MAHKEMESİ : İstanbul 17. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ : 20/11/2012NUMARASI : 2012/181-2012/934Taraflar arasındaki asıl ve birleşen sıra cetveline itirazın yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı talebin kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.-K A R A R-Şikayetçi T. İş Bankası AŞ. vekili, müflisin müvekkiline asalet ve kefalet borçlarının bulunduğunu, alacaklarının iflas sıra cetvelinde dördüncü sıraya yazıldığını, oysa akdedilen genel kredi sözleşmesinde davalının bankada bulunan hak ve alacakları üzerinde banka lehine rehin, hapis ve takas hakkı tesis edildiğini, ayrıca lehlerine araç rehinleri ve taşınmaz ipoteği bulunduğunu ileri sürerek bu alacaklarının rüçhanlı alacak olarak kabul edilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Şikayetçi Yapı ve Kredi Bankası AŞ. vekili, alacaklarının genel kredi sözleşmesi hükümleri kapsamında müflisin bankadaki mevduatı üzerine tesis edilen rehin, hapis ve takas hakları ile temin edildiğini, iflas idaresince alacağın sıra cetvelinin dördüncü sırasında değerlendirilmesinin hatalı olduğunu; bir kısım alacağın da mer'i teminat mektubuna dayalı olduğunu ve bu kısmın da şarta bağlı alacak olarak yazılması gerektiğini ileri sürerek alacaklarının rüçhanlı olarak kabul edilmesine karar verilmesini talep etmiş; birleşen şikayetinde ise dilekçe ile başvurduğu iflas müdürlüğünün aynı yöndeki kararının kaldırılmasını istemiştir. Şikayetçi Hazine vekili, araçların aynından kaynaklanan motorlu taşıtlar vergisinin rüçhanlı alacak olarak kabulüne karar verilmesini istemiştir. Şikayet olunan iflas idaresi vekili T. İş Bankası AŞ. alacaklarının dördüncü sıraya yazıldığını, bu alacakların bir kısmının taliki şarta bağlı nitelikte olduğunu, rehinli araçların satılması halinde şart gerçekleşmiş olacağından alacakların öncelikle ödeneceğini, üzerinde ipotek tesis edilen taşınmazın üçüncü kişiye ait olması nedeniyle rüçhanlı alacak talebinin yasal olmadığını; Yapı ve Kredi Bankası AŞ. alacakları bakımından İcra ve İflas Kanunu'nun 184, 185, 186, 191, 192, 193, 200, 206 ve 229 uncu maddeleri uyarınca müflisin tasarruf yetkisinin bulunmadığını, müflisin takas talebinin de yasal dayanaktan yoksun olduğunu; Hazine alacakları için de araçların zaten MTV borçları ödenmeksizin satılamayacağını savunarak şikayetlerin reddini istemiştir. İcra Mahkemesince iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, banka ile müşteri arasındaki sözleşmede yer alan hükmün rehin hukuku esas prensipleri çerçevesinde alenilik taşıyan bir rehin sözleşmesi olarak kabulünün mümkün olmadığı, banka ile müflis arasındakibu sözleşmeye dayanılarak İİK 23/3 maddesinde belirtilen ve 206/1 maddesinde ifade edilenrehin tabiri kapsamında kalan bir alacak olarak değerlendirilmesinin söz konusu olmadığı,banka alacaklarının dördüncü sıraya yazılmasının yasaya uygun olduğu, mer'i teminat mektubu alacağının şarta bağlı olarak kaydında bir hata bulunmadığı, MTV alacağının ise rüçhanlı olarak kaydının gerektiği gerekçesiyle T. İş Bankası AŞ. ve Yapı ve Kredi Bankası AŞ.'nin şikayetlerinin reddine, Hazine vekilinin şikayetinin kabulüne karar verilmiştir. Kararı, şikayetçiler T. İş Bankası AŞ. vekili, Yapı ve Kredi Bankası AŞ. vekili ile şikayet olunan vekili temyiz etmiştir. 1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, şikayet olunan iflas idaresi vekilinin tüm temyiz itirazlarının İİK.'nun 366 ncı maddesi uyarınca reddiyle, şikayetçi Hazine'ye ilişkin hükmün onanmasına karar vermek gerekmiştir. 2- Hazine dışındaki şikayetçiler vekillerinin temyiz itirazlarına gelince; İİK'nun 206 ncı maddesinin ilk fıkrasına göre rehinli alacaklar, sıra cetvelindeki sıralamanın önünde ödenir. Bu bakımdan banka ile mudisi arasında akdedilmiş kredi sözleşmelerinde mudinin bankadaki parasının, mudinin bankaya olan borçlarının teminatı olduğuna dair kayıtlar geçerli bir rehin hakkı niteliğindedir. Kaldı ki, MK'nun 950 nci maddesinde düzenlenen hapis hakkına ilişkin şartların da bu paralar bakımından oluştuğu tartışmasızdır. Öte yandan alacağın şarta bağlı olması istenebilir hale gelmesi, rüçhan hakkına sahip olması ise diğer alacaklara kıyasla öncelikle ve tam olarak ödenmesi hususları ile ilgili olup, bu iki kavram arasında mahkemece öngörüldüğü şekilde bir bağlantı bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle mahkemece, şarta bağlı alacak ve rüçhan hakkı konusundaki hatalı hukuki değerlendirme ile kurulan hüküm doğru değildir. O halde yapılacak iş, İİK'nun 219/4 üncü maddesinde gösterilen süre içinde rehne ilişkin işlemlerin şikayetçiler tarafından yerine getirilip getirilmediği hususu üzerinde durulmak ve sıralamanın, yukarıda gösterilen ilkeler de gözetilerek yasaya uygun biçimde oluşmasını sağlayacak şekilde bir karar vermekten ibarettir. 3- Şikayetlerin birleştirilmesi ancak aralarında bağlantı bulunması halinde mümkün olabilir (HMK.m.166/1 ve 4). Somut olayda itirazların aynı sıra cetveline yöneltilmiş olması dışında bir bağlantıdan söz edilemez; nitekim şikayetçilerin alacakları, alacakların kaynakları, iddialar, sıra cetvelinde kabul edildikleri sıralar ve sair şartlar farklıdır. Bu durumda itirazların ayrı dosyalar üzerinden incelenmesi gerekirken, yasaya açıkça aykırı biçimde birleştirilmiş olmaları da bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda (1) sayılı bentte açıklanan nedenle şikayet olunan vekilinin temyiz itirazlarının reddine, Hazine'ye ilişkin hüküm kısmının ONANMASINA, (2) ve (3) sayılı bentlerde açıklanan nedenle şikayetçiler vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, aşağıda yazılı onama harcının şikayet olunandan alınmasına ve asıl ve birleşen dosyada şikayetçi T.İş Bankası ile Yapı ve Kredi Bankası A.Ş. 'nin yatırmış olduğu peşin harçların istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 10 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 24.01.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verilmiştir.
Bilmeniz halinde fark yaratacak kararlar
BONO • TEMİNAT SENEDİ • İSPAT YÖNTEMİ
Alacaklının bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla başlattığı takibe karşı borçlu, dayanak senedin 21.06.2012 tarihli araç kiralama sözleşmesi kapsamında alındığını ve teminat senedi olduğunu ileri sürerek takibin iptali istemi ile icra mahkemesine başvurmuş; mahkemece, bononu
KİRA BORCUNA İTİRAZ • KİRA SÖZLEŞMESİ - İTİRAZIN KALDIRILMASI
(.Dava, itirazın kaldırılması ve temerrüt nedeni ile kiralananın tahliyesi istemine ilişkindir. Mahkemece uyuşmazlık yargılamayı gerektirdiğinden istemin reddine karar verilmiş, karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Davacı, 15.07.2010 tarihinde başlattığı icra takibinde 01.06.2009 başlang
İtirazın iptali davasında takipte talep edilen faiz için dava açılmamış olması -faiz üzerinden inkar tazminatına hükmedilemeyeceği
Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen günde davacı vekili gelmedi. Davalı vekilleri Avukat O.K. ve M.K.geldi. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan davalı avu
Yargıtay
Yargıtay Karar Arama
Yargıtay Hukuk Dairesi Kararları Arama
Yargıtay Ceza Dairesi Kararları Arama
Yargıtay Karar Arama Nasıl Yapılır ?
Yargıtay Daire Bilgileri İle Dosya Sorgulama
Yargıtay Yerel Mahkeme Bilgileri İle Dosya Sorgulama
Yargıtay Kanunu
Yargıtay İş Bölümü
Yargıtay Haberleri
Karar Arama
Yargıtay Kararları
Yargıtay Hukuk Dairesi Kararları
Yargıtay Ceza Dairesi Kararları
BAM Kararları
Danıştay Kararları
Anayasa Mahkemesi Kararları
Uyuşmazlık MAhkemesi Kararları
Karar Arama Nasıl Yapılır?
Emsal Karar ve Emsal Karar Arama Nedir?
Yargıtay Karar Arama Nasıl Yapılır?
BAM Karar Arama Nasıl Yapılır?
Danıştay Karar Arama Nasıl Yapılır?
Anayasa Mahkemesi Karar Arama Nasıl Yapılır?