Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 4269 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 4251 - Esas Yıl 2014
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki elatmanın önlenmesi davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R -Davacı arsa sahibi ... vekili, müvekkilinin ...parsellerde bulunan taşınmazların maliki olduğunu, taraflar arasında düzenlenen... 1. Noterliği 13.10.1995 tarih ve 57429 yevmiye nolu arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi gereğince binanın yapılıp 2 ve 3. katlarla çatı piyesinin müvekkiline verilmesi gerekirken verilmediği ve kullandırılmadığını ileri sürerek, taraflar arasındaki sözleşmenin feshine, müvekkilinin... adresindeki taşınmazındaki işgalcilerin davaya dahil edilerek, işgalcilerin tahliyesi ve meni müdahalesine karar verilmesini istemiş, yargılamanın devamı sırasında davacı asıl tarafından, sözleşme konusu parseli davalıya sattığını, ancak yanı başındaki başka parsellere de girdiğini, davalının kendisine 4 daireyi verdiğini, ancak sonradan bu daireleri kabul etmekle kandırıldığını düşündüğünden dava dilekçesindeki taşınmaz numaralarını bildirdiğini belirtmiştir. Davalı yüklenici ... ise, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesini 2444 ada, 8 parsel arsa yönünden imzalayıp ruhsat alarak işe başladığını, davacının ısrarları üzerine ... Mahallesi'nden 3 adet ve ... İlçesinde 1 adet daireyi parasını ödeyerek satın alıp davacıya devrettiğini, bir miktar da para verdiğini, bunun üzerine davacının 2444 ada 8 parsel üzerindeki 50/100 hissesini kendisine satış yaptığını, davacının bu parsel üzerinde bir hakkı kalmadığını, davacının 10/100 hisseyi de ...'e satmasına rağmen bu bedeli kendisine ödemediğini, davacının bahsettiği diğer taşınmazlarla ilgisinin bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, tüm dosya kapsamına göre; davacının davalıdan 4 adet daire aldığını, ancak kandırıldığını düşünerek bu davayı açtığını beyan ettiği, davanın temelinin 13.10.1995 tarihli sözleşmeye konu yerden kaynaklandığı, sonraki beyan ve dilekçelerde sözü edilen ve dosyaya getirilen taşınmaz kayıtlarının bu dosya ile ilgisinin bulunmadığı, davacının bu taşınmazlarla ilgili açılmış bir davasının bulunmadığı kanaatine varıldığı ve davanın sübut bulmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı tarafın dava dilekçesinde, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanan uyuşmazlık yanında, ,,, parsellerin de işgal edildiği belirtilerek işgalcilerin tahliyesine yönelik olarak meni müdahale kararı verilmesi yönünde talebi bulunduğu anlaşılmaktadır. Mahkemece bu konuda dava bulunmadığı gerekçesiyle talep hakkında karar verilmemiştir. 6100 sayılı HMK'nın 297/2. maddesi "Hükmün sonuç kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların sıra numarası altında açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde göstermesi gerekmektedir." hükmünü içermektedir. Mahkemece davacının meni müdahale talebi hakkında gerekli araştırmayı yapıp, delilleri değerlendirerek bir karar verilmesi gerekirken, bu konuda olumlu veya olumsuz herhangi bir karar verilmemiş olması doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle, hükmün temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 04.06.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.