Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 4476 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 1212 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : Bakırköy 10. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 18/12/2012NUMARASI : 2008/134-2012/630Taraflar arasındaki asıl ve birleşen tapu iptali ve tescil, alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına, birleşen davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün birleşen davada davalı H.. K.. vekilince duruşmasız, İ.. K.. vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde birleşen davada davalı İ.. K.. ve vekili Av. M.. Ç.., davalı H.. K.. vekili Av. H. H.. ile davacı vekili Av. H.. D.. gelmiş, diğer davalı taraftan gelen olmadığından onun yokluğunda duruşmaya başlanarak hazır bulunanların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - KARAR -Davacı vekili, arsa payı karşılığı inşaat yapma vaadinde bulunan davalının müvekkiline ait olan 16 parsel ile ilgili belediye ve tapu müdürlükleri nezdinde gerekli izinlerin daha kolay çıkartılabileceği ve daha kısa sürede işlemlerin tamamlanması için gayrimenkulün satışının kendisine verilmesi gerektiğini söyleyerek, müvekkilinden gayrimenkulün satışı için aldığı vekaletnameyi kötüye kullanarak taşınmazını 3. kişilere sattığını, taşınmazın bedelini ödemediği gibi daha sonra yapılan protokol ve gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi gereğince bağımsız bölüm vermediğini ileri sürerek, davalının 30.12.2005 tarihli protokol hükümleri gereği arsa payı karşılığı inşaat yapma vaadi ile bila bedel devir aldığı belli olan 16 parselde kayıtlı gayrimenkulün rayiç değerinin tahsiline veya müvekkilinden devir aldığı bu gayrimenkul karşılığında davalının protokol gereğince vermeyi taahhüt ettiği bağımsız bölümün rayiç değerinin ve kira bedelinin tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı V.. K.., davaya cevap vermemiştir.Birleşen davada davacı vekili, davalılardan V.. K..'ın vekalet görevini kasten vekil edenin zararına ve kendisi yararına kullanarak kendisi adına menfaat sağlamak gayesi ile dava konusu 16 no'lu parseli davalı İ.. K..'a muvazaalı şekilde sattığını, bu davalının da iş ortaklığı yaptığı H.. K..'ye bu gayrimenkulün % 15 hissesini muvazaalı şekilde sattığını ileri sürerek, tapunun iptali ile davacı adına tesciline olmadığı takdirde rayiç değerinin davalı V.. K..’dan tahsilini talep ve dava etmiştir.Davalı H.. K.. vekili, müvekkilinin iyiniyetli 3. şahıs olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.Davalı İ.. K.. vekili, müvekkilinin bedel ödeyerek taşınmazı satın aldığını savunarak, davanın reddini istemiştir.Mahkemece, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; davalı V.. K..’ın vekalet yetkisini kullanırken davacı yararına hareket etme yükümlülüğüne aykırı davrandığı, dava konusu taşınmazın akitte gösterilen bedeli ile gerçek değeri arasında aşırı oransızlık bulunduğu, davalı V.. K..'ın taşınmaz bedelini davacıya ödediğini kanıtlayamadığı, bu taşınmazı satın alan ve inşaat işi ile uğraşan ve tanık beyanları doğrultusunda ortaklaşa inşaat yaptıkları anlaşılan diğer iki davalının da iyiniyetli kabul edilemeyecekleri, davalıların el ve işbirliği halinde davacıyı zararlandırdıkları gerekçesiyle birleşen davanın kabulü ile dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptaliyle davacı adına tesciline, asıl davanın ise; davacının talebi sözleşmenin feshini de içerdiğinden dava dilekçesinin talep sonucunun A ve B bendinde geçen hususlar yönünden dava konusuz kaldığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına, talep sonucunun C bendindeki talep yönünden davanın reddine karar verilmiştir.Karar, birleşen davada davalılar İ. K.. ve H. K..i vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.1- Dava, vekalet yetkisinin kötüye kullanılması ve muvazaa hukuksal nedenlerine dayalı tapu iptal ve tescil, olmadığı taktirde tazminat isteklerine ilişkindir.Mahkemece, işlemlerin muvazaalı olduğu gerekçesiyle, tapu iptali ve tescil isteminin kabulüne karar verilmiştir.Dosya içeriği ve toplanan delillerden, davacının davalılardan V.. K..’ı 20.01.2000 tarihinde vekil tayin ettiği, bu vekalete istinaden V.. K.. tarafından dava konusu taşınmazın 13.10.2000 tarihinde satış suretiyle davalı İ.Hakkı Kalkay’a temlik edildiği, bu davalının da taşınmazın 2/25 hissesini 26.11.2007 tarihinde diğer davalı H. İbrahim Küçükdeveci’ye, bu kişi tarafından da yargılama sırasında 7/100 hissenin 20.02.2009 tarihinde dava dışı Serdar Beceren’e devredildiği anlaşılmaktadır. Bilindiği üzere; dava açıldıktan sonra da sınırlayıcı bir neden bulunmadığı takdirde dava konusu malın veya hakkın üçüncü kişilere devredilebilmesi tasarruf serbestîsi kuralının bir gereği, hak sahibi veya malik olmanın da doğal bir sonucudur. Usul Hukukumuzda da ayrık durumlar dışında dava konusu mal veya hakkın davanın devamı sırasında devredilebileceği kabul edilmiş ve HMK’nın 125 ( HUMK'nın l86. ) maddesinde dava konusunun taraflarca üçüncü kişiye devir ve temliki halinde yapılacak usuli işlemler düzenlenmiştir. Buna göre, dava açıldıktan sonra taraflardan birinin dava konusunu üçüncü kişiye temlik etmesi halinde diğer taraf dilerse temlik eden taraf ile olan davasından sarfınazar ederek temlik alan kişiye karşı davasını devam ettirir ya da davasını tazminat davasına dönüştürebilirSomut olayda çekişme konusu taşınmazın 7/100 payı H. K.. tarafından üçüncü kişiye satıldığına göre 6100 sayılı HMK'nın 125 (1086 sayılı HUMK'nın 186.) maddesinin öngördüğü usuli işlemlerin uygulanmasının gerektiği tartışmasızdır.Hal böyle olunca; kendiliğinden (re'sen) gözetilmesi zorunlu bulunan bu usul kuralına göre, mahkemece davacıya seçimlik hakkı hatırlatılarak davayı ne şekilde sürdüreceğinin sorulması ve bu yöndeki usûli eksiklik giderildikten sonra işin esası bakımından bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.2- Bozma nedenine göre, birleşen davada davalılar H. K.. ve İ. .. K.. vekillerinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, birleşen davada davalılar H. K.. ve İ. K. vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, 1.100,00 TL duruşma vekalet ücretinin asıl ve birleşen davada davacıdan alınarak birleşen davada davalılara verilmesine, peşin harçların istek halinde temyiz edenlere iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 10.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.