Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 4390 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 6555 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :Ticaret MahkemesiTaraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R -Davacı vekili, müvekkilinin davalıdan olan alacağını tahsil amacıyla icra takibi başlattığını, ancak davalının haksız ve kötüniyetli olarak icra takibine itirazı üzerine takibin durduğunu ileri sürerek, itirazın iptaline ve icra inkâr tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, müvekkili şirket ile davacı arasında yemek kartı hizmetlerine ilişkin anlaşma sağlandığını, davacının müvekkili şirket çalışanları için aylık yemek kartı yüklemesini sağlayacağını, müvekkilinin de davacının edimini yerine getirmesinin ardından anlaşma gereği fatura bedellerini davacıya ödeyeceğini, edimlerini tam olarak yerine getirmeyen davacının sözleşmede belirtilen bedeli müvekkilinden talep etmesinin mümkün olmadığını, takip konusu alacak miktarının da likid olmadığını savunarak, davanın reddini istemşitir. Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsanıa göre; taraflar arasında 15.07.2010 tarihli multinet müşteri satış sözlemesi imzalandığı, sözleşmenin (j) maddesinde davacının ticaret defterleri ve belgelerinin delil olacağının davalı tarafça kabul edildiği, davacının düzenlemiş olduğu faturaları davalı tarafa tebliğ ettiği, davalının faturalara itirazının olmadığı, ancak cevap dilekçesinde hizmetin gereği gibi verilmediği yönündeki iddiasını ispat edecek herhangi bir delil sunmadığı gibi hizmetin gereği gibi ifası hususunda davacıya yazılı başvurusunun bulunduğunu ispatlayamadığı ve alacağın da likid olduğu gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsilik bulunmamasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-Davacı, icra takibinde, vade farkı ve asıl alacağı birleştirerek 59.966,27 TL asıl alacak talebinde bulunmuş, yapılan bilirkişi incelemesi neticesinde takip konusu bu miktarın 7.008,66 TL'sinin vade farkı alacağı olduğu belirlenmiş, mahkemece bu husus kabul edilerek hüküm kurulmuş ancak vade farkına icra takip tarihinden itibaren faiz işletilmemiştir. Vade farkından dolayı icra takip tarihinden önce davalı temerrüde düşürülmediğinden, vade farkına icra takip tarihinden önce faiz işletilmemesi doğru görülmüşse de, icra takibi ile temerrüt oluştuğundan bu tarihinden itibaren vade farkı alacağına temerrüt faizi işletilmesi gerekirken sadece asıl alacağa faiz işletilerek takibin devamına karar verilmesi doğru görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bendde açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bendde açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarını kabulü ile hükmün, davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 08.06.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.