MAHKEMESİ : Kayseri 2. Asliye Ticaret MahkemesiTARİHİ : 02/10/2013NUMARASI : 2012/82-2013/230Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil, mümkün olmadığı takdirde tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.-K A R A R-Davacı vekili, taraflar arasında 04.05.2005 tarihinde imzalanan arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca müvekkiline isabet eden üç adet dükkan ile sekiz adet dairenin davalı yüklenici tarafından 30.01.2009 tarihinde teslimi gerekirken bu tarihte teslim edilmediğini ileri sürerek, anılan bağımsız bölümlerin davalı adına olan tapu kaydının iptali ile müvekkili adına tapuya tescilini, bu mümkün olmaz ise rayiç değeri olarak şimdilik 15.000,00 TL'nin ve 31.01.2009 temerrüt tarihinden dava tarihine kadar 5.000,00 TL ecrimisil bedelinin her dönem sonundan itibaren avans faiziyle davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, inşaat sözleşmesine konu taşınmazda davacının paydaş olduğunu, diğer paydaşlarla bir sözleşme yapılmadığından inşaat sözleşmesinin geçersiz olduğunu ve geçersiz sözleşmeye dayanılarak hak iddia edilemeyeceğini savunarak, davanın reddini istemiştir.Mahkemece, iddia, savunma ve kısmen benimsenen bilirkişi raporuna göre; sözleşmeye konu arsada davacı paydaş ise de, davalı yanca dava tarihine kadar sözleşmenin bu nedenle geçersiz olduğu ya da feshedildiği yolunda bir iddianın ileri sürülmediği, işbu davada ileri sürülmesinin iyiniyet kurallarına aykırı olduğu, taşınmazın tapu kaydı davacı adına olduğundan tapu iptali ve tescil talebinin yerinde olmadığı, davalı yüklenicinin teslimde temerrüdü nedeniyle davacının BK.'nın 106/2. maddesince ifa yerine olumlu zararının tazmini bu kapsamda kendisine düşen bağımsız bölümlerin teslimi gereken 31.01.2009 tarihindeki rayiç bedellerini isteyebileceği, bilirkişi kurulunca bu bedelin toplam 1.190.000,00 TL olduğunu tespit edildiği, olumlu zarar istendiğinden ayrıca gecikme tazminatı talep edilemeyeceği gerekçesiyle, taleple bağlı kalınarak davanın kısmen kabulü ile 15.000,00 TL rayiç bedelin temerrüt tarihi olan 31.01.2009 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.Dava, taraflar arasındaki arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil, mümkün olmadığı takdirde rayiç bedel ve gecikme tazminatı istemlerine ilişkindir.Eser sözleşmelerinin bir türü olan “Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmeleri” uygulamadaki adıyla “Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmeleri” bedel olarak taşınmaz mal mülkiyetinin geçirimi borcunu içerdiğinden TMK’nın 706, dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan BK’nın 213., Noterlik Kanunu’nun 60 ve Tapu Kanunu’nun 26. maddeleri uyarınca resmi şekle bağlı tutulmuştur. Ayrıca, TMK'nın 692. maddesi gereği sözleşmenin tüm paydaşların katılımı ile yapılması zorunludur. TMK'nın 692. maddesi gereğince, paylı taşınmaz malın özgülendiği amacın değiştirilmesi, korumanın veya olağan şekilde kullanmanın gerekli kıldığı ölçüyü aşan yapı işlerine girişilmesi olağanüstü tasarruflardan sayıldığından, aksi kararlaştırılmış olmadıkça, bütün paydaşların kabulüne bağlıdır. Bu nedenle sözleşme konusu taşınmaz üzerine arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi yapılabilmesi tüm paydaşlarca ya da yetkili temsilcilerince sözleşmenin imzalanmış olması veya yapılan sözleşmeye "onay" verilmesine bağlıdır.Somut olayda sözleşmenin imzalandığı tarih itibarıyla, sözleşmeye konu taşınmazın tapu kaydına göre davacı haricinde Nafiz Şenyürek isimli bir paydaşının daha bulunduğu ve adı geçen paydaş ile sözleşme yapılmadığı anlaşılmıştır.Davalı yüklenici ile dava dışı paydaş Nafiz Şenyürek arasında arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi yapıldığı ya da davacı ile davalı arasında imzalanan 04.05.2005 tarihli sözleşmeye diğer paydaş Nafiz Şenyürek 'in muvafakatının olduğu iddia edilmediği gibi ispatlanamamıştır.Bu durumda mahkemece tüm paydaşlarının iştirak etmediği ya da muvafakat etmediği sözleşmenin geçersiz olduğu ve geçersiz sözleşmeye dayanılarak, sebepsiz zenginleşme hükümleri dışında herhangi bir tazminat talep edilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı gerekçeyle yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır.2)Bozma nedenine göre, davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.3-Kabule göre de, mahkemece taraflar arasındaki arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin ayakta olduğu kabul edildiğine göre davacının BK'nın 106/2. maddesi uyarınca ifadan vazgeçmesi halinde talep edebileceği olumlu zararın hüküm altına alınması da hatalı olmuştur.SONUÇ: Yukarda (1) bentte açıklanan nedenle, davalı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenle, davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden ilamının tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 03.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.