyasında işbu davada davalı borçlu şirketin iflas ertelemenin uzatılmasını talep ettiği, 06.06.2011 tarihinde davacı şirket hakkında 04.06.2011 tarihinden itibaren bir yıl süre ile uzatma kararı verildiği ve kararın, Yargıtay denetiminden geçerek 03.07.2013 tarihinde kesinleştiği gerekçesiyle, davaların reddine karar verilmiştir.Karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.İflasın ertelenmesi, borca batık durumda bulunan şirket tarafından sunulan; somut öngörüler içeren, ciddi ve inandırıcı bir iyileştirme projesi çerçevesinde bu durumdan kurtulması kuvvetle muhtemel bulunan kooperatiflerle sermaye şirketleri için öngörülmüş bir hukuki korunma yoludur (İİK'nın m.179). İflasın ertelenebilmesi için şirketin borca batık durumda olması, sunulacak ciddi ve inandırıcı bir iyileştirme projesi kapsamında şirketin mali durumunu düzeltebileceğine dair somut veriler ileri sürmesi ve fevkalade mühletten yararlanmamış olması gerekir ( 6102 sayılı TTK'nın m. 377, İİK'nın m.179 vd.). İflasın ertelenmesinin amacı, borca batık sermaye şirketinin mali durumunu düzelterek borca batıklıktan kurtulmasının sağlanmasıdır. Borca batıklık halinin devamı ile diğer şartların sağlanması ve şirketin düzelmeyeceği kanaatinin oluşması halinde ise mahkemece iflasa karar verilir.Şu durumda mahkemece, davacı şirket hakkında açılmış bir iflas erteleme dosyası bulunduğu tespit edildiği halde; erteleme dosyasının akıbeti işbu dosya sonucunu doğrudan etkileyeceğinden, anılan dosyada süre uzatımı veya iflas kararı yahut başka neviden bir karar verilip verilmediği araştırılmaksızın, yazılı şekilde yanılgılı gerekçeye dayalı olarak karar verilmesi doğru olmamış bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 10 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 11.06.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.