MAHKEMESİ :Ticaret MahkemesiTaraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl davanın reddine birleşen davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün asıl davada davacılar-birleşen davada davalılar vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde asıl davada davacılar-birleşen davada davalılardan asil ... gelmiş, tebligata rağmen başka gelen olmadığından onların yokuluğunda duruşmaya başlanarak hazır bulunanın sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - KARAR -Asıl davada davacı-birleşen davada davalılar vekili, davalı kooperatif ile dava dışı arsa sahipleri arasında düzenlenen 06.02.1997 günlü arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca kooperatife isebet eden zemin kat 20 no'lu dükkan için 28.08.2000 tarihinde ortak olduklarını, 18.000,00 TL bedelin ödenmesine rağmen dükkanın eksik imalatla teslim edildiğini, eksiklerin ikmali için 12.000,00 TL masraf yapıldığını, kooperatifin arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi ve anasözleşmesine aykırı eylemlerinin anlaşılması üzerine arsa sahipleri ile kooperatif aleyhine anılan bağımsız bölümün tescili amacıyla ... 4. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2015/198 Esas sayılı dosyasında açılan tescil davasının ret edilerek kesinleştiğini ileri sürerek, kooperatife ödenen satış bedeli, aidat ve taşınmaza yapılan masraflar ile gerek davacılarca açıla davalarda ve gerekse kooperatifçe açılan dava ve başlatılan takipte yapılan masraflar karşılığı şimdilik 130.000,00 TL tazminatın faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Asıl davada davalı-birleşen davada davacı kooperatif vekili, davalıların sonradan iflas eden kooperatifin ortağı oldukları halde genel kurulca belirlenen aidat borcunun bir kısmını ödemediklerini, iflas kararıyla birlikte aidat ödeme yükümlülüğü kalksa dahi, iflas tarihi öncesi muaccel olmuş aidat borçlarının faiziyle birlikte ödenmesi gerektiğini ileri sürerek, Nisan 2004 ileEylül 2006 arası 10.000,00 TL aidatın genel kurulca bilirlenen %10 oranındaki faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, 29.04.2014 tarihli ıslahla alacağını 23.100,00 TL 'sına yükseltmiştir.Mahkemece, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; yargılama sırasında davalı ...'ın payını diğer davalı ...'a devir ettiği, iflas kararı sonrası yapılan alacaklılar toplantısında davacı ortağın alacağının sıra cetveline yazıldığı, birleşen davada ödemesi gereken aidat asıl borcunun 23.100,00 TL olduğu,iflas tarihine kadar ortaklık yükümlülükleri devam edeceğinden bu döneme ilişkin aidatın ödenmesi gerektiği, davacıya tahsis edilen dairenin tapuda arsa sahibi adına kayıtlı olması nedeniyle verilmesi mümkün olmayıp ortağa başka daire verilmesi de mümkün olmamasına rağmen davacı ortağın iflas tarihi itibariyle alacaklı olması nedeniyle alacağın takas ve mahsubunun da mümkün olmadığı, davacı ortağın önce kendi borcunu ödeyerek sonradan alacağını tahsil etmesi gerektiği gerekçesiyle davanın asıl davanın reddine, birleşen davanın kabulü ile 23.100,00 TL alacağın 10.000,00 TL'sinin birleşen dava tarihinden bakiye kısmının ıslah tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı ...'dan tahsiline, hakkındaki dava atiye bırakılan ... hakkında karar vermeye yer olmadığına karar verilmiştir.Kararı, asıl davada davacı- birleşen davada davalı vekili temyiz etmiştir.1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, asıl davada davacı-birleşen davada davalı vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.2- Asıl davada davacı, ödenen aidat, ve giderlerin tahsilini istemiştir. 21.06.2006 tarihinde davalı kooperatifin iflasına karar verilmekle, davanın kayut kabul istemli açılarak sonuçlandırılması gerekmektedir. 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu'nun 98 maddesi uyarınca, özel yasada açık hüküm bulunmayan hallerde Türk Ticaret Kanunu'nun anonim şirkete ilişkin hükümleri uygulanır. 6762 sayılı TTK'nın 405/1. ( TTK'nın 480/3) maddesi hükmüne göre, pay sehipleri şirkete sermaye olarak verdiklerini geri isteyemez; tasfiye paylarına ilişkin hakları saklıdır. Bu nedenle de, kooperatifin ortağı olan davacı bu aşama itibariyle hak sahibi olmayıp, tasfiye sonucu artan miktar üzerinde hak sahibi olabilir.O halde, mahkemece, davanın yukarıda açıklanan gerekçeler ile reddi gerekirken,aynı sonuca yazılı gerekçelerle varılması isabetsiz ise de,sonucu itibariyle doğru olan kararın HUMK' nın 438/son maddesi gereğince değişik gerekçe ile onanması gerekmiştir.SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle asıl davada davacı-birleşen davada davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile sonucu itibariyle doğru olan kararın değişik gerekçe ile ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 09.06.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.